Mimar Sinan'ın 426. ölüm yıldönümünde Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Mimarlar Derneği 1927 ve Serbest Mimarlar Derneği ortak anma etkinliği düzenledi.
Etkinliğe TSMD temsilcileri Çiğdem Girgin ve Çiğdem Alp, Mimarlar Derneği 1927 Yönetim Kurulu Üyesi Nahide Tan, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu ve Ankara Şube Sekreter Üyesi Gökhan Yıldırım katıldı.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi bahçesinde bulunan Mimar Sinan anıtına çelenk bıraktıldıktan sonra söz alan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan , Ankaralı mimarlık örgütlerinin ortak basın açıklamasını okudu. Candan, "Mimar Sinan çağının karakterine uygun, özgün ve yüzyıllara meydan okuyan mimari eserleriyle günümüze ulaşmıştır. Eserleri çağının görkemine uygun yaratıcılıkta ve hassasiyettedir. Sinan'ın ses, akustik, ışık, gölge, hacim, renk ve benzeri birçok konudaki yapısal zenginlikleri, etkileyici sakinliği ve mühendislik dehası günümüzde bizi şaşırtmaya devam etmektedir. Eserleri ışığında günümüzde bizlere önemli sorumluluklar düşmektedir. Ankara'da 'kent kapıları' adı altında üretilenler üzücü ve yorucudur. Ülkemizdeki kirlenmenin de doğal yansımasıdır." ifadelerini kullandı.
Mimarlar, yapılan açıklamada ayrıca şu soruları yöneltti:
"Afet Yasası, koruma alanındaki ilke kararları değişiklikleri ile tüm kentlerimiz tarihi, kültürel ve doğal mirasımız, yapılaşmaya açılmakta, yeni düzenlemeler tarihi eserler üzerindeki korumayı da kaldırmakta, koşulsuz olarak kamu yapılarının yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu yıkmak ve yapmak eski eserleri de kapsadığına göre Mimar Sinan'ın depremden zarar görmüş yapıları da yıkılacak mıdır? Mimar Sinan'ın eserlerinin de yanına ya da üstüne kamu yapıları yapılacak mıdır? Bugün mimarlık adına topluma sunulan ise tasarım özgürlüğünün kaldırıldığı bir dayatma sürecidir. Mimar Sinan'ın üzerinde tasarım özgürlüğünü kısıtlayan baskılar olsaydı bugün övündüğümüz eserlerini yaratabilir miydi? Kentsel dönüşüm projeleri uygulamalarında her yerde aynı tip uygulamalar yapılarak mevcut kültürel zenginlik yok edilmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tip proje kavramına bir de tip kentler kavramını mı eklemiştir? Mimar Sinan'ın eserlerindeki yapı-kent ilişkisini bugünkü yaklaşımla şekillenen kentlerde kurmak mümkün müdür?"
Mimar Sinan anıtı önünde büyük üstadı anan mimarlık örgütleri, ülke yöneticilerine ve yerel yöneticilere "Sorularımızın yanıtlarını bekliyoruz. Sorularımız ülkemiz mimarlığında sürekliliği ve yenilikçiliği korumaya yöneliktir. Topluma karşı duyduğumuz sorumluluğunun gereğidir. Kentlerimize ve mimarlığımıza sahip çıkacağız. Bu ülkenin sahipsiz olmadığını Mimar Sinan'ın anıtı önünde bir kez daha yineliyoruz." şeklinde seslendi.