Huzurlu, Mutlu Ve Sakin: Edincik

Füsun SEÇER KARİPTAŞ* / 30 Kasım 2010
Son on yıldır olduğu gibi bu sene de yaz tatilini Marmara’nın güzel beldesi Erdek’te geçirdik. Bu tatil boyunca da her Cuma günü taze sebze ve meyvelerin bolca satıldığı pazarda alışveriş yapalım diye Edincik’e gittik. Yine bu pazar gezintimiz için yola çıkacağımız bir anda “Fotoğraf makinemi neden yanıma almıyorum?” diye düşündüm ve makinemi de arabaya alarak yola çıktık.



Son on yıldır olduğu gibi bu sene de yaz tatilini Marmara'nın güzel beldesi Erdek'te geçirdik. Bu tatil boyunca da her Cuma günü taze sebze ve meyvelerin bolca satıldığı pazarda alışveriş yapalım diye Edincik'e gittik. Yine bu pazar gezintimiz için yola çıkacağımız bir anda "Fotoğraf makinemi neden yanıma almıyorum?" diye düşündüm ve makinemi de arabaya alarak yola çıktık.

Araba ile Edincik – Erdek arası yaklaşık on beş dakika sürüyor. Özellikle Edincik sapağına döndükten sonra çok keyifli bir yolculuk başlıyor. Çünkü yeşilliklerin arasından yukarı doğru tırmanıyorsunuz. Yolun iki tarafı da ormanlık, aşağıda deniz manzarası ve gittikçe yükseliyorsunuz. Daha o anda bir huzur, bir rahatlık kaplıyor içinizi…

Edincik kasabasına girdiğimiz anda (yine yokuşu tırmanarak patika yolda ilerlerken) sağda ve solda Edincik'in ayakta kalmayı başarmış tarihi evleri bizi karşılıyor. Bu evlerin bazılarının önüne açılan tezgahlarda yaşlı tonton teyzeler zeytin, zeytin yağı, bal, pekmez gibi doğal ürünler satıyorlar. Daha sonra Edincik'in büyük ve heybetli meydanına geliyoruz. Bu meydanda birçok kahvehane, kasap dükkanı ve çay bahçesi ile karşılaşıyoruz. Kasap dükkanlarının bu kadar fazla olmasından da anladığımız üzere, bölgede hayvancılık ile uğraşılıyormuş. Uzun yıllar boyunca ziraat ile uğraşan Edincik'te Cumhuriyet'in ilk yıllarında kalkınma projeleri ile ipek böceği yetiştiriciliği yapılmış, önceden üzüm bağlarıyla ünlü olan Edincik, günümüzde yoğun olarak zeytincilik yapılan bir bölge olmuş.

Edincik tarih olarak aslında Bandırma'dan daha köklü bir yerleşim… Erdek'e 12 km, Gönen'e 30 km, Bandırma'ya 8 km uzaklıktaki kentin batısında olan belde, eskiden Çanakkale – Bandırma – Bursa yolu üzerinde olduğu için ticari anlamda oldukça canlıymış. Fakat daha sonra yapılan yeni ve genişletilmiş yol, beldenin 2 km güneyinden geçtiği için ticaret eski canlılığını kaybetmiş.



Edincik'in tarihi M.Ö. 4000'lere dayanıyormuş. M.Ö. 1073-800 dönemlerinde Persler, Makedonlar ve Roma Bizans hakimiyetinde kalan şehrin adı Adrestia olarak geçmiş. 1076 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Bey tarafından fethedilerek 30 yıl Türklerin egemenliğine girdikten sonra, Sultan Kılıçaslan'ın ölümüyle 1106 yılında tekrar Bizanslıların egemenliği altına girmiş. 1329 yılına kadar Bizans egemenliğinde kalan Edincik, bu tarihte Orhan Bey tarafından fethedilerek tekrar Türkler'in egemenliğine girmiş.



Edincik'in adı aslında Aydıncık'mış. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde Edincik'in isminin "Aydıncık Kadılığı" olarak geçtiği ve burada ipek böcekçiliği yapıldığı, tabakhaneleri ve tersanelerinin meşhur olduğu biliniyor. Zaten meydan da Aydıncık tabelası ve altında meydan çeşmesi hemen göze çarpıyor.

