Eren Tümer Mimarlık Ofisi'nin Mes'ud Cemil Mezar Tasarımı Önerisi

mimarizm.com / 16 Aralık 2020
Eren Tümer Mimarlık Ofisi, İstanbul'un Mezarları Tasarım Yarışması'na Mes'ud Cemil mezar tasarımı ile katıldı. Eren Tümer, tasarımı ile Mes'ud Cemil'in sesinin görünür olmasını amaçladığı projesinin ayrıntılarını anlattı.

İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması sonuçlandı. Eren Tümer Mimarlık Ofisi, yarışmaya Mes'ud Cemil'in mezar tasarımı önerisi ile katıldı. Eren Tümer proje ayrıntılarını paylaştı:

Yarışmaya katılmadaki amacınız ne idi?

İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması, içeriği, tasarım - ifade yöntemleri ve sonuç ürünleri bakımından farklılaşacağı yönünde oldukça umut vericiydi. Mezarların hem ölümü hem de ölümsüzlüğü aynı anda simgeleyen anıtsal anlamlarının olması, bir yandan felsefe ve sanat tarihine, öte yandan ise önemli şahsiyetlerin toplumsal bellekteki yerlerini canlı tutmaya yönelik bir düşünce eylemi içerisinde bulunabilme ve o düşünceyi somut bir ürüne dönüştürebilme fırsatı, bu yarışmaya katılmak istememdeki temel amaç oldu.

Mes'ud Cemil'i seçme sebebinizi anlatır mısınız?

On yedi yıldır sürdürmekte olduğum mimarlık mesleğinin yanı sıra, neredeyse yirmi yıla yakın bir süredir de profesyonel anlamda müzikle ilgileniyor olmam, mezarı tasarlanacak olan önemli kişiler arasından Mes’ud CEMİL’i seçmemin asıl sebebidir.

Tasarımı yaparken temel aldığınız, öne çıkarmak istediğiniz unsur ne idi?

Mes’ud Cemil’ in kişiliği, fikirleri ve üretimleri üzerine yapılan çalışmalar incelendiğinde, oldukça naif bir kişiliğe sahip olmasının yanı sıra, yenilikçi ve modern bir bakış açısına da sahip olduğu rahatlıkla anlaşılabilmekteydi. Öte yandan musiki ve onun icrası ile arasındaki güçlü bağ, seslerin güzelliğine ve tınısına verdiği önem de üzerinde çokça durulan bir konuydu. Bu etkenleri, tasarıma bağlam oluşturacak şekilde ele almak, ustalıkla ve özenle icra ettiği müziğini bulunduğu işitsel düzleminden çıkarmak ve onu mezarında ziyaret edecek olanlar için görsel bir düzleme taşımak, bir başka deyişle sesinin görünür olabilmesini sağlamak tasarımın temel unsuruydu.

*

Tasarım Ofisi: Eren Tümer Mimarlık Ofisi [ETMO]

Tasarım Ekibi :

Eren Tümer – Mimar (Ekip Başı) / L.A.Ü.
Ece Sultan Karacık - Mimar / Ç.Ü.
Salih Boyraz - Mimarlık Öğrencisi / Ç.Ü.

Tasarım Raporu

Tam bir yıl önce bugün, Mes’ud Cemil’ i toprağa vermiştik. Bir yıl evvel, sessizce ve birdenbire, tıpkı bir başka musikiye geçer gibi aramızdan ayrılmıştı. Pek çoğumuz bu kayboluşu onun her zamanki ruhi firarlarından biri gibi karşılamış, şimdi kimbilir hangi ücra köşede, tanımadığı insanlarla birlikte başbaşa veyahut da kendi keşfettiği bir semt kahvesinde kendini unutturuyor, ya da pırıl pırıl güneşin altında, yıkık bir duvarın kenarında, o çok sevdiği kedilerine bir şeyler yediriyor, onların sırtlarını okşuyor diye düşünmüştük. ” Baki Süha Edipoğlu, 1964. 

