"İstanbul'da Suyun Mimari Yolculuğu" Devam Ediyor
mimarizm.com /
11 Nisan 2008
"İstanbul'da Suyun Mimari Yolculuğu" devam ediyor
Türk Kadınları Kültür Derneği tarafından Mart ayında Ayasofya Müzesi'nde 'Dünya Su Günü' ile ilgili olarak sergilenen "İstanbul'da Suyun Mimari Yolculuğu" fotoğraf sergisi, şimdi de Mimar Sinan haftası nedeniyle Mimar Sinan Üniversitesi'nde görülebilecek. Sergi yolculuğuna, Haziran ayında İzmir Ege Üniversitesi'nde devam edecek.
8 - 18 Nisan 2008 tarihleri arasında Mimar Sinan Üniversitesi'nin Mimar Sinan Salonu'nda görülebilecek sergi, Ayasofya Müzesi'nde açık kaldığı iki hafta süresince 100 binin üzerinde yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğradı. Ayasofya Müzesi'nin akabinde Çevre ve Orman Bakanlığının Dünya Su Günü (21-23 Mart 2008) nedeniyle Harbiye Askeri Müzesi'nde düzenlendiği üç günlük toplantıda da, aynı serginin normal boyuttaki fotoğrafları sergilendi.
Dev boyutlarda basılan fotoğrafların, insanların da kendilerini içlerinde hissedebilecekleri interaktif bir sergi formatını taşıyor. Yarı tematik sergi olarak nitelendirilen serginin adı, Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Mimar Sinan'ın sorumluluğu altında 1554-1563 yılları arasında inşa edilen ve daha sonraki dönemlerde yapılan ek yapıları ile bu günkü halini alan Kırkçeşme Tesisleri, Suyun Mimari Yolculuğu'na tanıklık etmek üzere seçildi.
Türk Kadınları Kültür Derneği, 5. Dünya Su Forumu tarafından 'Tematik Koordinatör Kuruluş' seçildi. Su yapıları olarak tanımlayacağımız, suyun taşınması, depolanması ve dağıtılmasını sağlayan [sukemeri, sarnıç, maskem, su terazisi… gibi] yapılar aracılığı ile konu, teknolojik ve sanatsal boyutuyla yansıtılırken, insanı su ile buluşturan [çeşme, sebil, şadırvan… gibi] ve insan için yapılan yapılar aracılığı ile suyun toplum ve kent açısından, sosyal ve kültürel boyutunun yansıtılması hedefleniyor.
Su tesislerini oluşturan bent, su kemeri, çökertme havuzu, galeri, maksem vb. eserler inşa edildikleri dönemin mühendislik ve yapım teknolojilerini günümüze ulaştıran eşsiz eserler olarak varlıklarını günümüzde de korumaktalar. Ancak, bu teknolojinin ve onu yaratan kültürün yaşamını sürdürebilmesi ilgi ve desteğe bağlı. Özellikle, sistemin son halkasını oluşturan ve suyu insanla buluşturan çeşmeler, yapıldıkları dönemin kültür ve mimarlık kalıtı olmanın yanı sıra arkalarında gizlenen eşsiz teknolojinin ve ormandaki yalnız kemerlerin insana gülümseyen yüzleridir.
Bu fotoğraflarla amaç, günümüzde de büyük bölümü işlevini sürdüren tarihi su yapılarını, Roma'dan Osmanlı'ya ve günümüze dek ulaşan yaklaşık 1500 yıllık teknolojinin, yaşam kültürünün izlerini ve eserlerini tanıtmak, dikkat çekmek ve dolayısıyla yaşatmak. Sergi, mirasçısı olduğumuz toplumların suya verdikleri önem ve suyun kullanımı ile ilgili geliştirdikleri uygarlığın kültürel kalıtlarının tanıtılması kadar, günümüz toplum ve kültürünün de yaşamın temel maddesi olan suya bakışı ve su kaynaklarının değerlendirilmesi açısından önemli bir katkıda bulunacak.
Türk Kadınları Kültür Derneği
1966 yılında Türk Ev Kadınları Derneği adı altında faaliyetlerine başlamış, 1970 tarihinde kamu yararına dernekler arasına alınmış, 1973 yılında da, Türk Kadınları Kültür Derneği olarak bugüne kadar gelmiştir. Derneğin kuruluş amacı, Türk kadınına, milli varlığımızı meydana getiren değerleri ve kıymet hükümlerini yaşatmak, demokratik düzeni, insan haklarını ferdin hürriyet ve haysiyetinin üstünlüğünü savunmak ve bütün imkânları kullanarak bu fikirlerin mücadelesini yapmaktır. TÜRKKAD, tasavvufun kişilerin ve toplumların ortak dili, ‘ortak nefesi' olabileceği inancıyla hareket etmektedir. Günümüz sorunlarına tasavvufun ele alış biçimlerini açıklayan kapsamlı projeler önermekte, bu çalışma ve araştırmaların tartışıldığı uluslararası toplantılar düzenlemektedir. TÜRKKAD yönetim kurulu şeklen kadınlardan oluşmaktadır ama mânen cinsiyet ayrımı gözetmeden, kadın erkek birlikte çalışan huzurlu bir sivil toplum örgütüdür. Hiç bir ayrım gözetmeksizin kamu yararına çalışan tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapma anlayışını taşıyan TÜRKKAD, bu kuruluşlarla, yurt içi veya yurt dışında ‘toplumun eğitilmesi'ne yönelik çeşitli projelerde birlikte görev almak, ortaklık kurmak sûretiyle sürekli etkileşim içerisindedir. Söz konusu çalışmalarda görev alan gönüllü profesyonellerine son derece çağdaş bir ortamda kendi yeteneklerini geliştirme ve uygulama alanı sağlamayı amaç edinmiştir.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın