Tasarımı biçimlendiren temel düşünce; bir tiyatro yapısını, çocukların hayal gücü ve beklentileri doğrultusunda kurgulayarak, konuklara renkli bir mekân sunmak olmuştur. Renkli cephesiyle fuaye, çocukların hayal dünyasına açılan bir kapıdır.
Yalova Çocuk Tiyatrosu ve Kütüphanesi, çocuklara evsahipliği yapmak üzere Yalova’nın kültürel etkinliklere ayrılmış bölgesinde yer almaktadır. Türkiye’nin birçok alanda ünlü adlarını eğitmiş olan Coğrafya Öğretmeni Mesude Engin tarafından, üç yıl önce vefat eden tiyatro yazarı eşi Sabahattin Engin ve kendi adına bağışlanan yapı, Türkiye’de çocuklar için tasarlanmış, yalnızca çocuk oyunlarının sahneleneceği ilk tiyatro binasıdır. Ana kütle olan tiyatro salonu, arsanın ve çevrenin karakterine uygun olarak, dikdörtgen prizma formunda tasarlanırken, kütlenin çevre ile olan ilişkisine özen gösterilmiştir. Binanın işleyişine ait fuaye, sahne arkası, yeşil oda ve kütüphane gibi öteki birimler salon biriminin çevresine işlevsel ilişkileri ön planda tutularak yerleştirilmiştir. Salonda olduğu gibi rasyonel dikdörtgen prizma ve küplerin, farklı boyut ve renklerde, dışarı çekilmeleriyle oluşturulan dinamik ve renkli giriş cephesinin kurgusu binaya hareket kazandırmıştır.
Yapının gereksinim programında olduğu gibi plan şemasında da kütüphane, yönetim ve ıslak hacim birimleri, tiyatro salonuna ait; sahne arkası, dekor deposu ve yeşil oda birimlerinden iç bahçe boşluğuyla koparılmıştır. Binanın ana omurgasını fuaye oluşturmaktadır. Bütün depolama birimleri ve teknik hacimler, salon kütlesinin altında yer alan bodruma yerleştirilmiştir. Proje, 200 kişilik tiyatro salonu, kütüphane, fuaye ve sahne arkasıyla dört ana kütleden oluşmaktadır. Kütüphane, yönetim ve ıslak hacimler aynı kütlede iken salon, kendisini saran sahne arkası ve yeşil oda birimleri ile desteklenmiştir. Sahne sanatlarının değişken ve canlı özelliğinin mimarlık diliyle anlatımının yanısıra, tiyatronun sanat içerisindeki önemi, sanatın yaşamın merkezinde yer alması, salon kütlesinin plan şemasında merkeze yerleştirilmesiyle vurgulanmıştır. Bu üç kütle; dışa dönük, saydam ve hafif bir mekân olan, yapının ana omurgasını (dolaşım alanını) oluşturan fuaye ile birbirine bağlanmıştır. İç dolaşımın büyük çoğunluğunu üstlenen fuaye, bütün birimlere dağıtım sağlayan ana arter görevindedir. Boyut olarak küçük tutulmasına karşın, işlevsel olarak planlamanın kalbi niteliğindedir. Fuayenin salondan uzaklaşarak iç bahçeye yer açması, salonun dolu kütlesine karşılık dengeleyici bir unsuroluşturmuştur.
Tasarımı biçimlendiren temel düşünce; bir tiyatro yapısını, çocukların hayal gücü ve beklentileri doğrultusunda kurgulayarak, konuklara renkli bir mekân sunmak olmuştur. Renkli cephesiyle fuaye, çocukların hayal dünyasına açılan bir kapıdır. Aynı giriş kapısı ekseninde yine çocukların eğlenip doğayı yaşadığı iç bahçe yerleştirilmiştir. Böylelikle fuaye, salon kütlesinin aksine, tümüyle dışa dönük, bulunduğu çevreyle iç içe, güneşi tümüyle içine alan, çevreyle var olan bir mekân haline gelmiştir. Binanın bütününe egemen olan giriş cephesi, içeriyi dışarı ile bütünleştiren geçirgen bir zar olarak ele alınmıştır. Basit geometrik şekiller (kare ve dikdörtgenler) farklı boyutlarda bir araya getirilip, dinamik etki kazanarak, binanın kullanıcısı olan çocuklarla ilişkilendirilmiştir. Günışığını tümüyle içeri alan ön cephe, gökkuşağının bir parçasıymış gibi yükselirken, tiyatro salon kütlesinin tekdüze ve masif hacmine karşılık parçalı olarak tasarlanmıştır. Fuaye cephesinin kurgusu uzun bir tasarım süreci sonunda, çocukların hızla değişen, ele avuca sığmaz, hareketli halleri göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur. Renklerin birbirine geçmesiyle oluşturulan cephe; yalın, rasyonel ve mütevazı bir tutum sergilemeye gayret gösteren projenin mekân zenginliğini yaratan vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir. Cephe; mekânsal gereksinimleri karşılamasının ötesinde, bütün çocuksu duyulara hitap eden güçlü ve çağdaş bir giriş; aynı zamanda dinamik bir mimari çözümdür. Renklerin seçiminde arzulanan simgesellik binanın yüzünde karmaşık bir gökkuşağı oluşturmuştur. Çocuklar için tasarlanmış bu binada; gölgeler bile monotonluktan uzaklaşıp renklere kavuşmuştur.
*Bu proje YAPI Dergisi'nin 375. sayısında yayımlanmıştır.