Bebek’te, küçük bir pasajın içinde yer alan Art Of Coffee’nin yeni tasarımı, Fields mimarlık ve endüstriyel tasarım ofisi ortakları Mevce ve Eren Çıracı’ya ait. Tasarımcı çift, 25m2’lik bir mekanı nasıl içinde keyifle vakit geçirilebilen ferah bir kafeye dönüştürdüklerinin ipuçlarını veriyor.
Fields; Mevce ve Eren Çıracı tarafından İstanbul'da kurulmuş bir mimarlık ve endüstriyel tasarım ofisi. Stüdyonun ortakları hedeflerini, “iki disiplinin uzmanlıklarını birleştirmek, obje ve mekan arasında faaliyet göstererek mimarlık ve tasarım alanlarında yeni ve farklı olanı keşfetmeye çalışmak” olarak ifade ediyorlar.
Tasarımcı çift; cephe panellerinin, şişelerin, koltukların, lambaların, konser salonlarının ve tasarlanmış herşeyin bir diğerini kullanım, malzeme ve imalat konularında bilgilendirebileceğine, tasarımın teknoloji ve kültürün farklı ve çeşitli yörüngelerini kesiştirdiğine inanıyor. Bebekte, küçük bir pasajın içinde yer alan Art Of Coffee’nin yeni tasarımında ise çift; vektörel grafik anlatım, duvar kağıtları, sabit mobilyalar ve malzeme derzleri arasında bir ilişki kurmaya çalışan bir tasarım dili yaratmaya çalışmış.
Art of Coffee Proje’sine nasıl başladınız? Biraz Art of Coffee’nin yenilenme hikayesinden bahsedebilir miyiz? Mekan sahipleri size nasıl ulaştılar?
Eren Çıracı: Art of Cafe’nin sahibi sık sık kendilerinden kahve alan bir arkadaşımızla sohbet ederken mekanı değiştirmek istediklerinden bahsedince, arkadaşımız bizi tavsiye etmiş.
Müşterinizin brief’inde neler vardı? Sizden nasıl bir mekan tasarlamanız istendi?
Merve Çıracı: Müşterimiz mekan tasarımı konusunda bizi oldukça özgür bıraktı, bu anlamda oldukça şanslıydık diyebiliriz. Bize sadece mutfak ve servis tezgahıyla ilgili gereksinimlerini söylediler.
Art of Coffee’nin konseptinden bahsedebilir miyiz biraz? Art of Coffee’yi diğer kahvecilerden ayıran özellikler neler?
MÇ: Tasarım yönünden bakarsak Boğaz köylerindeki pek çok kafe manzaranın güzelliğinden istifade ediyor. Manzaralı, zevkli ve hoş cafelere kıyasla Art of Coffee’nin kendi ne özgü, tuhaf bir dünyası var.
Sizin tasarım konseptinizin ana çıkış noktası neydi? Konsepti nasıl oluşturdunuz? Nelerden ilham aldınız?
EÇ:‘Acayip’ kelimesi güzel bir manzarayı mecazi olarak tanımlamak için kullanılır. Pek güneş ışığı almayan eski bir pasaj içerisindeki mekan için ‘acayip’ kelimesini gerçek anlamında kullandığımız bir manzara yaratmak istedik. Kafe için geliştirdiğimiz tasarım dili; vektörel grafik anlatım, duvar kağıtları, sabit mobilyalar ve malzeme derzleri arasında bir ilişki kurmaya çalışıyor. Figüratif ve soyut arasında gidip gelen grafikler muhtelif okumalara da açık.
MÇ: Yer yer tuhaf bir şehir silüetini andıran duvar kağıdı ile bütünleşmiş gazetelik ve kavanoz rafları, sabit mobilyalardan çok minyatür binalara dönüşürken dev iki boyutlu soyut şekillerse mekanın içinde objeleşmeye başlıyor. Kafenin karşı tarafındaki sağır pasaj duvarı üzerini kaplayan ve yine benzer figürlerden oluşan grafikler mekan içindekiler için kelimenin gerçek anlamıyla acayip bir manzara oluştururken sokaktan geçenler içinse içerideki bu farklı dünyanın ipuçlarını veriyor.
Mekanın kısıtlamaları var mıydı? Tasarım açısından mekanın avantaj ve dezavantajları nelerdi?
MÇ: Pek çok benzeri projede olduğu gibi ticari bir mekan olduğu için inşa süresine ciddi bir kısıtlama getirildi. Mesela, zemin için terazzo kullanmak istemiştik ancak uygulamanın uzun süreceğini düşünerek vazgeçmek zorunda kaldık.
Mekanı olduğundan daha geniş ve ferah göstermek için uygulanan tasarım unsurları nelerdi?
EÇ: Kafe ve pasaj arasındaki sınırı muğlaklaştırarak hem mekanın kullanım alanını genişletmeyi, hem de pasaj hayatını canlandırmayı hedefledik. Bu amaçla kafenin pasaja bakan cephesine iki taraftan da kullanılabilen bir bar tezgahı ve mutfaktan pasaja açılan bir servis tezgahı tasarladık. Bu cephede motorize giyotin pencereler kullanarak iç ve dış mekan arasındaki sosyal ve fiziki geçirgenliği farklı senaryolara göre kontrol altına almak istedik. Yaklaşık 25 m2 olan kafe fazla gün ışığı almayan bir pasaj içerisinde yer aldığı için olabildiğince açık ve canlı renk tonları kullandık.
Art of Coffee House’u ziyaret edenleri güzel bir atmosfer yanında neler bekliyor? Mönüden “mimarın göbeği”ne hitap edecek birkaç öneri verebilir misiniz bize? Mutlaka hangi tatları denemeliler?
MÇ: Kahve ve glutensiz kekler!
Mevce ve Eren Çıracı
Fields Hakkında
Mevce Çıracı: İstanbul Alman Lisesi'nden mezun olduktan sonra Londra'da Central St. Martins School of Art and Design'da endüstriyel tasarım eğitimi alan Mevce, Londra'da tasarımcı Ross Lovegrove'un stüdyosunda 5 yıllık bir süre içerisinde VitrA, Danese Milano, Artemide, Yamagiwa ve Kenzo'nun da aralarında olduğu çeşitli markalar için geliştirilen ürün projelerinde çalışmıştır. FIELDS adına yürüttüğü projelerin yanı sıra İstanbul Bilgi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü'nde Malzeme ve Üretim dersi vermektedir.
Eren Çıracı: Lise eğitimini Robert Kolej'de tamamlayıp, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimarlık okuduktan sonra Yale Üniversitesi'nden yüksek lisans derecesini almıştır. Yüksek lisans eğitimi sırasında mimarı tasarım alanında gösterdiği başarılardan ötürü James Roger Gambles ve Cesar Pelli ödüllerini kazanan Eren Çıracı, eğitimini takiben Londra'da Zaha Hadid Architects firmasında Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da büyük ölçekli projelerde çalışmıştır. FIELDS adına yürüttüğü projelerin yanı sıra İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nde mimari tasarım stüdyosuna girmektedir.
Art of Coffee
Adres: Bebek Mh., Küçük Bebek Cd. No:2, 34342 Beşiktaş/İstanbul
Telefon: (0212) 263 04 00
Plan ve Kesitler
BB Kesiti
Kafe Cephe Görünüşü
CC Kesiti
DD Kesiti_Cam Açık
DD Kesiti_Cam Kapalı
Pasaj Cephe Görünüşü
Plan