Borusan Contemporary, 16. İstanbul Bienali ile birlikte açılacak yeni sanat sezonunda video sanatının öncülerinden Bill Viola’nın “Geçici“ ve Dr. Necmi Sönmez küratörlüğünde gerçekleşecek “Söylenir ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde II” adlı sergilere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Bill Viola, Yükseliş, 2000, Video / ses yerleştirmesi
Bill Viola: Geçici, dünyaca ünlü sanatçının kariyerinin ilk yıllarından bugüne farklı üretim dönemlerine ışık tutarak sanatçının pratiğini inceliyor. Borusan Contemporary’de yer alacak diğer bir sergi olan Dr. Necmi Sönmez küratörlüğündeki Söylenir ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde II ise, geçen sezon Turgut Uyar’dan alınan ilhamla aralarında Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na yeni dahil olan eserlerin de bulunduğu seçkiyi izleyiciye sunan serginin genişletilmiş olarak devamı niteliğinde.
Bill Viola’nın İstanbul’daki İlk Sergisi
Mesya sanatının öncü isimlerden Bill Viola’nın İstanbul’daki ilk kişisel sergisi olacak Bill Viola: Geçici’de sanatçının on yapıtı çağdaş sanat izleyicileri ile buluşturulacak. Zamanımızın en önemli ve saygı duyulan video sanatçılarından biri olan Bill Viola, 40 yılı aşkın süredir, bu süreçte hızla gelişen video teknolojisini kullanarak, insan olmanın gizemlerini inceliyor. Kompozisyonlarıyla büyüleyen her işi, içine sinmiş büyük anlatının ipuçlarıyla bizi içine çekerken, doğum, ölüm, korku, arzu ya da gerçeklikle ilgili daha öğrenmediğimiz bir şeyi kulağımıza fısıldıyor. Görsel netliğin zenginliği, insan ve insan olmanın ne demek olduğunun sorgulanması, çelişkilerle yüzleşilen tavır, izleyicinin eserlerin ardındaki hikâyeyi aramasına yol açıyor.
Anlatılarıyla klasik Budizm’deki koanları, yani bilmeceleri andıran yapıtlar, Viola’nın “görünmez dünya” olarak tanımladığı, entelektüel düzenlerimizin yapay olduğunu fark ettiğimiz algı durumunu tecrübe etmeye çağırıyor.
Başarılarıyla kazandığı ABD / Japonya Yaratıcı Sanatçı Bursu (1980), MacArthur Vakfı Bursu (1989), XXI Uluslararası Katalonya Uluslararası Ödülleri (2009) ile Japonya Sanat Birliği’nin layık gördüğü Praemium Imperiale (2011) aracılığıyla ve dünyanın çeşitli şehirlerindeki sergileriyle işleri gösterilen sanatçı, Zen Budizmi, İslam sufizmi ve Hıristiyan mistisizmini kullanarak Doğu ve Batı kültürleri arasında bir köprü kuruyor.
Kathleen Forde küratörlüğündeki sergide yer alan tüm eserlerde izleyicinin dikkatini çekecek ortak temalar var: İçine alma, dönüşüm, su ve hava gibi elementlerle yüzleşme. Özellikle sonuncu tema sanatçının eserlerinde yer alan en güçlü motiflerden. Sergideki Yükseliş ve Sal gibi eserlerde insanların bu elementlerle mücadelesi ve onlar tarafından kontrol edilmesi üzerine düşündüren Viola, Madison ve Sharon adlı işlerde ise suyun içinde olmanın cennetsi bir tecrübe olması, rüya hâliyle ilişkilendirilmesi ve sükuneti üzerinde duruyor.
Sanatçının çok daha erken bir döneminde, 1979’da ürettiği Chott el-Djerid (Işık ve Isıyla Portre) ise, algı sorunuyla uğraşır ve ileriki dönem işlerini birbirine bağlayacak bağları kurmaya başlarken, çöl sanrısı fenomenini inceler. Eser aracılığıyla duyularımız güvenilir değilse dünyayı ya da kendimizi bu dünyanın içinde değerlendirmemizin mümkün olmadığı gerçeğiyle yüzleşiriz. İşte tüm bu gizem içinde Viola bizi işlerini tanımladığını söylediği ana edime, “etrafımızdaki sıradan şeylere yoğunlaşarak bakma”ya davet ediyor.
Sergi, 13 Eylül 2020 tarihine kadar Borusan Contemporary’de hafta sonları görülebilecek.
Turgut Uyar’ın İzinde Yola Devam: "Söylenir ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde II"
Söylenir ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde II sergisi ise, Dr. Necmi Sönmez’in geçen sezon Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na katılan yeni eserleri Turgut Uyar’dan aldığı ilhamla izleyiciye sunduğu serginin devamı niteliğinde.
Uluslararası çağdaş sanatın önemli isimlerini bir araya getiren sergide, Turgut Uyar şiirinin imgeselliği, görsel sanatlar için özel bir parantez oluştururken, günümüzün farklı ekonomik, sosyal sorunlarına gönderme yapan çalışmalar izleyicilerin estetik algılarını güçlendiren yerleştirme biçimleriyle yeni yorumların kapılarını aralamayı hedeflemekte. Video-heykelden fotoğrafa, neon yerleştirmelerinden interaktif dijital çalışmalara dek “deneysel” yaklaşımları ön plana çıkaran sergi, sanatçıların geleceğe ait öngörülerini dijital yorumlarla ortaya çıkarırken, Uyar’ın şiirinde en yetkin ifadesini bulan “bugünün sıkıntılarını” görselleştiriyor.
Marina Zurkow, Mesocosm (Northunberland, UK), 2011. bitforms gallery, New York izniyle.
Sergi, 8 Mart 2020 tarihine kadar ziyarete açık kalacak.