ERA Mimarlık, kendi içinde farklı kullanım yoğunluklarına sahip olan Moroğlu Arseven Avukatlık Ortaklığı Bürosu'nu, zemin kotundan başlayarak bir yolculuk hissini yaratacak şekilde tasarlamış. Projenin hikayesini yaratıcılarından dinleyelim...
Moroğlu Arseven Avukatlık Ortaklığı Bürosu, girişi Nişantaşı’nda Abdi İpekçi Caddesi’nden olan sekiz katlı bir yapının, arka bahçesindeki ek binasında yer alıyor. Söz konusu ek bina, bir zamanlar faal olarak işleyen ancak sonraları âtıl duruma düşen, otomatik katlı otopark sistemi için üretilmiş betonarme karkas bir strüktürden ibaret.
Binanın yeniden işlevlendirilmesi sırasında var olan bu strüktür, projenin kısıtlayıcısı yerine yola çıkış noktamız oldu. Yapısal öğelerini değiştiremeyeceğimiz bu strüktür, işlevleri içine yerleştireceğimiz bir mastar görevi gördü.
Pek çok ”fit-out” projesinde, kullanıcılarının kurumsal kimliklerinin yüzeylere ya da mekânlara yansıtıldığı düzenlemelerde bu kimliğe dolaylı ya da doğrudan analojilerle ilişkiler kurulmakta. Bu projede işverenimizin böyle bir talebi olmadığı gibi, proje ekibi olarak biz de klişeleşmiş görsel metaforlardan özellikle kaçındık. Buna karşın eşitlik, açıklık, yalınlık, dürüstlük ve güç gibi evrensel hukuk ilkeleri kavramsal olarak bize yol gösterdi.
Var olan strüktürün kaba ve katı yapısı hukukun gücünü bize anımsatan bir altlık gibi kullanıldı. Bu yapının kaplanarak, ince ayrıntılarla narinleştirilerek ehlileştirilmesi projenin yola çıkış noktasına aykırı olacağından kiriş, kolon ve tavan yüzeylerini kaplamak istemedik. Aydınlatma ve elektrik tesisatı gibi bütün elzem altyapıyı da gizlemeye gerek duymadan dürüst ve yalın bir şekilde kullandık.
Avukatlık bürosu, yeniden işlevlendirilen bu yapının içinde üç ana kat ve üç asma kattan oluşan altı katlı dikey bir büro olarak çalışmakta. Kendi içinde farklı kullanım yoğunluklarına sahip olan proje, zemin kotundan başlayarak bir yolculuk hissini yaratacak şekilde tasarlandı. Karşılama alanına bağlanan kütüphane, çalışma ve toplantı alanları ise zemin katın ana işlevlerini oluşturuyor. Var olan binadaki en önemli yapısal müdahale ise projenin katları arasında ana iletişim bağını kuran dikey dolaşımın sağlanması oldu.
Bütün mekânlarda yalın mobilyalar ve nötr renkler tercih edilerek, çalışanların kolay odaklanabilecekleri ve aynı zamanda da sosyalleşebilecekleri bir büro atmosferi yaratmayı hedefledik.
* Bu proje, YAPI Dergisi’nin 433 / Aralık 2017 sayısında yayımlanmıştır.