Unlimitedesign kurucusu, iç mimar Selina Kazazoğlu, betonarmesi ve çatısı tamamlanmış durumdayken tasarım çalışmalarına başladığı evin tüm odalarını, geçişlerini ve açıklıklarını yeniden kurgulamış.
Çeşme'nin Mamurbaba bölgesinde, 800 m² bahçe içinde yer alan ve toplam 200 m² alanda kurgulanan iki katlı ev, modernizmi temsil eden bir tasarım anlayışına sahip. Ev aynı zamanda, organik dokular ve beyaz-gri ağırlıklı renk paletiyle doğaya kolayca uyum sağlayan bir profili temsil ediyor.
Çağdaş mimari ve dekorasyon tutkunu olan ev sahipleri, evlerini iç mimar ve tasarımcı Selina Kazazoğlu’na teslim ederken, evin sakin ve rahat yaşanabilir bir karaktere sahip olmasını, mekanların çoğunda fonksiyonel gizli depolama alanlarına yer verilmesini ve bu çözümlerin mimari ile uyum sağlayacak şekilde kurgulamasını istemişler.
Tasarım çalışmalarına evin betonarmesi ve çatısı tamamlanmış durumdayken başlayan Selina Kazazoğlu, tüm odaları, geçişleri ve açıklıkları yeniden kurgulamış. Diğer tarafta, yapının mimari kurgusunda değişiklikler yapan Kazazoğlu, koridoru salon bölümünden ayrıştırarak çocuk ve ebeveyn odaları ile direkt olarak ilişkilendirmiş.
Bahçedeki barbekü alanı, havuz, veranda ve bahçe duvarlarının yerleşimi yeni baştan tasarlanırken, peyzajın modern yapıyla bütünlüğü ve doğayla iç içe bir yaşam sunması ön planda tutulmuş.
İskandinav stilinde dokunuşlarıyla minimal bir çizgiyi temsil eden evin tasarım sürecinde öncelikle dolaplar çözülmüş. Duvarlar ise bu plan etrafında şekillenmiş. Dolapların genel mimariye ve dekoratif ruha uyumlu oluşu, gömme olarak çözümlenmesi ve duvarların bir parçası gibi görünmesi Selina Kazazoğlu için projenin en özel detayları arasında yer alıyor.
Minimal ev konsepti, beyaz ve onu destekleyen pastel renkler sayesinde naif bir duruş kazanmış. Evin açık plan olarak şekillendirilmesi, hem çocuklarının göz önünde olması hem de aile bireylerinin birbirlerini görebilmesi açısından başka bir değeri temsil ediyor.
Proje kapsamında doğramaların tamamı duvarların içine gömülecek şekilde tasarlanmış. Tüm pencereler açıldığında, iç mekanın dış mekanla bütünleşmesi ve zemindeki malzemenin ham duruşu evi sınırlardan arındıran bir etki ortaya çıkartmış. Zeminde yer alan doğramaların gömülmüş olması da bu efekti desteklemekte. Evin hakim renk paletinde, modernizmin temsilcisi, benzer natürel etkinin vurgulanışını gözlemlemek mümkün.
Evin aydınlatma sistemi için çoğunlukla spot kullanılmış. Sarkıt aydınlatma elemanları ise minimal çizginin temsilcisi, gösterişten uzak ve sakin bir atmosfer yaratmak hedefiyle, mekanların içerisinde tasarım odağı olacak şekilde seçilmiş.
Perde bantı kullanılmayan projede, perde rayları tavana gömülmüş. Evin tüm kapalı mekanlarında -beton görünümü sağlamak amacıyla- çimento esaslı bir kaplama malzemesi kullanılmış. Malzeme aynı zamanda sürülmesi mümkün, derzsiz, mala izlerinin görüldüğü ve bakımı kolay olması sebebiyle de tercih edilmiş.
Dış mekan zeminlerinde seramik, barbekü alanında ise tik kullanılmış. Projenin peyzaj düzenlemesinde tropik bitkiler ön planda olacak şekilde, çim alan mümkün olduğunca azaltılmış.