Halil Baha Akyar, Utku Doğanay, Selin Demirel, Aysu Kuştaş ve Efekan Doğanay tarafından tasarlanan proje, Odak Ürgüp Kent Merkezi İçin Fikir Yarışması'nda 1. Ödül'e layık görüldü.
Kavuşak: Buluşma, kavuşma yeri, kavşak
Ürgüp; mimarisi, yerel ekonomisi, yerel üretim kaynakları, coğrafyası, mutfağı, festivalleri ve daha nice yönüyle zengin, tasarımla sağaltılabilecek, çok katmanlı yapısı ile yeni bir hikayenin başlangıcı olabilme potansiyelini taşır. Damsa çayı etrafındaki konumu sayesinde yeşiller içinde, kaya oyma mimarisi, yerel malzemeleri ve sanatıyla özeldir. Birçok medeniyetin kesişiminde bir “kavuşak” olma niteliği taşır.
Ürgüp’ün zaman içerisindeki değişimi incelendiğinde, mağara yaşantısından modern kent hayatına geçen Ürgüplülerin verimli arazi üzerine yerleşmeleri nedeniyle yerel üretim zarar görmüştür. Bir yandan endüstriyel üretimin gelişimi, yarışma alanının güneyinde kalan Şarap Fabrikası’nın izlerinden okunmuş yakın zamanda bu alanı Kapadokya Üniversitesinin alması ile bu endüstri mirasının korunmasına dair iş birliği yapılabileceği öngörülmüştür. Şarap Fabrikası kapatılsa da bölgede yerel şarap üretimi devam etmektedir.
Yarışma alanı, Damsa Çayı’nın batısında ve Üç Güzeller ören yerinin doğusunda yer almaktadır. Çevresinde kamus alalanlar, Şarap Fabrikası gibi endüstri mirası yapılar ve kentsel zemin bulunmaktadır. Bu özellikler, alanı hem kentliler hem de ziyaretçileriçin bir odak noktası yapma potansiyeline sahiptir.
Kanlıca Vadisi’ni kapsayan yarışma alanı, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında doğal ekosistemini korumuştur. Ancak 1970’lerde başlayan ıslah çalışmaları ve otogar alanı olarak kullanılması, bölgedeki dere ve yeşil dokunun kaybolmasına neden olmuştur. Günümüzde, ıslah edilmiş bu dere kutu menfez içinde yağmur suyu hattı olarak Damsa Çayı’na bağlanmaktadır.
Tasarım Yaklaşımı, Kentsel Zemin ve Yapısal Müdahaleler
“Kavuşak” projesinin temel amacı, derenin üzerinde yer alan Cumhuriyet Meydanı’nı, eski otogarın bulunduğu “odak alanı” ve köy terminalinin bulunduğu “etkileşim alanı” ile su ve yeşil dokunun birlikteliği aracılığıyla birleştirmektir. Bu amaç doğrultusunda açığa çıkarılan dere, Cumhuriyet Meydanı üzerinden geçerek yayalaştırılan Suat Hayri Ürgüplü ve Güllüce Caddeleri boyunca ilerler ve yarışmanın odakal anına ulaşarak burada “odak meydanını” tanımlar. Dere çevresindeki yeşil doku, Ürgüp’ün karasal step iklimine uygun, yöreye özgü bitki türlerinden oluşturulmuştur. Ayrıca, Ürgüp’ün uzun yıllardır süregelen su sorunu dikkate alınarak, peyzaj düzenlemesi az su isteyen bitkilerle tasarlanmıştır.
Dereyle yeniden şekillenen kent zemini, mevcut binalara eklenen ikincil yapısal katmanlarla programatik olarak da dönüştürülmüştür. Eski veyeninin uyumundan doğan bu yeni düzenleme, mevcut ticari alanları birer “pasaj”a dönüştürmüş ve eklenen yapısal katmanlar, komşu mülk sahiplerinin taleplerine göre esnek bir şekilde kullanılabilir olarak tasarlanmıştır.
Bu yaklaşımla hedeflenen, eklenen ikincil katmanların kentliler ve esnaflar için bir arayüz oluşturarak birlikte üretim ve etkileşim sağladıkları bir ortam yaratmasıdır. Tasarım kararı, yarışma alanı etki sınırları içinde farklı yerlerde uygulanarak mevcut binalara yönelik çeşitli yapısal müdahaleleri içermektedir.
