"Beş Mimar"ın İkincisinin Ardından
Filiz YAVUZ
/ 27 Ağustos 2009
Charles Gwathmey'nin Ağustos ayının ortasındaki erken ölümü, üzüntüye yol açmanın yanı sıra, yeniden "New York mimarlığı"nı ve "modernizm" tartışmalarını gündeme taşıdı. Ve elbette modernizmin temsilcisi olarak algılanan ve Gwathmey'nin de bir parçası olduğu "New York Beşlisi"ni de…
Bazılarına göre, New York mimarlığındaki son kahramanlık dönemini temsil eden, bazılarına göre ise mimarlığın biçimsel yönünü çok fazla yücelten grup, The New York Times mimarlık eleştirmeni Nicolai Ouroussoff'a göre kaderin bir cilvesi sonucu bir araya geldi. Bir manifestoları yoktu, estetik yorumları yoktu. 60'ların sonlarında Modern Sanat Müzesi Mimari Direktörü Arthur Drexler, hem mimar hem de öğretim görevlisi olarak çalışan bu beşliyi tanışmak için müzeye davet etmişti. Grup üyelerinden Graves'in, deyimiyle "kendilerini eleştirme ve başkalarının projeleri hakkında konuşma ihtiyacı" nedeniyle bu tanışmayı, pek çok buluşma izledi.
1966 yılında Charles Gwathmey tarafından yapılmış olan Gwathmey evi
Kayıt altına aldıkları toplantı notlarından da faydalanarak her biri tarafından tasarlanmış iki evden oluşan "Beş Mimar" kitabı, 1972 yılında yayımlandığında herkesi şoka uğrattı. Kitap büyük başarılar elde etti.
Kentleşme ile de ilgilenen bu mimarlar, 1960'ların başında pek çok modernistin rüyası biterken, toplumsal değişimler çağında hala mimarlığın yapılabileceğini ve mimarinin önemini vurguladılar. Zaman zaman, mimarinin içinde bulunduğu sıkıntıları çözmek için diğer disiplinlerle işbirliği yaptılar ve mimarinin hala kültürleri ve değerleri anlatabildiği yolundaki fikirlerini savundular.
1967'de Michael Graves tarafından yapılmış olan Hanselmann evi
Ouroussoff'a göre bu grubun üzerine aldığı sorumluluk, mimaride görülmemiş bir sorumluluktu. Mimarlar kendilerini bir eylem adamı olarak değil bir sanatçı, bir düşünür gibi görüyorlardı. Rönesans'a ve yapısalcı teoriye referans verirken sadece popülizmi reddetmiyor; aynı zamanda da kavramsal fikirleri maddenin ve yapının üzerinde tutuyorlardı.
Çöküş yılları
Grup 1970'lerde sahip olduğu şöhreti zaman içinde kaybetti. Bu çöküşün ilk yılları, kentin yenilikçi mimariye kapılarını kapatmaya başladığı yıllardı. Fakat aynı zamanda da bu yıllarda New York hala mimari düşüncenin merkezi olmak istiyordu ve Gwathmey ve meslektaşları, halk arasında bu mimari düşüncenin sürmesini sağlıyorlardı. 1980lerin ortasına gelindiğinde ise, kentin göbeğinde gecekondu etkisi görülürken grup dağıldı ve üyelerin her biri kendilerine başka yollar tuttu.
Peter Eisenman tarafından yapılmış olan Eisenman evi
Beş ayrı mimar
Graves, önceleri dogmatik bir modernist iken, daha sonra yapay tarihselciliğe doğru çekildi. 2000 yılında ölen Hejduk, benzer bir geri çekilmeyi akademik dünyada yaşadı. Meier ise olağanüstü incelikteki yaratıcı işlerina devam etti ve vizyonunda geçen yıllar içinde önemli ölçüde değişiklik olmadı. Sadece Eisenman, inandığı teoriyi pratik alanda uygulamaya devam etti, işlerini sürekli geliştirse de küçük yapılar yaptı. Gwathmey ise Robin Pogrebin'in deyimiyle sadık bir modernistti.
Haber, Robin Pogrebin'in 14 Ağustos ve Nicolai Ouroussoff'un 23 Ağustos tarihlerinde New York Times'ta yayımlanan yazılarından derlenmiştir.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın