Gustaf Stotz, Weissenhof projesinin ilk duyurusunu, 30 Mart 1925'de gerçekleştirilen Bremen Werkbund toplantısında şu cümleler ile yapar:
"1926'da (sergi bir sene ertelenmişti) Stutgart'ta, yöresel hükümetin katılımı olmadan, ama elbette Stuttgart kentinin desteği ile oluşturacağımız, ismi "Yeni Konut" veya benzeri şekilde anılacak sergi ile konutlar ve onların iç mekanlarını göstereceğiz. Uluslararası mimarlığın maketleri, mimari heykel, duvar resimleri ve yalın ev eşyaları bu sergiye eşlik edecek. Genel bir prensip olarak, yalnızca, günümüzün şartlarına uygunluk gösteren sürekli ve yenilikçi bir mimari stilin ruhu ile çalışan ve elbette konut inşaatına uygun teknik ekipmana vakıf mimarlar davet edileceklerdir. Hala üzerinde çalışılmakta olan detaylı bir yapı programı, belli bir bütünlüğün yakalanmasını sağlayacak belirli gereklilikleri ortaya koyacaktır. Söz konusu şartlar, daha fazla tasarımsal özgürlük makbul olsa da, sergi maketlerinde de aranacaktır. Yaklaşımın nasıl olacağını çalışma komitesine daha net bir şekilde açıklamak adına [Werkbund] Württemberg Bölge Kurulu Hans Poelzig, W. C. Behredt ve Mies van der Rohe'yi serginin gerçekleştirilmesinde yardımcı olarak atamayı önermiştir."

Stotz'un ilk açıklamasının ardından Poelzig ve Behrendt, Mies'in varlığını daha ikna edici kılmak için özenle yerleştirilmiş detaylarmışçasına, Weissenhofsiedlung projesinde hiç bir rol oynamazlar. Mies van der Rohe Haziran 1925'de serginin sanat direktörlüğüne getirilir. Ludwig Hilberseimer ise serginin uluslararası plan ve maket bölümünü yönetmek üzere sergi müdürü olarak atanır.
Öncelikle "Yeni Konut", ardından yalnızca "Konut" (Die Wohnung) adını alan sergiye davet edilecek mimarların seçilmesi, Stotz'un açıklamasında yer verdiği prensipler çerçevesinde ancak daha hummalı bir çalışma gerektirir. Stotz'un, Werkbund'un "ulusal bir sergi" olarak benimsediği Weissenhof'a yabancı mimarları da "inşa etmek" üzere davet etmek istemesi, çeşitli komplikasyonlar doğurur. Her ne kadar serginin "milli ruh"unu zedeleyeceği iddia edilse de, organizasyonun finansörü olan Stuttgart yönetiminin ikna edilmesi ile Weissenhofsiedlung'un kapıları Almanya sınırının ötesine açılır.
Çağdaşları tarafından "avangard" olarak görülen, ancak çoğu günümüzde mimarlık tarihinin önemli figürleri arasında sayılan 17 mimar, 1926 yılına uzanan bir aralıkta Weissenhof sergisine katılmak üzere çağırılırlar. Büyük bir kısmı birbirini Werkbund, Zehnerring ve Novembergruppe gibi profesyonel meslek örgüt ve topluluklarından tanıyan bu mimarlar, gerçekten de "Neues Bauen" söylemine yakın durmaktadırlar. Serginin gerçekleştirildiği 1927 yılında hemen hepsi 45 yaşın altında olan 17 uluslararası mimar, bu anlamda mesleki olgunluğun başında, hırslı, yenilikçi ve deney yapmaya heyecan duyan aktörler olarak da görülebilirler.
Yine büyük çoğunluğu Weissenhofsiedlung projeleri öncesinde pek de tanınmayan ve az ücretle çalışan mimarlar arasında en genci, o tarihte yalnızca 28 yaşında olan Mart Stam'dı. 20'inci yüzyıl mimarlık pratiklerinin öncü figürleri olarak gösterilebilecek Le Corbusier ve Pierre Jeanneret, Hans Scharoun, Walter Gropius ve Mies van der Rohe'nin dışında sergiye, daha deneyimli ve hükümet ile yakın ilişki içinde olan Peter Behrens ve Hans Poelzig de davet edildi. Weissenhofsiedlung'un "yabancı" mimarları, Hollandalı Mart Stam ve Fransız Corbusier-Jeanneret ikilisi dışında yine Hollanda'dan Jacobus Johannes Pieter Oud, Belçikalı Victor Bourgeois ile Avusturyalı Josef Frank'tı.
"Die Wohnung"a konutların iç mimarlık, dekorasyon ve mobilya seçimleriyle ilgilenerek katkıda bulunan isimler arasında da Marcel Breuer, Camille Graeser, Heinz ve Bodo Rasch ile Richard Herre sayılabilir.