Yeni eklenen yapıların yapımında, Ürgüp çevresindeki taş ve kum ocaklarından temin edilen toprak malzemeler kullanılmıştır. Bu malzemeler, kırsal bir inşa yöntemi olan Sıkıştırılmış Toprak (Rammed Earth)tekniğiyle yapısal bir forma dönüştürülmüştür. Toprak malzemeler, Ürgüp’ün doğa ltoprak tonlarından oluşturulan bir renk paletiyle kente özgü estetik bir kimlik kazandırmayı amaçlamaktadır. Bu yaklaşım, Ürgüp’ün yerel malzemelerini ve geleneksel yöntemlerini kullanarak modern bir meydan üretmeyi hedeflemekte; eski ile yeninin uyumlu bir sentezini sunmaktadır.
Bu programatik dönüşüm aşamasında 1970 yılı haritası referans alınarak, bölgenin yapısal kimliği ve bu kimliğin oluşturduğu kentli hafızası korunmaya çalışılmıştır. Ancak, bu yapısal kimliğe aykırı olan ve 2000’li yıllarda inşa edilmiş çok katlı otel ve iş merkezi binaları kaldırılmıştır. Bu müdahale, meydanı kentliler için daha erişilebilir hale getirmeyi ve Mehmet Akif Bulvarı’ndan görünür kılmayı hedeflemiştir.Kentin güney aksının meydana bağlanması, bölgedeki kentsel iyileşmeyi kendiliğinden tetikleyebilecek bir potansiyel taşımaktadır. Kaldırılan binaların yerine, odak meydan ile bağlantılı avlulu çarşı yerleşimi önerilmiş; ticari alanların işletmesinin ise hak sahiplerine verilmesi planlanmıştır.
Yeni Kamusal Alanlar: Gastronomi ve Festival Meydanları
Odak meydanın güneyindeki avlu alanla olan ilişkisini güçlendirmek ve bu alanı meydana dahil etmek amacıyla, mevcut iki katlı yapının üst katı kaldırılmış ve alan teraslanarak bir gözlem noktası haline getirilmiştir. Böylece meydan güneye doğru genişletilmiştir.Günümüzde otopark olarak kullanılan bu alan, araçlardan arındırılmış ve mevcutta az sayıda bulunan esnaf lokantalarının yer aldığı bölge, bu durumu destekleyecek şekilde “gastronomi meydanı” olarak tanımlanmıştır. İnşa edilen ticari alanların mülkiyetinin hak sahiplerine verilmesi düşünülmüştür. Bu meydan, Ürgüp’ün mutfağı ve yerel lezzetlerini ön plana çıkaran bir alan olarak, tüm kullanıcılarına nitelikli bir yeme-içme deneyimi sunmayı hedeflemektedir. Bu Meydan düzeniyle mevcut avlu tip yapıların farklı kullanıcı profilleriyle ziyarete açılacağı ve gelecekte iyileştirici dönüşümlere ön ayak olacağı düşünülmüştür. Ayrıca, meydanın Temenni Tepesi ile olan görsel bağlantısı, bu meydanı daha da zenginleştirmektedir.
Açığa çıkarılan kanlıca deresi, mevcut bina boşluklarından ilerleyerek son olarak köy terminali alanına gelir ve burayı dönüştürür. Bu alan “festival meydanı” olarak ele alınıp kent zemini farklı etkinliklerin mekânsal gereksinimlerine cevap verebilecek bir yüzey olarak ele alınmıştır. Su etrafında rekreasyon alanlarının yanında orta kamusal yüzeyin boşluğu geçici strüktürlerle dönüştürülerek birçok kullanıma uygun hale getirilir. Özellikle kentin ihtiyacı olan geniş toplanma alan ıihtiyacı, bu meydanda çözüme kavuştutulmuştur.
Sonuç olarak birçok meydanı birbirine bağlayan “kavuşak” projesi, mevcut olanı dışlamadan kentsel sürekliliği oluşturmayı ve su/yeşil birlikteliğiyle kamusal alanları organize etmeyi önermiştir. Burada bahsedilen süreklilik Ürgüp’e dair yeni kurguları etrafında toplayan alanları tanımlar; hayata dair ve dahil olan, üreten, paylaşan bir toplumun hikayelerinin anlatıldığı noktalar bütünüdür.