Arter'in, "Koyun Koyuna" başlıklı yeni grup sergisi ve Ahmet Doğu İpek’in kişisel sergisi "Başımızda Siyahtan Bir Hâle" ziyarete açıldı.
Başak Bugay Baldan Tatlı, Baltadan Ağır (detay), 2018 Karışık teknik 143 x 80 x 80 cm Sanatçının ve Zilberman Galeri’nin izniyle
"Koyun Koyuna" Başlıklı Yeni Grup Sergisi
Arter’in Koyun Koyuna başlıklı yeni grup sergisi, çağdaş sanat yapıtlarının yanı sıra daha erken tarihli temsilleri ve arkeolojik nesneleri uyku teması etrafında bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Eda Berkmen’in, mekânsal tasarımını Duygu Doğan’ın üstlendiği sergi, bilişsel süreçlerdeki değişim ve düşük yoğunlukta fiziksel aktiviteyle tanımlanan ve canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için temel bir gereksinim olan bu durağan ve gizemli dinlenme durumuna farklı yaklaşımlar sunuyor.
Önce annelerinin karnında uyudu bebekler; sonra doğum odalarında, beşiklerde, yetimhanelerde, toprağın üzerinde, mağaralarda, çadırlarda, siperlerde, kervansaraylarda, garnizonlarda, yatakhanelerde, barlarda, cezaevlerinde, otellerde, otobüslerde, uçaklarda, gemilerde, çatılarda, odalarda – ve derken uyudu yaşlılar, ta ki son uykuya kadar…
Uyku canlı yaşamının vazgeçilemez bir parçası, kendimizi bıraktığımız bir bilinmeyen, DNA’ya işlenmiş bir teslimiyet zorunluluğu. Gelişim ve verimlilik adına kontrol edilemeyen tek zaman aralığı olarak uyku, temel bir gereksinim olmasının dışında bir direniş ihtimalini de gündeme getirebilir mi?
Arter’in giriş kat galerisindeki Koyun Koyuna başlıklı grup sergisinde yer alan yapıtlar, uyku temasıyla bağlantılı mahremiyet ve paylaşım, birey ve topluluk, kucaklanma ve kısıtlanma, direniş ve teslimiyet, ilerleme ve tekrar gibi kavramlar etrafında toplanıyor. Uykunun geçmişle ve bilinçdışıyla bağı, çağdaş sanat yapıtlarının yanı sıra daha erken tarihli temsiller ve arkeolojik nesneler yoluyla sergiye dahil ediliyor.
Koyun Koyuna, Küratör: Eda Berkmen Sergiden yerleştirme görüntüsü Arter, 2022 Fotoğraflar: Sena Nur Taştekne
Sergide Yer Alan Sanatçılar
Ahu Akgün, Rasim Aksan, Alaettin Aksoy, Ann Antidote, Yüksel Arslan, Volkan Aslan, Ece Bal, Başak Bugay, Gökhan Deniz, Şükriye Dikmen, Marlene Dumas, Emine Ekinci, Annika Eriksson, İnci Furni, Nazmi Ziya Güran, İhsan Cemal Karaburçak, Gizem Karakaş, Evrim Kavcar, Merve Kılıçer, Eva Kotátková, Jarosław Kozłowski, Can Küçük, Nevhiz, Lara Ögel, Aslı Özdoyuran, İz Öztat, Necla Rüzgar, Pierrick Sorin, Mladen Stilinović, Etem Şahin, Ali Emir Tapan, Defne Tesal, Begüm Yamanlar
Ahmet Doğu İpek’in Kişisel Sergisi "Başımızda Siyahtan Bir Hâle"
Ahmet Doğu İpek Başımızda Siyahtan Bir Hâle, Küratör: Selen Ansen, Sergiden yerleştirme görüntüsü, Arter, 2022, Fotoğraflar: Sena Nur Taştekne
İsmini, Edip Cansever’in “Tragedyalar III” [1964] şiirinin bir dizesinden ödünç alan Başımızda Siyahtan Bir Hâle, Ahmet Doğu İpek’in 2020–2022 yılları arasında farklı mecraları kullanarak bu sergi bağlamında ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Kum fırtınası, yanardağ patlaması, heyelan ve güneş tutulması gibi doğa olaylarından yola çıkan resimler, çizimler, yerleştirmeler ve video eserler, insan ölçeğini aşan görkemli varoluşlarıyla hem büyüleyici hem de ürkütücü bir nitelik üstlenen bu fenomenleri soyut bir dille yorumluyor.
Madde ile his, kurmaca ile gerçek, doğal ile yapay, elle tutulabilir olanla uçucu olan arasında karşılıklı bir etkileşim alanı yaratan eserler, izleyiciyi farklı ölçeklerin çarpıştığı bir tanıklık ve duyumsama sahasına davet ediyor. Başımızda Siyahtan Bir Hâle, ışıksızlıktan doğmakla kalmayıp ışıksızlığı yeniden üretmeye devam eden fenomenlerle ilişki kurarken, çıplak gözle göremediğimiz veya dokunamadığımız şeyleri –gökyüzünü, güneşi, karanlıkları, yeraltı kuvvetleri ve faaliyetlerini, tektonik hareketleri, gömülü hatıraları, geçmiş yaşanmışlıkları, gelecek olayları, sonsuz küçüklükte, devasa, çok uzak veya fazla yakın olguları– açığa vuruyor. Sergi, merkezine aldığı fenomenlerin dehşet verici görkemi karşısında yapılacak tek şeyin görünenin seyrine dalmak olduğuna işaret ediyor. Zaman, boşluk, entropi, yaşam, hareket, döngüsellik, ölüm ve çözülme gibi kavramları çağrıştıran bu sahnelerin bir araya getirdiği unsurların hafifliğine ve uçuculuğuna rağmen ortaya çıkan ağırlık ve kaçınılmazlık hissi, yaşadığımız dönemin makro ve mikro olgularının yarattığı iklimi soyutlayarak sergi mekânına taşıyor.
