Kışın ortasındayız. Hava soğuk ve erken kararıyor. Herkes telaşlı. Herkes büyük kentin telaşında. Bu telaştan dakikalarla görünen güneş de kaçıyor. Hafta sonu gözünüze parlayan güneşle hayatı kaçırmama, yeni bir yerler keşfetme ve plan yapma telaşındasınız. Telaş ve plan yapmayın! Atlayın Mudanya’ya gidin.
Mudanya, adını daha ilkokul sıralarında Mudanya Mütarekesi ile ezberlediğimiz, Bursalılar'ın güneşli pazarlarına eşlik eden, İstanbul’a bir denizotobüsü (yaklaşık iki saat) uzaklığında, Ege’den yakın, adalardan biraz uzak sevimli ve çok katmanlı bir deniz kıyısı. Denize yakın çoğu yerleşim gibi tarihi Antik döneme dayanıyor. Hatta son zamanlarda, Antik kalıntının üzerine AVM projesi geliştirilmesiyle kent gündemine oturdu. Milattan önce 7. yüzyıldan beri denizden gelenlere ev sahipliği yapan kent, onu dinleyenlere savaş tarihinin insan hayatına, evine, barkına ettiklerini anlatıyor.
Göç sözlüğünde 3 kelime: Mudanya, Muhacir, Mübadil
Mudanya benim çocukluğumun sayfiye yeri. Denizin ve zeytinin bereketinden, bir de göç katmanlarıyla farklı memleketlerden gelen insanların ayağının tozuyla beslenen bir yerleşim bölgesi. Osmanlı’nın etkileri hala devam eden dağılış öykülerini bağrına basan Bursa’nın mücevheri. Her yerleşimin olduğu gibi buranın da kendine ait bir dili ve sözlüğü var. Göçmen anlamına gelen "muhacir" (Bursalılar kısaltarak “macır” der), Balkanlardan zorunlu göçle gelen kişileri tanımlamak için kullanılır. Bursa’da neredeyse hemen herkes muhacirdir. “Bursalı mısın?” diye sorulmaz, “Nerenin macırısın?” diye sorulur. Arnavutluk, Yugoslavya, Bulgaristan, Yunanistan…
Yunanistan’dan gelen her göçmen muhacir değildir. Burada sorunun cevabı ayrışır: “Mübadiliz biz”. Mübadele kelimesinin anlamı, değişim, değiştirme, değiş-tokuş. Bu coğrafyadaki karşılığı ise Lozan Barış Anlaşması’nı takiben Türkiye ve Yunanistan’ın kendi vatandaşlarını din esasına göre zorunlu göçe tabi tutması. Bugün elimizde olan kaynaklardan, mübadele ile 1 milyon 200 bin Ortodoks Rum’un Anadolu’dan Yunanistan’a, 500 bin Müslüman’ın da Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldığını biliyoruz. İşte mübadele ile göç edenlerin göç sözlüğündeki tanımı mübadil.
Mudanya ise bu yolculukların kesiştiği, başladığı ve bittiği yer. Kentin yerleşim kurgusu, bu yolculuğun izlerini taşıyor. Sahil kanadının bir tarafı Rumlardan kalan evlerden, diğer tarafı sayfiye evlerinden oluşuyor. Elbette Bursa merkezinin büyümesiyle Mudanya’nın gelişmesi doğal, ancak zeytinlikleri delen yeni inşaat projeleri bu katmanların üzerine eklenmiş durumda.
Ülkelerin kesiştiği mahalle: Halitpaşa Girit Mahallesi
Rum mahallesi olarak da bilinen Halitpaşa, Mudanya’nın göç çekirdeklerinden biri. Girit mahallesi olarak bilinmesinin nedeni, mübadele sırasında yoğun olarak Girit’ten gelenlerin buraya yerleştirilmesi. İtalyan plancı Piçiretu tarafından planlanan mahallede, yapı adaları birbirinin önünü kesmeyecek, denizle kurulan ilişkiyi bozmayacak ve hava akımını sağlayacak şekilde konumlandırılmış. Bu mahallede, birçok tarihi ahşap konak da bulunuyor. Bu konakların bir kısmı restore edilerek restoran, butik otel gibi işlevlerle kullanılmaya başlanmış. Bir kısmı ise bakımsızlıktan yıkılacak durumda.
Mahallenin içerisinde coğrafyanın güzelliklerini taşıyan başka hareketlilikler de var. Bu hareketliliğin en önemli bileşenlerinden biri mübadiller tarafından kurulan Lozan Mübadilleri Derneği. Dernek, Girit’teki mübadillerle iletişime geçerek yemek kültürlerinden, göç hikayelerine birçok deneyimin paylaşılmasını sağlıyor. Dernek aracılığıyla mübadiller, önceki nesillerin göç ettikleri mahalleleri karşılıklı olarak deneyimliyorlar. Mübadillerin aynı yolculuk biçimini paylaşmış olmakla kurdukları bağ, aynı zamanda kent hafızasının da devamlılığını sağlıyor.
Siz de internet sitelerinden Lozan Mübadilleri Derneği’nin yaptığı çalışmaları takip edebilir, Mudanya ziyaretinizi kentlilerin öyküleriyle derinleştirebilirsiniz. Kentin izleriyle denize nazır bir akşamı Mudanya’da karşılayabilirsiniz.