A L T I N Ç A Ğ Sergisi

mimarizm.com / 13 Aralık 2019
Galeri Nev otuz beşinci yaşını kutlayacağı A L T I N Ç A Ğ sergisinde; kendisini çevreleyen herkes ile bir araya gelerek, dokunulan her şeyin altına dönüştüğü bir büyü kuruyor. Sergi 21 Aralık 2019-18 Ocak 2020 tarihleri arasında görülebilir.

İnci Eviner “Broken Shadows”, 2010 Kağıt üzerine yaldız ve çini mürekkebi, 30x30 cm.

Candeğer Furtun “Yaprak”, 1980 Seramik, 52x32x8.5 cm.

1984’te Ankara’da kurulan Galeri Nev, otuz beşinci yılını kutlamaya hazırlanıyor. Otuz beşinci yıl sergisine, yalnızca Galeri Nev’in kuruluşundan bu yana birlikte çalıştığı sanatçılar değil, başka zamanlarda, başka vesilelerle temas ettiği ya da teğet geçtiği isimler de davet ediliyor. Nev böylece, hem kurumun zihnindeki sanat tarihi ağının, hem de kurumu var eden kişilerin dostluk bağlarının örgüsünü izleyicileri ile paylaşıyor. Serginin adının “Altın Çağ” olması, bu örgünün zenginliğine işaret ediyor. Galeri Nev, adeta kendisini çevreleyen herkes ile bir araya geldiğinde, dokunulan her şeyin altına dönüştüğü bir büyü kuruyor.

Bir ihtişam ve kudret, saflık ve kutsallık göstergesi olarak altın, asırlardır sanat eserlerinin içine karışıyor. Zeminine sıvandığı her imgeyi ikonalaştırabiliyor. Kimi zaman çerçevelerde, kimi zaman çerçevelerin içinde yaşayanların giysilerinde ya da onları taçlandıran/çevreleyen nesnelerde, varak ve sim göz alıyor. Altının bir “renk” olup olmadığı tartışılsa da, aklımıza hızla ve ardı ardına gelen Tutankamon, On dördüncü Louis ve Gustav Klimt gibi isimlerin parıltısı, sanat tarihini kuran temel malzemelerden biri olduğunu teyid ediyor.

Alev Ebüzziya İsimsiz, 2019 Seramik, Ø:21 cm., h:19 cm.-İsimsiz, 2019 Seramik, Ø:19.5 cm., h:15 cm.

Kuran-ı Kerim sayfalarını bezerken altın yaprakları birbirinden ayırmak için fırçalarının ucuna alınlarından bir damla ter alan, bu yapraklar ile çalışırken nefeslerini tutan tezhip ustalarının bu ‘renk’ ile ibadet ettiklerinden söz ediliyor; tezhip ingilizceye “the art of illumination” olarak tercüme ediliyor. Öte yandan Yves Klein koleksiyonerlerinden görünmez eserlerinin parasını altın ile ödemelerini istiyor ve kabul edenlerden aldığı altın yaprakları Seine Nehri’nin sularında “boğulmak” üzere rüzgara bırakıyor.

Nermin Kura “Muhafız”, 2019 Alçak pişirim kil ve sırlar, 38x35x16 cm.

Sanat tarihinin “güneşi” Türkiye’deki pek çok sanatçı için de parlıyor. Yves Klein’ın çağdaşlarından Mübin Orhon’un ışık arayışında altın önemli bir yer tutuyor. Bir sonraki kuşakta, ilhamını minyatürlerden alan Erol Akyavaş altını Miraçname’nin üzerinde damla damla parlatıyor. Elbette altının “piyasa değeri” de sanatçıları meşgul ediyor; bugün Mehtap Baydu seslerini duyuramayan kadınların ağızlarını altın ile mühürlüyor.   

Yüksel Arslan Arture 636, Henry David Thoreau, 2007 Kağıt üzerine karışık teknik ve doğal malzemeler, 33.5x64.7 cm., detay.

Galeri Nev, aralarında Alev Ebüzziya, Yüksel Arslan, Canan Tolon, Mübin Orhon, Erol Akyavaş, Candeğer Furtun, Nejad Devrim, Seyhun Topuz, Nil Yalter, İnci Eviner, Mehtap Baydu, Necla Rüzgar, Elif Uras ve Nermin Kura’nın da yer aldığı elli sanatçıyı “Altın Çağ”da bir araya getiriyor.

Eserleri mahrem bir nadire kabinesinin içine yerleştiren Nev, karanlıktan kaçan herkesi, sanatçıların ve galerinin parıltılı dünyası içine sığınmaya davet ediyor.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :