Aydınlatma Tasarımı Kimin İçindir?
mimarizm.com / E. Seda KAYIM
/ 28 Mayıs 2010
Yapı-Endüstri Merkezi ve PLD Türkiye dergisinin işbirliği ile düzenlenen "Mimari Aydınlatmada Yeni Trendler" konferansı, tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği yapıları ödüllü projelerle aydınlatan tasarımcıları ülkemize getirdi. Konferansta aydınlatma tasarımına yönelik üç birbirinden çok farklı tasarımsal yaklaşımın incelikleri paylaşıldı.
Aydınlatma tasarımının yaşam kalitemizdeki önemi ve aydınlatma tasarımcısı mesleğinin kabulü ile ilgili bilincin gelişmesi için etkinlikler düzenleyen PLD Türkiye dergisi'nin 40 yılı aşkın süredir yapı ve mimarlık alanına bilgi merkezi olarak hizmet veren Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) ile ortaklaşa gerçekleştirdiği etkinliğe, Dubai'deki Burj Al Arab ve İngiltere'deki Lighthouse projeleri ile ödül kazanan Iain Ruxton'ın yanı sıra Avrupa'nın başarılı aydınlatma tasarımcıları Erik Olsson, Jöran Linder ve Kevan Shaw konuşmacı olarak katıldı.
Türk mimarlık ve aydınlatma dünyasını söz konusu tasarımcıların üretim yaklaşımları ve projeleri ile buluşturan etkinliğin açılışını, PLD Türkiye editörü ve PLDA Türkiye temsilcisi Emre Güneş yaptı. Yaklaşık beş senedir yalnızca aydınlatma tasarımı üzerine uzmanlaşan PLD Türkiye Dergisi'ni çıkardıklarını aktaran Güneş, en başta "hayal" olarak değerlendirilen bu girişimin, son üç senedir düzenlenen paralel etkinlikler ile olgunlaştırıldığına ve derginin de kattığı görgü ile sektöre farklı bir bakış açısı kazandırdığına değindi. YEM'de kendisinin yüzünü güldüren kapsamda bir tablo ile karşılaştığını belirten Güneş, 25 Ekim 2010 tarihinde Harbiye Askeri Müze'de gerekleştirilecek olan "Architectural Lighting Day" (ALD) etkinliğinin üç senelik çalışmalarının son ürünü olacağını ifade etti. Güneş, "daha geniş bir coğrafya ile buluşma" gayesi içerisinde düzenlenecek olan ALD'nin İtalya, İsveç ve Tayvan gibi ülkelerden konuşmacılar ile birlikte uluslararası düzeyde bir organizasyon olacağını ve dünya üzerindeki 5000'i aşkın aydınlatma tasarımcısı arasında büyük bir payın düştüğü Asya ve Ortadoğu ülkelerinde bu mesleki mecranın seyrinin tanıtılacağını ekledi.
Güneş'in ardından söz alan isim, etkinliğin ana sponsoru olan ve iç-dış aydınlatma ürünleri ile geniş bir yelpazede aydınlatma çözümleri sunan SİTECO'dan Aydınlatma Pazarlama IKAM ve Tasarım Grup Müdürü Engin Cebeci oldu. Cebeci, 12 yıldır aydınlatma sektöründe çalıştığını ve bu sürecin büyük bir kısmını aydınlatma tasarımı ile geçirdiğini aktardığı konuşmasında, mesleki yaşamını kapsayan süreçte aydınlatma tasarımı konusunun Türkiye'de nasıl geliştiğini ve yetkinleştiğini gözlemleyebildiğini belirtti. Cebeci, SİTECO olarak bu tasarımsal alanın teşvikini ve tanıtılmasını sağlayan böylesi bir konferansın destekçisi olmaktan büyük memnuniyet olduklarını ekledi.
Bugünün aydınlatma tasarımında aranan nitelik: Gösteriş
"Mimari Aydınlatmada Yeni Trendler" konferansının ilk konuşmacısı İngiltere'nin ünlü aydınlatma tasarımı ofisi Speirs and Major Associates'tan Iain Ruxton oldu. Ruxton, İstanbul'un yoğun bir şehir olduğunu ve bu nedenle kentsel sorunlara değen bir sunuş yapmanın uygun olacağına inandığını dile getirdiği konuşmasına, bir alıntı ile başladı. "Mimari aydınlatma öldü" sözüne "Hayır, sadece akşamdan kalma!" cevabını veren Ruxton, mimari aydınlatmanın üretilme kriterlerinde gözlemlenen değişimlere değindi. Mecranın en başta yalnızca rahatlık ve işlev odaklı ilerlediğini, sonradan güzellik kriterinin de eklendiğini söyleyen Ruxton, artık aydınlatma tasarımından asıl beklenenin "gösteriş" olduğunu ifade etti.