Zephyr I, 2021 Tek kanallı video 10’35” Kompozitör: Ah! Kosmos Prodüksiyon: Onur Kolkır, Emre Başak Post-prodüksiyon: Onur Kolkır, Fotoğraflar: Sena Nur Taştekne
*
Eda Berkmen Hakkında
Eda Berkmen 1985’te İstanbul’da doğdu. Yale Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nü 2007 yılında bitirdi. Elgiz Müzesi’nde Koordinatör (2009–2011) ve Galerist’te Artistik Direktör (2011–2015) olarak görev aldı. 2016 yılında University College London, Central Saint Martins Kültürel Çalışmalar Bölümü’nde Kültür, Eleştiri ve Küratörlük yüksek lisans programını tamamladı.
2017’den bu yana Arter’in küratoryal ekibinde yer alan Eda Berkmen, kurumun sergi programı dahilinde Nil Yalter (Kayıt Dışı, 2016), Can Aytekin (Boş Ev, 2018), İnci Furni (Bir An İçin Durdu, 2019–2020), Saat Kaç? (Emre Baykal’la beraber; 2019–2020), Alev Ebüzziya Siesbye (Tekerrür, 2020–2021) sergilerinin küratörlüğünü yaptı ve bu sergilere eşlik eden yayınlara katkıda bulundu.
Ahmet Doğu İpek Hakkında
1983’te Adıyaman’da doğdu. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 2012 yılındaki ilk kişisel sergisinin (Çokluk, Sanatorium Galeri) ardından resimlerinin yanı sıra yerleştirmeleri de içeren çok kapsamlı ikinci kişisel sergisi (Günler) 2017 yılında Galata Rum Okulu’nda; Galeri Nev İstanbul’daki ilk kişisel sergisi (Aşı) ise 2019’da gerçekleşti. 2018 yılında üç ay boyunca Paris’teki Cité des Arts misafir sanatçı programında bulunan İpek’in aynı yıl, Günler serisinden 89 çalışmasını içeren ve seriyle aynı başlığı taşıyan sanatçı kitabı SAHA Derneği’nin desteğiyle yayımlandı. 2021 yılında ise eserlerinden bir seçki Phaidon Press tarafından hazırlanan Vitamin serisinin yeni edisyonu Vitamin D3 (Today’s Best in Contemporary Drawing) adlı yayında yer aldı.
İpek’in katıldığı grup sergileri arasında Locus Solus (Arter, İstanbul, 2022), Günün Sonunda (Odunpazarı Modern Müze, Eskişehir, 2020), İçimdeki Çocuk: Ömer Koç Koleksiyonu’ndan Bir Seçki (Abdülmecid Efendi Köşkü, İstanbul, 2019) Zamanın Kıyısında (Neues Museum Nürnberg, Nürnberg, 2018), Prudential Eye Awards sergisi (ArtScience Museum, Singapur, 2015), Ev (Müze Evliyagil, Ankara, 2017), OHNE (Mekan68, Viyana, 2016), (Baksı Müzesi, Bayburt, 2015); eserlerinin dahil edildiği kurumsal koleksiyonlar arasında ise Arter, İstanbul Modern ve OMM bulunuyor. Sanatçı, İstanbul’da yaşıyor ve üretimini sürdürüyor.
Selen Ansen Hakkında
1975’te İstanbul’da doğdu. Strazburg March Bloch Üniversitesi'nde Modern Edebiyat ve Sinema (yüksek lisans) eğitimi aldıktan sonra 2001 yılında Sanat Teorisi ve Pratikleri alanında doktorasını tamamladı. Başta Strazburg Ecole Supérieure des Arts Décoratifs olmak üzere Fransa’da farklı sanat ve tasarım okullarında sanat teorisi ve sanat felsefesi eğitimi verdi. 2009–2015 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Felsefe ve Toplumsal Düşünce ile Karşılaştırmalı Edebiyat yüksek lisans programlarında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Ansen, Arter ile ilk temasını 2011'de küratörlüğünü yaptığı Berlinde de Bruyckere (Yara, 2012) sergisi aracılığıyla kurdu. 2015'te Arter'in küratoryal ekibine katılan Ansen, Marc Quinn (Aklın Uykusu, 2014), It takes two to make an accident (HISK, Belçika, 2015), Her Düşenin Kanadı Yoktur (2016), Kelimeler Pek Gereksiz (2019–2020), Céleste Boursier-Mougenot (offroad v.2, 2019), Cevdet Erek (Bergama Stereotip, 2019–2020), KP Brehmer: Büyük Resim (2020–2021), Candeğer Furtun (2021-2022) ve Locus Solus (2022–2023) sergilerinin küratörlüğünü yaptı; çeşitli uluslararası yayınlara yazılarıyla katkıda bulundu. Ansen, Arter'in Dolapdere'deki yeni binasında hayata geçirdiği Performans Programı’nın (2019–2020) da küratörlüğünü üstlendi.