Çeşme'den Dubai Olur mu?
E. Seda KAYIM
/ 23 Ocak 2009
Türkiye'de kentsel planlama ve kent ölçeğinde tasarım yapmaya ilişkin sıklıkla karşımıza çıkan bir sorun var. Aslında bu sorunun tasarımsal alanlarının neredeyse tümünde tekrarlandığı rahatlıkla söylenebilir. Bahsedilen ise şu: Türk kentlerinin ‘modernleşmesi', sağlıklı hale getirilmesi, kalkınması gibi çok sayıda emel için bir ‘model' arayışına giriliyor. Sözü geçen ‘model', ilk bakışta bir ekonomik plan gibi görünse de, aslında doğrudan şematik bir planın uygulanması şeklinde vuku buluyor. Bir yandan Konak Meydanı Kızıl Meydan'a benzetilmek isteniyor; diğer yandan Sultanahmet Meydanı eski ‘geleneksel' Türk mahallesine... İki tarafta da içinden çıkılamaz derinlikte bir tarihselcilik sorunsalı ve içeriksizleştirme eğilimi gözümüze çarpıyor. Kentsel dokuyu kendi özgül bağlamları içinde ele alarak ve onun tepeden tırnağa tasarlanamaz bir şey olduğunu göz önünde bulundurarak yürütülen bir mimari faaliyet, neredeyse hiç yok! Sorunun tasarım tembelliğinden mi yoksa "burada tuttuysa orada da tutar" şeklinde hastalıklı bir garanticilikten mi kaynaklandığını söylemek de güç gözüküyor. Ancak her halükarda kenti kuş bakışından bir çizim, üzerinde rakamlar dizili bir sıra grafik olarak görüp yap-boz tahtasına çevirmek, en sevilen ‘belediyecilik' uğraşlarından biri haline geliyor. Şehircilik temsiliyetçilik kapanından kurtulamıyor; her kentsel parça bir yeni ‘Miniatürk' inşa etmek anlamına geliyor.
Aşağıda açıklamaları ile birlikte okuyacağınız, AKP Çeşme Belediye Başkanı Aday Adayı Mehmet Ali Gökçeoğlu'nun Çeşme için ortaya koyduğu şehircilik önerileri ise, yukarıdaki çıkarımı bir nokta daha ileriye taşıyor. Çeşme Miniatürk değil, Madame Tussauds haline geliyor: Çünkü bu kez gerçek boyutlarıyla ve modern yapısal ikonların geçit töreni halinde... Örneğin Çeşme kıyılarında "Dubai'dekinin tıpa tıp aynısı olacak" palmiye şeklinde bir ada düşünülüyor. Ancak Palm Dubai, Dubai'nin özgül kentsel yaratımları bağlamında anlamlı bir gösteriş aracı ve tam da bu yüzden modern kentsel kurgunun taze dinamikleri hakkında bize bir fikir veriyor. "Palm Çeşme" ise, Çeşme sahil şeridinde "temsili olarak" peşi sıra dizilen Shigeru Ban'ın ekolojik gökdeleni, Calatrava'nın Turning Torso'su, Burj Dubai ve Şangay World Financial Center ile birlikte Türk şehircilik pratikleri hakkında...
Gökçeoğlu'nun "Çeşme 2015" fantezisinin bir bileşeni olarak "Türkiye Malezya olur mu?" sorusuna yeni bir açılım getirmek, "Çeşme Dubai olur mu?" diye düşünmek isteyenlere duyurulur.
Ilıca:
Palm Dubai'nin benzeri Palm Çeşme'nin Yıldız Burnu'nda, denizden çıkan termal su kaynaklarının üzerine yapılmasının "mümkünlüğü" yalnızca teknik bir mesele. Anlamlılığı da öyle mi?
"Günümüzde orijinal ve yenilikçi mimari projelerin üretilme zamanıdır. Kent çehresi üzerine daha istenen bir söylev başlatmanın tam zamanıdır.
"Dubai'de yapılan dünyanın en devasa bu mega yapıtının satışa çıkarılmasından 3 gün sonra bütün evler satıldı. Alıcılar arasında İngiliz futbolcu David Beckham, Tom Cruise, Michael Douglas ve daha birçok dünyaca ünlü yıldız ve zengin bulunuyor. Yapılması gereken; projeni üret, yasa ve kanunlarını çıkar. Dünyanın tüm sermayesi ve yatırımcıları zaten projeye yatırım yapmaya hazır hale gelmiş oluyor. Kaldı ki bu projeye Türkiye'mizde de yatırım yapacak birçok grup ve yatırımcı mevcuttur."
Haberin içeriği, Gökçeoğlu'nun kişisel web-sitesinden derlenmiştir. Göz atmak için tıklayınız.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın