Komşuları Yakın Yapan Proje: "Out My Window"
Gail Albert Halaban'ın New York ve Paris'te gerçekleşmesinin ardından oldukça ses getiren fotoğraf projesi "Out My Window", ISTANBUL74 işbirliği ile Eylül'de İstanbul'da...
New York
Gail Albert Halaban'ın New York ve Paris'te gerçekleşen; takibinde sergiye ve kitap yayınına dönüştürülen projesi "Out My Window", İstanbul ayağında yine daha önce hiç tanışmamış ve komşu olan insanları bir araya getiriyor.
Şehir hayatının uzaklaştırdığı komşu yeniden birleşiyor
Sanatçı, projeye dahil olanlardan karşısındakinin yerine geçmesini isteyerek; birbirleriyle ve yaşadıkları yerle olan ilişkilerini dönüştürmeye davet ediyor. Proje, komşu olan katılımcılara diğerinin sosyal hayattaki rolünü oynama olanağı sağlıyor. Sanatçı bu bakış açısıyla samimi ve kişisel bağları global bir ölçüde ele alarak tüm dünyadan "komşu"ları projeye katıyor.
Projedeki katılımcıları birbirinin rolüne büründürerek yaratılan bu etkileşim, katılımcıların toplum içinde ve ortak yaşam alanlarında birbirlerini nasıl gördüklerini ve özellikle mesafe olarak yakın durdukları halde şehir hayatının getirdiği uzaklığı keşfetmelerine teşvik ediyor.
Daha önce dünya çapında sergilenmiş ve kitaplaştırılmış olan proje, Paris ve New York'tan sonra, İstanbul ayağını 1-7 Eylül 2015 tarihleri arasında ISTANBUL'74 işbirliği ile gerçekleştirecek; proje esnasında çekilmiş olan fotoğraflar, projenin bitimini takiben ISTANBUL'74 bünyesinde bir sergiye ve 74STUDIO tarafından kitaba dönüştürülecek.
Gail Albert Halaban hakkında:
Çalışmalarını New York'ta sürdüren Gail Albert Halaban, fotoğrafçılığa henüz 6 yaşında, bir bilim projesi için kamerayı ilk eline aldığında başladı. Yale Üniversite'sinde sanat eğitimi aldı. Halaban'ın sanat anlayışı, toplumsal ve bireysel hayatların görünen ve saklı bırakılan kısımları arasındaki gerilimin keşfine odaklanıyor.
Sanatçı, New York ve Paris'te yaşayan insanların pencerelerini yansıttığı fotoğraflarından oluşan "Out My Window" serisi ile, açığa vurmadığımız röntgencilik ve teşhircilik duygularını içerdiğini itiraf ediyor ve bizleri ötekine yönelttiğimiz her bakışın altında yatan umut ve kendimizi ittiğimiz yalnızlık gibi hissettirdiği tüm duygularla yüzleşmeye itiyor.
Fotoğrafları davetsizce girilmiş bir alanı yansıtıyor gibi görünse de; aslında fotoğraflananlar sanatçı ile işbirliğine giriyor ve hayat içindeki oynadıkları role uygun olarak poz veriyorlar. Tüm fotoğrafların özel bir ışık tasarımıyla hazırlandığı projede, tamamıyla şehre özgü ve ortak bir deneyim yaşanıyor. Bu deneyim, bireyin komşusu ile en samimi anında yakaladığı, aslında ne kadar farklı görülünse de derinlerde bir yerde aynı olma haline işaret ediyor.
Sürecin sonunda sanatçı, şehir hayatının getirdiği bireyselliğin sonucu olarak birbirine en yakın mesafede duran ancak birbirini tanımayan, her gün karşısındakinin hayatına şahit olan fakat onun hayatı hakkında bilgi sahibi olmayan bir sürü komşunun bir kapı zili ile bir araya gelmesine yardımcı olmuş oluyor. Halaban, kurguladığı sahneyle, kendilerine ve birbirlerine bakan katılımcıların yeni bir ilişki kurmasına da yardımcı oluyor.