Veysel Günay, Zafer Gençaydın, Chung Young İl ve Canan Atalay’ın yapıtlarının yer aldığı Mevsimler sergisi 16 Ekim günü Atlas Sanat Galerisi'nde ziyaretçilere açılıyor.
Yılın dört dönemini oluşturan mevsimlerin her biri kendisine ait fiziksel değişiklikleri gözlerimizin önüne sermektedir. İlkbahar, topraktaki uyanışı, çevrenin yeşile bürünmesidir. Yaz sıcaklığıyla denizle buluşmaya, dinginleşmeye ve rahatlamaya imkan verir. Sonbahar, yaprakların dökülmeye başlaması, rüzgarın yarattığı ritim ve sarı rengin öne çıkışını gözler önüne serer. Kış soğukluğu, durağanlığı ile beyaz rengi öne çıkarır.
Atlas Sanat Galerisi, koleksiyonundan seçtiği yapıtlarla yılın ılım noktaları ve gündönümleriyle ayrılan dört bölümünü, “Mevsimler” başlığıyla bir araya getiriyor. Veysel Günay, Zafer Gençaydın, Chung Young İl ve Canan Atalay’ın yapıtlarının yer aldığı bu seçki, mevsimlerin karakterine dikkat çekiyor. Doğal dünyanın gücüne rağmen kırılganlığıyla yüzleştiğimiz bu çağda, yazda kışı, kışta yazı yaşarken, “Mevsimler” sergisi, dört mevsimin çekici güzelliğine, gündönümlerin geçişine ve doğanın önemine işaret ediyor. İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış sıralamasıyla yapılan bu seçki gündönümlerinin yeşille, sarıyla, kırmızıyla ve beyazla temsil edilişlerini gösteriyor.
Türkiye’nin en güzel doğasına sahip olan Karadeniz bölgesinde doğup, gençliğini orada yaşayan Veysel Günay, özünde oluşturmacılık ve dışavurumu taşıyan, kendi içerisinde yaşadığı ve yaşattığı dünyayı renklerin gizil gücüyle açığa çıkarır. “Hayali resim yapmaktan hoşlanmadığını”, onun için “resimlerine çıkış noktası olarak her zaman doğayı aldığını” söyleyen sanatçı kaynağını ‘yaşanmışlık”tan alan resimleriyle peyzaj resminde özgün yerini her zaman korumaya devam etmektedir. Kompozisyonlarında özenli olarak seçilen renk ve ışık uygulamalarıyla ortaya çıkarılan öğeler önümüze yeni bir pencere gibi açılır. Tuvalin sınırlarına karşın, sonsuz ve sınırsız bir dünya, abartısız bir perspektifle, önümüzde durmaktadır. Ufku keşfederek, yakınlaştırarak peyzajın geri planını öne çekerek resmin anıtsallık etkisini ortaya çıkarır. İlkbaharla özdeş olan yeşili maviyle, turkuazla buluşturur. Keskin bir bakışın deldiği bir bilinçle doğaya yaklaşır.
Kandinsky’ rengi, ışığın yansımasıyla ortaya çıkan bir sonuç olmaktan ziyade, “manevi bir titreşim” olarak tanımlar. Almanya’da “Yeni Vahşiler Grubu’yla başlattığı soyut dışavurumcu resim anlayışını ısrarlı bir şekilde sürdüren Zafer Gençaydın da sessiz bir uzamda “manevi titreşim”in somutlanmış biçimlerini temsil eden çalışmasıyla bu sergide yer alıyor. Sanata ve yaşama dinamik bir süreç olarak bakan sanatçı, insan doğa ve toplumsal olayların dramatiğini coşkuyla, tutkuyla dile getirir. Doğa iç dünyasının katıksız dışavurumu olarak biçimlenir. Griye hapsedilen bir atmosferde sarının coşkusunu, sonbaharın ve bu hüzün çağının titreşimini hissederiz.
Galeri Koleksiyonu’nda yer alan Güney Kore’nin seçkin sanatçıları arasında yer alan Chung Young İl’in sessizliği ve kudretiyle çekim alanına aldığı dağları konu alan çalışması, insanın varlığını adeta yok sayar. Soğuk karlı dağların üzerinde süzülen kuşun azametini hissettiren resmi bizleri derinliklere, sonsuzluklara kucak açtırır. Budizm’de “inziva ve aydınlanma alanlarıdır dağlar”. Doğanın görünen gerçekliğini ince bir titizlikle inceleyen Young İl, geniş açılı dağ peyzajında göğün şiirsel öyküsünü yansıtır. Yarattığı etkiyle, sınırları belirlenmiş alandan çıkan izleyici, Kış mevsiminin soğuk ve uzun derinliklerine dalabilir. Gözün uzaklarda görebildiği alanla yüzleşebilir. Beyaz ve siyahın soğukluğuna meydan okuyan kuşun uçma özgürlüğünde, Kışın dağlarla bütünleşmesini ve aydınlanmasını duyumsarız.
Canan Atalay, uzak kalan bir çok şeyi birbirine bağlayan duygu ve tutkuyla yoğrulan sığınakları resmettiği küçük tablet resimleri yanında tuval üzerine akrilik ve yağlıboya çalışmalarıyla sergide yer alıyor. Gözlemledikleriyle, hatırladıkları mekan izlerinin duyumsal etkilerini kuşatan portreler, peyzajla bütünleşirler. Mekanlar arasında tekrarlanan sarmallar, yatay planlar, geçişler, uzaklıklar gözlemlenenle içselleştiren duygular arasında bağlantı kurarlar. Sarının hüznü, beyazın maviyle bütünleşen soğukluğu, yeşilin sakinliği, kırmızı ve turuncuyla sıcaklaşan düşler güzün, kışın, baharın, yazın renklerini bir araya getirir.
Sergi 16 Ekim - 27 Aralık 2019 tarihleri arasında kadar Atlas Sanat Galerisi'nde görülebilir.