Yeni bir mekân; servilerin altında, mermerlerin, kesme taşların ve dar geçitlerin ortasında bir yerlerde. Mühim olan “YER” değil, asıl mühim olan devinim. Ölmenin gerekliliğini kabullenebilmek de bir terbiye. Yaşam, özünde sonsuz bir döngü. Katışıksız, yani saf olan her şey başka bir şeye dönüşür. Hayatın kaynağı; doğa. Ölümse tevazu içinde bir geri dönüş; ödeşme, zamanı geldiğinde aldığını geri verme, sonrakilere yer açma.

İki kazma ve bir kürek, dakikalarca döver kuru toprağı. Parçalanan taşlardan parçalar saçılır, topraktan da bir avuç; arasında ayrık otları, kökler, ısırganlar. Boyları üç dört metreyi aşmış, göğe doğru sabırla yükselen selvilerin arasından esen rüzgârın savurduğu havaya toprağın rutubetli kokusu karışıverir. Artık görünmeyecek ve işitilmeyecek olanın soluduğu şey toprağın tastamam kendisi olur. Varlığını içine çekip, zamanı dipsiz, kör bir kuyuya çevirecek ve gövdesini daha önce hiç var olmamışçasına görünmez kılacak olan sonsuz bir devinimin içindedir artık.

Fazlalıklar silkelenir, zaman ve mekân değişir.

SES kaybolur…

Tasarıma etken hususlar

“Mezarlar bir insanın ölümünü sembolize ederken, aynı zamanda onun ölümsüzlüğünü de ileri süren bir vurgu yapar. Bir yandan bireyin öldüğünü ilan eden bir işlevi üstlenirken, öte yandan onu sürekli hatırlatarak yaşam içinde, hafızada tutmaya devam etmektedir.

Bu iki iletimi ana söylem olarak sembolize ederken, zaman içinde bu söylemlerin iletim aracı değil, başka ek söylemleri de içerecek şekilde kullanılırlar. Kuşaklar arasındaki kültürel akışın (DEVİNİMİN) devamlılığına dair söylemini de oluşturur/sürdürür. Bu nedenle onlar, kuşaklararası bir ilişkinin sembolleri olarak da varlık bulurlar.”

“Ölüm, Sanat, Mekân ve Dersim Aroması.” Dilşa DENİZ, 2011  

Tasarım kararları

Tüm bu hususlar ışığında, Mes’ud Cemil’ in yaşamı, Klasik Türk Müziği’ ne ve kültürüne yaptığı eşsiz katkılar özenle ele alınmıştır. Mes’ud Cemil çok yönlü kişiliği ile Klasik Türk Müziği’nin icraa alanlarında pek çok çalışmaya ve ilke imza atmış, üretimini Batı Müziği eğitimi ile genişletmiş ve musikinin eğitim alanlarında da yer alarak tüm birikimini aktarmaya özen göstermiştir. Müziği bir konsept (kavramlar bütünü) olarak algılamıştır. Modern ve yenilikçi bir anlayışla ilk kez klasik koroyu kurmuştur.

Mes’ud Cemil’ in müzik hayatında seslerin güzelliği ve tınısı önemlidir.

Bu tasarımın temel maksadı, Mes’ud Cemil’in hayatı boyunca güzelliğine ve tınısına önem gösterdiği, eserlerinden yükselen o eşsiz notaları, frekansları yani sesleri görünür kılabilmektir…

Bu bağlamda, ustalıkla icraa ettiği “Tanburla Hicaz Taksim” eseri ele alınmıştır. İlgili yazılımlar ile eserin dalga formu spektrumu analiz edilmiştir. Dalga formları araclığı ile bir ses topoğrafyası elde edilmiş ve bu sayede özünde işitsel duyu sistemine hitap etmekte olan eserin görsel bir boyuta geçmesi hedeflenmiştir.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :