Farklı ölçek ve programlarda üretimler yapan Deren Uysal Mimarlık kurucusu Deren Uysal bu ay Çat Kapı konuğumuz oldu.
Covid-19 süreci sebebiyle fiziksel olarak gerçekleştiremediğimiz Çat Kapı röportajlarımıza çevrim içi olarak devam ediyoruz. 23 Eylül Salı günü YouTube kanalımızdan canlı olarak yayınlanan Çat Kapı röportajlarının bu ayki konuğu Deren Uysal Mimarlık kurucusu Deren Uysal’dı.
Mimari proje, iç mekan projesi, kentsel tasarım projesi ve danışmanlık gibi hizmetleri ile pratiğini Marmaris’te, mimarlığın akademik tarafını ise İstanbul’da devam ettiren Deren Uysal ile ofisin hikayesini, yarışmalara katılım süreçlerini, akademik hayatını, projelerini ve deneyimlerini konuştuğumuz söyleşinin kısa başlıklarını burada okuyabilir, tamamını ise YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.
Kısaca kendinizden ve önceki deneyimlerinizden bahseder misiniz?
2011 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi'nden mezun oldum. Hemen arkasından Bilgi Üniversitesi'nde; Nevzat Sayın, Mehmet Kütükçüoğlu’nun kurduğu, o dönem bizim için çok heyecan verici olan master programına başladım. 2013’te mezun oldum. Biraz ofislerde çalışma süreci, birtakım freelance işler, kolektif yarışmalar derken 2016 yılında kendi pratiğimi yürütmek istediğime kanaat getirdim. Şu anda bir yandan da Dokuz Eylül’de doktora yapıyorum. 2014’te başladım ama pratik hayat olunca orası yavaş ilerliyor.
2016 yılında kurulan genç bir pratiksiniz? Sektörün ve dünya gündeminin çok değişken olduğu bu dönemde mesleğe atılmış olmaya dair deneyiminiz nasıl?
Kibirle söylediğim bir laf değil ama, mimarlığın biraz daha bireysel tarafının güçlü olduğunu düşünüyorum. Elbette kolektif çalışma söz konusu her zaman için ama, tasarımcı bir mimarın mimarlık pratiğini bir süre sonra kendisinin yürütmesi gerektiğine inanıyorum. Ben öğrenciyken, büyük ofislerde çalışırım, bir süre tecrübe ederim ve sonra da hemen kendi işimi yaparım, diyordum. Master’da çok değerli hocalarla yakın çalışma şansımız oldu, mimari tasarım ve proje odaklı bir programdı. O zamanlarda bir an önce kendi dünyamla başbaşa kalarak bir şeyler yapma sürecinin başlamasını istiyordum. İstanbul’da yaşamayı hedefleyen birisi olmadım hiçbir zaman. Özellikle doğup büyüdüğüm Marmaris bana her zaman bir çağrı yapıyordu; “Burada olmalısın” diye.
2016’da sıkıldım artık galiba dedim ve piyasa koşulları, rasyonel sebepleri gözeterek değil biraz kendi içimden gelen sesi dinleyerek verdim bu kararı. Marmaris’te 35 yıldır pratiğini devam ettiren babamın varlığı ve desteği de bu kararı bir parça daha cesur verebilmemde önemli bir pay sahibi.
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması’nda aldığınız bir ödül var. Kolektif bir ekipte yer alıyorsun. Son dönemde Türkiye mimarlık gündeminde sıklıkla yer bulan bir yarışma süreci. Hem önerinizden hem de ne aşamada olduğundan bahseder misiniz?
İBB’nin açtığı ilk iki yarışmasından biriydi Haliç. Kentsel tasarım konusunda çok iyi ekipler vardı. Çok heyecanlıydık, hemen başvurmak istedik. Bu heyecan ile birlikte; Anıl Binay, Mert Uslu, Nilay Özcan Uslu, Selen Özdoğan, Koray Velibeyoğlu, Nedim Kemer, Halil İbrahim Alpaslan ve Deniz Alkan ile birlikte portfolyo hazırlayarak gönderdik. Seçildiğimizde çok sevindik, Haliç için bir proje üretmek heyecan vericiydi. Haliç kıyıları 7 ayrı yarışma aslında. Bölgelerin kura ile belirlendiğini öğrendik ve dördüncü bölge Alibeyköy'de çalıştık. Konu bir bütün tabii. Biz de bu bütünün parçası olarak fikirlerimiz geliştirdik.
Haliç yarışma projesi
FElIX Marina
Kaktüs Apartmanı
The Frame
Farklı ölçek ve programlarda üretimlerine devam eden Deren Uysal ile Haliç yarışma sürecini, önemli projelerinden Kaktüs Apartmanı, FELIX Marina ve The Frame'de detaylıca konuşuldu.