İzleyicileri aydınlatma tasarımı konusuna daha geniş bir perspektiften bakmaya davet eden Ruxton, "işlev, yarış, maliyet ve kapital" olarak özetlenebilecek "aydınlatma tasarımı anahtar kelimeleri"nin güncellemesini şöyle sıraladı: Sürdürülebilirlik, toplum ve topluluk, fizyoloji ve psikoloji, entegrasyon ve işbirliği, marka, yaşam döngü maliyeti.
Aydınlatma tasarımcılarının inanılmaz –ve hatta mimarlardan daha büyük- bir güce sahip olduklarını iddia eden Ruxton, şunları dile getirdi: "Gündüzleri etrafınıza bakarsınız ve her şeyi görürsünüz; her şey yolundadır. Ancak geceleri hiçbir şey göremezsiniz! Biz, işte tam olarak bu noktada beklenmeyeni yaratabiliriz."
Ruxton konuşmasını, aydınlatma tasarımının etki alanlarını ve hedef kitlesini sıralayarak kapattı. Tasarımcı kamusal sanat, yapılar ve parklarda yapılan tüm aydınlatma tasarımı faaliyetlerinin günün sonundaki "ilgili"sinin –o kamusal alanı kullananlardan ziyade- polis, resmi otoriteler, çevreciler ve enerji sağlayıcılar gibi kentsel politikalarda söz sahibi aktörler olduğunu aktardı.
Aydınlatma tasarımı kimin içindir?
Konferansın ikinci sunumu için sahne alan İsveçli Olsson&Linder tasarım ekibinin kurucuları Erik Olsson ve Jöran Linder ise, Ruxton'ın "ilgili" tanımına tamamen tezat oluşturan bir "motto"yu öne sürdüler. "Aydınlatma tasarımı insanlar içindir" sloganını, hem konuşmaları hem de sosyal sorumluluk kapsamında değerlendirilebilecek projeleri ile vurgulayan ekip, esprili ve hareketli sunuşları ile de ilgi çekti.
Jöran Linder'in gerçekleştirdiği ve Erik Olsson'un yalnızca eşlik ettiği sunum, ikilinin "Brokeback Lighting" adlı ilginç kısa filmi ve eski bir "arcade" oyunundan esinlenilerek kotarılmış gibi gözüken renkli bir klip ile başladı. Aydınlatma tasarımının kamusal alana "güvenlik ve estetik" getirmesi gerektiğini savunan Linder'in sözlerine, ikilinin park ve konut yerleşimi ortak alanlarında gerçekleştirdiği projelerden görseller eşlik etti.
Linder İsveç'te kent içi ortak kullanım alanlarında ve sosyal konutlarda ortaya çıkan sorunlardan da söz etti. 1967-70 aralığında, toplamda 7 milyon nüfuslu İsveç için 10 milyon sosyal konut tasarlanıp inşa edildiğini anlatan Linder, bu politik kararın herkesi söz konusu konutlarda yaşamaya mahkum ettiğini ileri sürdü. Linder şunları ekledi: "Tüm sorunları aydınlatma tasarımı ile çözmek isterdim. Ancak bu mümkün değil… Yine de aydınlatma tasarımı ile farklılık yaratılabilir. Biz de bunun için çalışıyoruz."
Aydınlatmayı bir "enerji kaynağı" olarak nasıl kullanabiliriz?
Konferansın son konuşmacısı olan İskoçya'dan KSLD kurucu ortağı Kevin Shaw, Iain Ruxton'ın da ipuçlarını verdiği şekilde aydınlatma tasarımı ile sürdürülebilirlik kavramının kesişim alanından örnekler sundu. "Aydınlatmayı bir enerji ‘kaynağı' olarak nasıl kullanabiliriz?" sorusuna muhtelif cevaplar arayan Shaw, ekolojik tasarım prensipleri üzerinden gerçekleştirilen aydınlatma tasarımının prensiplerini ve inceliklerini paylaştı.
Kötü aydınlatmanın yalnızca bir maddi sarfiyat olmadığını, aynı zamanda insan sağlığına karşı da tehdit oluşturan bir unsur olduğunu dile getiren Shaw, coğrafya ile aydınlatma arasındaki ilişkiye değindi. Shaw, Ortadoğu ve Asya ülkelerinde görülen yüksek sıcaklıklar nedeniyle insanların, bu ülkelerde daha ziyade hava karardıktan sonra yaşadıklarını ve bu bilginin aydınlatma tasarımı için son derece önemli bir girdi teşkil ettiğini belirtti.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın