Kanada'nın Vancouver kenti için açılan uluslararası kentsel tasarım yarışmasında, Erdem Mimarlar'ın ''Doğanın Geri Dönüşü'' adlı projesi, Varşova Teknoloji Üniversitesi'nden bir ekibin projesi ile birlikte büyük ödüle değer görüldü.
Vancouver için geliştirdikleri yarışma projesi, Erdem Mimarlar'a, 2009'da İzlanda'nın Reykjavik Eski Limanı için düzenlenen yarışmasının ardından ikinci uluslararası birincilik ödülünü getirdi. 13 ülkeden 104 projenin başvurduğu yarışmada, jürinin değerlendirmesinin yanı sıra, 15 binden fazla kişinin oylaması esas alındı.
Erdem Mimarlar'ın kurucu ortakları Sunay Erdem ve Günay Erdem'in imzasını taşıyan ''Doğanın Geri Dönüşü'' projesi, yarışmaya açılan viyadük alanında yeşil bir koridor yaratarak, 2010 Kış Olimpiyatları'nın da yapıldığı Whistler dağlarının oksijenini kente taşımayı öngörüyor.
Proje raporunda, yarışmanın konsepti şöyle detaylandırılıyor:
"Whistler dağlarının yeşil etekleri Belkara'dan süzülüp Burnaby Lake'e kadar uzanmaktadır. Yeşilinin ve oksijenin kentin doğu çekirdeğine (Eastern Core) ulaşması için sadece 5 millik (yaklaşık 8 km) bir mesafe bulunuyor. Eski işlevini yitiren ve artık yoğun olarak kullanılmayan demiryolu hattı bu amacı desteklemektedir. Projede, çürüyen demiryolu ağları yeşil ağlara dönüştürülüp, doğu çekirdeğine ulaştırılırken; viyadükler de bu ağı şehrin kalbine taşımamızı sağladı."
Viyadüklerin yarattığı 'beyin kanaması'na 'kılcal damar' çözümü
Sunay Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile yurt dışındaki kentsel dönüşüm uygulamalarıyla ilgili karşılaştırma yaparken, yarışmanın konusunu da oluşturan viyadüklerin kente kazandırılması konusuna değindi. Viyadükler üzerinden araçların kente akışını ''beyin kanamasına'' benzeten Erdem, şu değerlendirmede bulundu:
''Viyadüklerin, araçları oluk oluk şehrin merkezine akıtması sorgulanıyor. Bu, insanın kalbinden gelen atardamarı doğrudan beyne bağlamaya benziyor. Şehir 'beyin kanaması' geçiriyor gibi bir şey. Vancouver'de ise insanlar, yaya olarak ya da özellikle bisikletle 'kılcal damarlardan' dolaşmak istiyorlar. Ülkemizde bu bilinç henüz yok. İnsanlar kenti yaşamadan, araçlarla hızlı bir şekilde evinden işine doğru şehrin atardamarlarından koşturuluyor.''
Tüm fikirler harmanlanırken, Erdem Mimarlar'ın görüşüne başvurulacak
Gelişmiş ülkelerin yüzlerce yıl geçmişe dayanan bir kentleşme gelenekleri bulunduğunu ifade eden Sunay Erdem, kentlerin çok doğru kurgulandığını ve gelişimin bunun üzerine oturtulduğunu söyledi. Kent dokusunu bozan sorunlu, ''atık alanlar'' oluştuğunda spesifik, küçük ölçekte çözümlerle sorunun aşıldığını anlatan Erdem, Türkiye'de sistemin tam oturtulamamasından kaynaklanan, geniş alanlı problemler görüldüğünü kaydetti. Erdem, Türkiye'de dönüştürmek yerine yıkıp yenisini yapmanın, hızlı çözümlerin tercih edildiğini ifade ederek, bunun da kent ruhunu yaratmayı zora soktuğunu dile getirdi.
Günay Erdem ise, Vancouver'deki yetkililerin, düzenledikleri yarışmayla ''atık alan'' olarak belirlenen viyadük bölgesini dönüştürmek için öneri arayışına girdiklerini belirtti ve ''Doğanın Geri Dönüşü'' ismini verdikleri fikir projeleriyle ilgili şunları söyledi:
''Vancouver'de 2010'da kış olimpiyatları yapılmıştı. Burada büyük kayak merkezi, yüksek dağlar var. Biz dağlardan kente doğru bir yeşil doku gördük. Ancak bu doku kentin sınırlarıyla birlikte tıkanıyor. Biz bunu devam ettirelim dedik. Projede, viyadük alanını yeşillendirerek bir yol yapıyoruz ve dağın oksijenini, havasını şehrin içine alıyoruz. Kentin eski fotoğraflarında her yer yemyeşil görünüyor. Şehirleşmeyle birlikte ormanlar geri plana itilmiş. O yüzden bizim sloganımız; doğanın geri dönüşü.''
Günay Erdem, yarışmadaki tüm fikirlerin harmanlanarak, viyadük alanı için bir kentsel dönüşüm projesi hazırlanacağını, bu aşamada kendilerinin görüşlerine de başvurulacağını ifade etti. Erdem, önümüzdeki süreçte, ABD'nin Teksas eyaletinde sel tehdidi yaratan bir nehrin ıslah edilerek, geniş bir parka dönüştürülmesiyle ilgili fikir yarışmasına da katılacaklarını belirtti.
Vancouver halkı proje için ne dedi?Yarışmanın internet sitesinde, halkın oylarıyla eşdeğer birinciliğe değer görülen proje için Vancouverlilerin yorumlarına da yer verildi. Bazılarının ekonomik olarak gerçekçi bulmadığı projeyi, hararetle destekleyen çoğunluğun yorumlarından bazıları şöyle:
- Hepimiz kutu gibi evlerimize hapsedildik. Kentte ağaçlar arasında yürüdüğümü ve arkadaşlarımla çimenlere uzandığımı, sohbet ettiğimizi hayal ediyorum. Kentlerimiz bize stres yüklüyor, ses kirliliği, karmaşıklık vs. Kentlerimiz üzerine düşünmeliyiz, ''doğanın geri dönüşü'' iyi bir fikir, iyi bir ifade.
- Kesinlikle böyle projelere ihtiyacımız var. Şuna karar vermeliyiz; yeni dünyada nükleer santrallerde mi yaşayacağız, doğada mı? Bu fikir desteklenmeli. Meksika Körfezi'ndeki petrol sızıntısını unutmamalıyız.
- Bence mimarlar geçmiştekine göre daha fazla ''yeşil'' proje üretmeli. Komple ''yeşil''e ihtiyacımız var, küçük parçalara değil.
- Büyük şehirlerde insanlar yeterince oksijen alamadıkları için çok fazla stres ve sağlık sorunu yaşıyor. Kimse kullanılmış suyu tercih etmezken neden kullanılmış - kirlenmiş havayı tekrar soluyoruz. Birçok insanın kent merkezi dışında banliyölerde yaşama lüksü yok. Bu proje ayrıca bir çok kişiye de ''yeşil istihdam'' yaratabilir. Müthiş bir fikir.
Projenin tüm görsellerine sayfanın alt kısmında yer alan slideshow'dan ulaşabilirsiniz.