Mimari tasarımı GEOMIM, iç mekan tasarımı GEO_ID imzası taşıyan CAJA by Maxx Royal projesinin tasarım süreci, yapının bulunduğu konumun var olan değerlerinin ve ruhunun dikkate alınmasıyla başlamış.
Foto: Ali Çalışkan
CAJA by Maxx Royal, Bodrum'daki pastoral koylardan birinde yer alan, sade ve muhteşem bir deneyim sunan, uzun süreli konaklama hizmetlerine sahip 22 villadan oluşan bir tatil yeri. İşveren ile sıfırdan yakın bir işbirliği içinde geliştirilen proje, Ege’nin kıyısında tatil köyü konseptini yeniden tanımlıyor ve CAJA, konukların beş yıldızlı bir otelin hizmetlerinden yararlanabilecekleri sade bir atmosfer sunuyor.
Bodrum'un ünlü Türkbükü koyuna komşu olan Hebil Koyu, berrak bir denize sahip yemyeşil doğasıyla nispeten sakin, özünde bir yerleşim bölgesi. Yamaçlara yayılmış, dış cephesi beyaz sıva kaplı villalar, zeytin ağaçlarıyla bezeli maki peyzajı ve muhteşem manzarası bu sahil şeridinin bilinen başlıca özellikleri arasında. Tasarım süreci ister istemez yapının bulunduğu konumun var olan değerlerinin ve ruhunun dikkate alınmasıyla başladı ve GEOMIM’in öncelikli hedeflerinden biri, yalnızca bulunduğu koya vurgu yapan ve o koya bağlı hissettiren değil, aynı zamanda insanların koy deneyimini zenginleştiren bir otel tasarlamak oldu. Bunu başarmak amacıyla da villaların araziye yerleşimlerini bina yaklaşma sınırının otuz metre gerisinde kurgulayarak havuz ve plaj kullanımı için geniş açık alanlar bırakıldı.
Giriş, dinlenme salonu, havuz ve plaj, restoran, spor salonu ve SPA gibi tatil köyünün çeşitli fonksiyonları, girişin etrafında veya deniz kenarında kümelenerek villaların konumlandırıldığı bölgeyi samimi ve sakin bıraktı. Villaların mimarisi 1+1, 2+1 ve 3+1 seçenekleri sunan proje, 80'li yıllarda Bodrum'da popüler olan ev tarzından ipuçları alarak, kent kimliğinin ölçekleri ve bütünsel ifadesi ile uyum içinde kalma amacıyla, doğa ile iç içe ve yarı açık mekan ilişkileriyle kurgulu bir dizi yapı ortaya çıkarmayı hedefleyerek kurgulandı. Zemin katlarda yer alan her daire için bir açık yaşam alanı tasarlandı ve birinci katlarda ise ahşap saçaklarla gölgelendirme sağlandı.
Drone ile çekilen ve araziye kuşbakışı bakan bir fotoğraf, projenin bağımsız bloklardan oluştuğunu düşündürebilir. Aslında her birim, otelin verimli çalışmasını sağlayan teknik odalar, otopark, personel odaları ve servis alanlarında oluşan ve yerin altında yer alan bir bazanın üzerinde yer alıyor. Bu görünmez tabanın üzerinde ve çevresinde yer alan villa birimleri, servis alanlarına mekansal olarak da bağlı; ancak bu baza ve servis alanları misafirler için en üst düzeyde mahremiyet sağlayacak şekilde konumlandırıldı ve konukların yaşam alanlarına müdahale etmeyecek şekilde tasarlandı.
Uzun süreli kullanım göz önüne alınarak, iç mekan tasarımında zaman içinde misafirleri bunaltabilecek cesur yüzeylerden ve/veya nesnelerden kaçınılarak, sürdürülebilir ve bakımı kolay yüzeylerin kullanımıyla, ferah ve dingin bir deneyim elde etmeyi amaçlandı. GEO_ID tarafından tasarlanan siyah, beyaz ve bej sade renk paleti, iç mekanlara “sakin bir atmosfer” getirdi. Dış cephede kullanılan beyaz sıva kaplama iç mekanlarda da devam ettirildi ve böylece yazlık mekan kullanım ritüellerine mükemmel bir uyum sağlayarak iç ve dış mekan arasındaki sınırlar ortadan kaldırıldı.
Mobilyaların çoğu, beyaz duvarlar ve tavanlarla kontrast oluşturacak şekilde siyah olarak tasarlanırken, bej seramik yüzeylerle ortamı dengelendi ve atmosfere sıcaklık katıldı. Aynı zamanda döşeme renklerinde kullanılan açık bej renk paleti, iç mekanın daha aydınlık olmasını sağladı. Özel tasarlanan çerçeveler duvarlara hareket katarak projenin geometrik dilinin eğlenceli bir soyutlaması olarak kullanıldı. Odaları çevreleyen siyah çizgiler ise yapının lüks hissini vurgulayacak nitelikte tasarlandı.
Vaziyet Planı
Kesitler