Sabri Paşayiğit Mimarlık

Ezgi Tezcan / 21 Şubat 2022
Uluslararası bir mimarlık ofisi olarak global ölçekte aktif olarak faaliyet gösteren Sabri Paşayiğit Mimarlık Kurucu Ortağı Sabri Paşayiğit Çat Kapı’da.

Covid-19 süreci sebebiyle fiziksel olarak gerçekleştiremediğimiz Çat Kapı röportajları çevrim içi olarak devam ediyor. 16 Şubat Çarşamba günü gerçekleşen röportajın konuğu Sabri Paşayiğit Mimarlık Kurucu Ortaklarından Sabri Paşayiğit oldu. 

Sabri Paşayiğit Mimarlık, bugüne dek hayata geçirdiği pek çok master plan, karma kullanım, büyük ölçekli konut projeleri, sosyal donatı, ticari ve otel projeleri ile Türkiye’nin önde gelen mimarlık ofisleri arasında yer alıyor.

İstanbul ve Bakü ofislerinde 150’nin üzerindeki genç ve dinamik multidisipliner kadrosuyla; tasarım, uygulama, peyzaj, kreatif, detay, restorasyon ekipleri bir arada ve danışmanlarla koordineli olarak çalışmaktadır. Kurumsal bir yapıya sahip olan Sabri Paşayiğit Mimarlık, mimaride teknolojiye yaptığı yatırımlarla öne çıkmaktadır.

Petra The Flooring Co. desteğiyle gerçekleşen söyleşinin kısa başlıklarını haberimizde okuyabilir, tamamını YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.

Ezgi Tezcan: Öncelikle sizleri tanıyarak başlayalım, kendinizden bahseder misiniz kısaca?

Sabri Paşayiğit: 1977, Kayseri doğumluyum. Liseyi Kayseri’de bitirerek, 1995’te İstanbul’a geldim. Yaklaşık 8-9 sene Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde süren eğitim maceramdan sonra 10 yıla yakın profesyonel olarak çalıştım. Daha sonra da firmayı kurdum. O günden bugüne kadar da güzel projelerde çalıştık, çok keyifli işler yapıyoruz. Genel olarak mutluyuz arkadaşlarımızla. Elbette 2,5 senedir devam eden pandemi süreci canımızı sıksa da, seneye artık normal hayatımıza geri döneceğiz diye umut ediyoruz.

ET: Biraz geriye dönelim. Mimarlıkta nasıl buluştunuz? Ayrıca 10 yıllık bir deneyimden de bahsettiniz, bu süreçte ofis nasıl kuruldu?

SP: Benim döneminde yeni seçme sistemi yoktu, puanı alıp bir okul seçemiyorduk. Tamamen lisede karar vermek gerekiyordu, hem mesleğe hem üniversiteye. Mimarlık benim lise son sınıfta verdiğim bir karar oldu. Basit bir araştırma yaparak Mimar Sinan’ın çok iyi bir üniversite olduğunu öğrendim. Çok severek ve isteyerek seçtim mimarlığı ve okulu. Kimseden etkilenmeden, kendi kendime verdiğim bir karardı.

Şu dönemde eğitimler de çok güzel elbette ama, bizim dönemimizde aldığım eğitim çok çok iyiydi. Hala o bilgilerimi kullanıyorum. Bana iş hayatında ve ofisin hayata geçmesinde de çok ciddi faydası oldu. Kendi ofisimden önce çok iyi yerlerde çalıştım, oralardan çok güzel deneyimler kazandım. Kendime de güvenerek ofisi açtım. Güzel işlerle de başladım iş hayatına. İlk 3 iş başarılı olunca ofis serüveni başladı, böylelikle devam ettirdik ve bugünlere kadar da getirdik.

ET: Yakın zamanda tamamlanan Avrupa Office Atasehir projeniz üzerinden mimarlıkta ve yapı sektöründe Ar-Ge konusu açalım istiyoruz. Teknolojinin, yapım tekniklerinin gelişimi mimarlık yapma biçimlerini nasıl etkiliyor sizce? Nasıl bir dönüşüm veya ilerleme içindeyiz?

SP: Teknolojiyle birebir ilgilenmemiz, bütün teknolojileri bilmemiz gerekiyor. Biz ofis olarak işe ilk başladığımızda İstanbul’da yaklaşık 6 tane metro istasyonu projesi yaptık. Orada çok önemli teknolojik kriterler vardı. Mesela tüneli açan makinenin çapını bilmeniz gerekiyor. Çünkü bütün tasarım bununla başlıyor. Esasında mimar olarak, bu ölçü standart şablon, diyerek geçemeyiz. Makinenin nasıl çalıştığı ile alakalı bir şey. Bunu bilmek daha doğru yorumlar ve tasarımlar yapmaya götürecek bizi. Sonra istasyon binası: Mimari birtakım tasarımlar yapıyoruz ama önemli olan yerin 60 ya da 90 metre altındaki insanı konforlu bir şekilde yüzeye çıkartmak. Bunun için en büyük konfor havalandırma konforu.

Esasen biraz bilmek... Bu bizi doğru tasarıma götür, daha bilinçli tasarımlar yapmamızı sağlar. Bunları bilmediğiniz zaman birileri yönlendirir sizi ve siz hep onların verdiği kabulle projelendirme yaparsanız. Ama bilgili olan bir kişi biraz da tasarım yeteneği olduğu zaman bu işleri daha iyi geliştirir.

Artık en az zararla, doğru malzemelerle yapılar yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla çevresel verileri takip etmemiz önemli. Yapı teknolojileri elbette sürekli değişiyor. Bunların takibini ve mantığını bilmek çok önemli. Tasarım yaparken oluşturduğumuz mekanlarda bunları bilerek hareket etmemiz çok önemli. Farklı bir teknoloji geldiğinde bizim bunu önererek diğer disiplinlerin önünü açmamız gerekiyor.

(…..)

Sabri Paşayiğit röportajın devamında; hem güncel projelerinden hem de gelecek mimarlık ortamından ve ofis ile ilgili planlarından bahsetti.


Künye
Ofis Adı:
Sabri Paşayiğit Mimarlık
Sahibi:
Sabri Paşayiğit
Web:
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :