Difüzyon ile Mimarlık Savaşları, Dörtyüzsaniye ve Sonrası Üzerine
E. Seda KAYIM, Mesut TUFAN
/ 07 Aralık 2007
Difüzyon, gerçek bir 'genç hareket'i. Çoğunluğu öğrencilerden oluşan 11 kişilik grup, Türkiye'de mimarlık alanında serbest bir insiyatif olarak da bir ilk teşkil ediyor.
İTÜ'de mimarlık okurken tanışan iki arkadaş, mezun olmuş veya okuyan arkadaşları ve hatta yabancı öğrencilerle bir araya gelerek, bundan üç yıl önce Difüzyon'un tohumlarını attı. Yurtdışı deneyimleri ve fikir paylaşımlarının bir ürünü olarak ilk etkinlikleri Mimarlık Savaşları'yla beklentilerinin çok üstünde bir ilgi gören Difüzyon ekibi, icraatlarına Tişört Atölyesi ve 'hocalar' ile öğrencilerin konumlarını değiştirerek çok ses getiren Dörtyüzsaniye ile devam etti. Türkiye'de mimarlığın kamusallaşması alanında, bilerek veya farkında bile olmadan, önemli bir adım atan Difüzyon'u yalnızca mimarlık öğrencileri değil, akademisyenler, tasarımcılar ve hatta yolu etkinliğin olduğu mekandan geçen insanlar takip eder oldu. Bunda proje sunumunu soktukları kompakt format, gerginlikle özdeşleşmiş bir ortama getirdikleri keyifli, rahat ve eğlenceli atmosferin de etkisi yadsınamaz. Bundan sonra da, daha farklı projelerle karşımıza çıkmaya hazırlanıyorlar.
Yakın bir tarihte beşinci Dörtyüzsaniye'leri ile uzun soluklu olabileceklerininin sinyallerini veren ekipten Pınar Arslan ve Enise Burcu Karaçizmeli ile, Difüzyon'u ortaya çıkaran süreçleri, deneyim ve beklentilerini konuştuk.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın