Kamusal Simya Etkinlikleri 2: "Kamuya Hitap Etmek"
13. İstanbul Bienali Kamusal Programı kapsamında düzenlenen Kamusal Simya etkinliklerinin ikinci buluşması "Kamuya Hitap Etmek" temasına odaklanıyor.
Biz kentli vatandaşlara nasıl hitap ediliyor? Siyasetçiler, üniversite profesörleri veya yayıncılar bize nasıl hitap ediyorlar, hangi hitap biçimlerini kullanmayı seçiyorlar, bu hitap biçimleri hangi doğrultuda ortaya çıkıyor? Yeni medya teknikleri adı verilen ortamlar alternatif iletişim araçları sunabiliyor mu? Yoksa bu mecralar radikal bir bilgi ve iletişim dağılımı gerçekleştirdiklerini iddia etmelerine rağmen iktidarın sadece teknolojiye hâkim olanların elinde kalmasını sağlayarak mevcut hitap hiyerarşilerini sürekli kılmaya mı hizmet ediyorlar?
13. İstanbul Bienali'nin kamusal programı Kamusal Simya, kamusallığın küresel finansal emperyalizm ve yerel toplumsal parçalanma bağlamında sanatsal ve siyasi bir araç olarak nasıl yeniden ele geçirilebileceğini mercek altına alıyor. Kamusal Simya'nın ikinci etkinlikler dizisi, kamusal hitap ile özel iktidar arasındaki ilişkiyi sorgulayarak neo-liberal bir kamusal alanda özgür ifade mekânları bulmanın ve bu mekânları sürekli hale getirmenin mümkün olup olmadığını sorguluyor.
Çin'de medya ile ilgili hakların tanınması; Türkiye'de gazeteciliğe yönelik baskılar ve Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler'de çok uluslu medya şirketlerinin bireylerin özel yaşamına müdahalesi ve bu alandaki haklara dairi tartışmalar bağlamında, ne gibi başka konuşma biçimleri hayal edebiliriz? Eğer ‘hitap edilmek' denince akla belirli bir iktidar tekniği, hitap eden ve edilen arasında belirli bir ilişki türü geliyorsa, bireylerin sesini duyurabileceği farklı mekânlar neler olabilir?
22-23 Mart 2013 tarihlerinde İTÜ Maçka Kampüsü , C101 Konferans Salonu'nda gerçekleşecek olan etkinliğe kayıt yaptırmak için ilgili e-posta adresine mesaj gönderebilirsiniz.
PROGRAM:
22 MART CUMA
18:00 Giriş
Fulya Erdemci
Andrea Phillips
18:15 Şiir okuması | Ahmet Güntan şiirleri
Fırat Demir (şair ve sanat eleştirmeni)
Burak Fidan (yazar ve yayıncı)
18:30 Doğaçlama
Cevdet Erek (sanatçı ve müzisyen, İTÜ TM Konservatuarı ve Mimarlık Bölümü, Öğretim Üyesi)
18:45 Kahve molası
19:00 Konferans: Adbusters (Kültürel frekans bozucu ve yayıncılar)
Zihinsel Çevrenin Siyaseti
Devlete karşı sesini yükselttiğin anda sesini keserler. Reklamcıya karşı sesini yükselttiğin anda işsiz kalırsın. Medyanın ‘özgür' olduğunun söylendiği yerlerde bile sınırlar vardır. Resmi, gayriresmi, gerçek veya hayali, herkes kuralların farkındadır. Doğu'da özgür ifade sorumluluk ile bir zıtlık içerisinde sunulur; Batı'da ise özgürlük kültürel müsamahakârlığın, hatta belki çöküşün koşulu haline gelmiştir. Medyanın bu rekabet dolu alanı içerisinde sermaye hareket halindedir: Televizyonlarınızda ve radyo dalgalarınızda. Okuduğunuz kitap ve gazetelerde, ziyaret ettiğiniz web sitelerinizde, parmağınızı ekranında sürüklediğiniz veya tuşladığınız akıllı telefonlarda, söylediğiniz şarkılarda, hatta sevdiklerinizle paylaştığınız kucaklaşmalarda hayatın gelişmekte olan mutlak-pazarı, finansın izi giderek güçleniyor ve dünyayı önüne katan her-ne-pahasına-olursa-olsun-büyümeci paradigmanın yolunu yapıyor. Tarih ve modernlik pratiğinin kültürel üreticileri olarak nerede dur diyeceksiniz?
23 MART CUMARTESİ
14:00 Konuşma
Robert Sember (Ses-sanatı kolektifi Ultra-red'in üyesi, kamusal sağlık araştırmacısı ve bir yerel örgütleyici)
Örgütlü Ses / Örgütlü Dinleyicilik: Kolektif Bir Pratiğe Doğru
Ses-sanatı kolektifi Ultra-red 1994'ten bu yana ses sanatı, yerel örgütçülüğü ve araştırmanın bir sentezini oluşturmak için stratejiler geliştiriyor. Ultra-red 2009'da şu anda üzerinde çalışmakta olduğu School of Echoes (Yankılar Okulu) adlı, beste yapmaktan kolektif dinleyiciliğe geçiş için stratejiler arayan projesini geliştirmeye başladı. Ultra-red üyesi Robert Sember grubun kolektivite, pedagoji ve ses temelli araştırmalarını "Özgürlüğün sesi nedir?" başlıklı proje çerçevesinde tartışacak.
15:15 Sunumlar
Dan Hind (yazar) / "Kitlesel Medyadan Halk Medyasına? Teknoloji, Kriz ve İletişim Siyaseti"
Siyasi sistemler ve bilgi teknolojileri her zaman yakından ve derinden bağlantılı olmuştur. David Hume'un da belirttiği gibi, ‘yöneticileri destekleyen tek şey görüşlerdir.' Modern ulus devlet ancak yaygın okur-yazarlık ve düşük maliyetli yayımcılık ile ortaya çıkmıştır. Yirminci yüzyılda hükümetler büyük oranda radyo ve televizyon yayınına bel bağlamışlardı. Bugün ise yeni teknolojilerin hem parlak bir katılımcı gelecek hem de bir gözetim ve manipülasyon kabusu sundukları bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Önümüzdeki yıllarda hükümetlerin yönetim biçimlerinin nasıl değişeceğini ise teknolojilerin kendisi belirlemeyecek. Bunu belirlemek bizim elimizde.
Lina Ben Mhenni (yazar ve internet aktivisti) / " Ne Zamana Kadar Özgür? Tunus'ta Medya ve Konuşma Özgürlüğünde Son Durum Nedir?"
16:45 Kahve molası
17:00 Sunum: Eren Erdem (yazar)