“Şehirlere Alışamadı - Sabahattin Ali’nin Şehirleri” sergisi kapsamında düzenlenen söyleşide, yazarın Ankara’daki yaşamı üzerinden, Cumhuriyet Türkiye’sinin kültür sanat politikalarının izini sürülecek.
1930’ların Ankara’sı, Cumhuriyet’in modern yaşam ve modern insan tasarılarının gerçeğe dönüştüğü genç bir başkentti. Kentsel peyzajdan mimariye, eğitim kurumlarından sanat kurumlarına, eğlence hayatından fikri hayata her şey değişiyor, dönüşüyor, gelişiyordu. Devlet Konservatuarı’nın ve Tercüme Bürosu’nun kuruluşu; Jansen Planı’na göre yapılan 19 Mayıs Stadyumu, Hipodrom, Gençlik Parkı, Fakülteler ve III. TBMM; dans orkestralarının çaldığı Bomonti Bahçesi, gezintiye çıkılan Kızılay Parkı, mükellef sofralarda yemek yenilen Gazi Çiftliği, bu dönüştürücü rüzgârın dışavurumlarıydı.
Sabahattin Ali, eşi Aliye Hanım ve kızı Filiz’le birlikte Kızılay’daki Karanfil Sokağı’nda, Adalar Apartmanı’nda yaşıyordu. Art arda eserler verdiği, Ankara Devlet Konservatuarı’nın kuruluşuna katkıda bulunduğu en üretken yıllarıydı. Onun Ankara’daki yaşamının izini sürmek, Cumhuriyet Türkiye’sinin kültür, sanat politikalarının izini sürmek anlamına gelir.
“Şehirlere Alışamadı - Sabahattin Ali’nin Şehirleri” sergisi kapsamında düzenlenen “Sabahattin Ali’nin Ankara’sı” başlıklı söyleşide, yazarın kızı Filiz Ali’nin tanıklığıyla, küratör Sevengül Sönmez ve edebiyat araştırmacısı / yazar Necati Tonga'nın değerlendirmeleriyle bu iz sürülmeye çalışılacak.
Söyleşi, 18 Nisan Çarşamba günü 18:30'da Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Loca'da izlenebilir.