Edincik, Balıkesir'in Bandırma ilçesine bağlı yaklaşık 6000 nüfuslu bir belde… Edincik ile ilgili ilginç bir bilgi de, 1950 yılından beri yapılan nüfus sayımlarında nüfusun hep aynı çıkması. 60 yıl önce de 6000 olan beldenin nüfusu bugün de aynı kalmış. Nüfusun bu kadar dengeli kalması nasıl olmuş anlayamadım, ama belki de iyi olmuş çünkü beldeye girdiğiniz andan itibaren gürültüyle ve çirkin betonarme bloklarla bozulmamış bir hava sizi sarıyor. Tabi bozulmamış diyorum ama Edincik'in yaklaşık beş dakika yukarısında yeni yapılan bloklar hemen göze çarpıyor. "Olsun" diyorum kendi kendime, "Bu şirin meydanı ve çevresini çok bozmamışlar ya, bu da yeter!".


Ayrıca bu bloklara giderken birçok rüzgar gülüyle karşılaşıyorsunuz. Duyduğumuza göre bölgede bulunan yaklaşık 500 köylü, babadan kalma arazilerini enerji yatırımları planlayan dev şirketlere satarak zengin olmuş. Bandırma – Çanakkale Yolu üzerindeki Buğdaylı, Edincik, Bezirci, Paşaçiftlik, Hıdırköy ve Şirinçavuş köyleri ve çevresindeki geniş tarım arazileri, son 2 yıldır yatırımcıların yeni gözdesi durumundaymış.


Edincik'te ara sokaklara daldığınız vakit birçok tarihi evle karşılaşmanız mümkün, ama bu evler çok harap ve terk edilmiş bir halde…Ancak evler çok güzel. Evlerin giriş katı mağaza (depo ve çalışma kapalı alanı) olarak tasarlanmış, zirai ürünlerin depo, saklama, üretim ve tanzim yeri olarak kullanılmış. Hatta Edincik'teki tarihi evler için mağazasız olanı yok demek bile mümkün olabilir. Genellikle evlerde girişinde bir sarnıç (eskiden ağaç fıçı, sonra beton havuz şeklinde yapılan) ve geniş bir çalışma alanı bulunurmuş. Üst katlarda ise ailenin daimi yaşadığı bir oturma odası, misafirin ağırlandığı güzel köşe, çeyiz odası ve kişilere göre yatak odaları tasarlanmış. Ayrıca bazı evlerde en üst katta kahve keyfi odası da düşünülmüş.

Sokaklarda dolaşırken birçok tarihi dönemden izler görme şansınız var. Özellikle Osmanlı mimarisinden eserler görüyorsunuz. Edincik'te Osmanlı kuruluş dönemine ait Ulu Camii (1368), Kümbet Camii (1470) gibi önemli tarihi eserler bulunuyor.

Edincik'te sokak aralarını dolaşmayı bitirdikten sonra pazara uğramak için sabırsızlanıyorum. Büyük şehirlerde görmediğimiz tazelikteki meyve ve sebzelerden alarak alışverişimizi tamamlıyoruz. Bu arada dikkat ediyorum da, buradaki insanlar bile ne kadar mutlu ve huzurlu…Sanki "Biz böyle iyiyiz, bize dokunmayın, kendi halimize bırakın" derlermiş gibi…Onun için de "Ben burayı seviyorum" diyorum.

Seneye yeniden gelmek umuduyla Edincik'ten ayrılıyoruz. Konumu itibari ile adeta keşfedilmemiş bir yeşil cennet olan Edincik, umarım uzun süre korunarak kalır. Edincik'in sakinliği ve sıcak insanlarını tanıdıkça ve beldedeki huzurlu havayı hissettikçe burayı sevmemeniz mümkün değil…

* Yrd. Doç. Dr.


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
  • mb 9 yıl önce Ben Edincikli bir şehir plancısıyım. Yazınız güzel,elinize sağlık. Ancak Erdek tarafından Edincik'e çıkan yolun iki tarafı orman değil zeytinlik:) Büyüleyici bir manzara, harika bir yeşil tonu değil mi? Nüfusa gelince. Aslında aynı kalmıyor, 8000 civarına çıkıyor bir dönem. Ancak 80'li yıllardan itibaren genç nüfusu kaybetmeye başladığı için (eğitim, iş nedeniyle) yeniden 6000 civarında kalıyor.
  • Rafet Özsoy 7 yıl önce Ellerinize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş.
  • Kadir özalan 6 yıl önce Bir yıl geçmiş 8 yıl olmuş. Şimdi gelin görün... Edincik' i
  • Fecriye Kahraman 4 ay önce Edincik beldesini çok yakın zamanda sokak sokak gezmiş biri olarak, tarihi evlerin şu anki harabe hallerini görmek maalesef içimi çok acıttı. Modernleşme veya gelişmişlik dediğimiz betonlaşma ve çarpık yapılaşma ülkemizin her yerinde olduğu gibi Edincik de de sahip çıkamadığımız kültür mirasımızdan olan Edincik evlerini yavaş yavaş yutmakta.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :