Kentsel araştırma pratiği olan "Günlük Hayat Dedektifleri"nin, 9 Mayıs günü dijital ortamda gerçekleştirdiği "Pandemi Evleri Dosyası" atölye çalışmasının online sergisi işbirlikçisi Mimarizm’in desteğiyle İstanbul Mimarlık Festivali kapsamında açıldı.
9 Mayıs 2020 tarihinde PiknikWorks ve Mimarizm işbirliğiyle online olarak gerçekleşen Günlük Hayat Dedektifleri "Pandemi Evleri Dosyası" atölye çalışmasının sonuç sergisi 5-11 tarihleri arasında The Circle ve Binat İletişim & Danışmanlık’ın ortaklığında ve VitrA’nın ana sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Mimarlık Festivali kapsamında işbirlikçisi Mimarizm desteğiyle açıldı. Sergiyi online olarak http://ghdevdosyasi.mimarizm.com linkinden ve festivalde gezebilirsiniz.
Sergi ve günlük hayat dedektiflerine dair genel bir sunum 10 Aralık Perşembe günü saat 15:00'da İstanbul Mimarlık Festivali'nde gerçekleşecek.
İŞBİRLİKÇİDEN NOTLAR
05 Aralık 2020
“Günlük hayatın paradigmalarını değiştiren, tuzla buz eden bu ilginç dönemin en başlarıydı. ‘Yeni normal’ kavramının bile henüz tanımlanmadığı, evlere kapanıp dışarı çıkmaktan imtina ettiğimiz zamanlar… Sayıları gün geçtikçe artan ve takip etmekte güçlük çektiğimiz canlı yayınlar, çevrimiçi söyleşiler, konserler, una mayaya bulaşmış ellerimizle devam ettirmeye çalıştığımız işlerimiz/eğitimlerimiz, gecenin bir yarısında akla gelmeyecek her türlü ürüne dezenfeksiyon işlemleri, yeni alışkanlıklarımız, zorunluluklarımız ve hayatta kalma çabamız. Ve tüm şekilden şekle giren evlerimiz… Kendimizle, ev halkıyla ve evin kendisiyle dikkat dağıtan birçok şey olmadan daha önce yapamadığımız şeyleri yapmak için fazlaca vakit ve iç dürtülerimizle bağlantı kurmak için ideal bir zaman aralığı… Yaratıcılığın devreye girdiği yer.
Bilinmezliğin içinde yalnızlığını ve stresini gidermek isteyen herkes gibi Mimarizm olarak yana yakıla aradığımız ‘ilham’ın izini sürerken kapısını çaldığımız Piknik Works, bu işin titizlikle yapılması gereken bir dedektiflik işi olduğunu ve aradığımız ilhamın pek de uzakta olmayabileceğine işaret etti. Bir yol haritası çizmek üzere gündelik hayatı oluşturan muğlak bağlantıları mimarca bir yöntemle hikâyeleştirmeye kendini adamış Günlük Hayat Dedektifleri bürosuna davet etti. Büronun Direktörü Oğul Öztunç ve Müsteşarı İlayda Keskinaslan, daha önce İstanbul’un muhtelif sokaklarının gizemlerini gün ışığına çıkardıkları araştırmalarının üzerinden geçerken; dijital eşiklerden atlayarak birbirimize misafir olduğumuz evlerimizin de artık bir nevi kamusallık kazandığı gerçeğiyle yüzleştirdi bizi. Her şeyin ana sahnesi olan ‘gündelik hayat’ konusu sade olduğu kadar keşfedilmeyi bekleyen birçok potansiyel barındırıyordu ve gönüllü, meraklı bir dedektif ekibi ile yapılması düşünülen bu çalışma, yaratıcı iş birliği ve ‘bir arada olma’ ihtiyacımızı da gideriyordu. Bir taşla birçok kuş, evden çıkmadan atılabileceğimiz bir macera ve keşif hazzı…
Büronun iş birliği önerisini kabul etmenin heyecanıyla çalışmalara başladık. İlk olarak çalışmanın ana hatları hızlıca belirlendi; kalem, kağıt, büyüteç ve yaratıcılıkları ile evlerinde görev aşkıyla, merakla bekleyen bir gönüllü ordusu oluşturuldu. Çoğunluğu tasarım disiplinlerinden olmak üzere birçok farklı alanda çalışan bu gönüllülerin, temel motivasyonunun etkileşim arayışı olduğu, gönderilen niyet mektuplarında okunabiliyordu.
Dedektiflik süresince kullanılacak teknikleri ve direktiflerin verildiği çevrimiçi buluşmalar 3 oturum halinde bir gün içerisinde yapıldı. Kendi dedektiflik hikayelerini yazmak isteyenlere ilham vermesi niyetiyle kamunun seyrine açık, canlı olarak yayınlanma kararı alındı.
Günlük hayatta en gerçek halleri ile kod adlarını ve personalarını oluşturan gönüllüler, bu gizemi çözmek için canla başla çalışmaya başladı. Büyük resmi oluşturmak için gerekli tüm ipuçlarını, kendi evlerinden hikayelerini cömertlikle paylaştılar. Toplanan tüm ipuçları büroya teslim edildi ve tüm bu hikayelerden ortak bir hikaye çıkarmak üzere büro yöneticileri hummalı bir çalışmaya başladı. Kamuya açık olarak yürütülen çalışma süreci gibi, sonuçların da kamuya açık olarak paylaşılması konusunda Mimarizm ve Günlük Hayat Dedektifleri mütabık kaldı ve paradigmaların kaydığı kaygan zeminleri dert edinen İstanbul Mimarlık Festivali’nde kapılarını herkese açan büyük bir eve dönüştü.”
Nurullah Kaya
Zorluklar ve belirsizlikler içerisinde ilham arayışları ve yaratıcı uğraşlar artık hiç kimse için yeni kavramlar değil. Yaratıcılığı düşündüğümüzde aklımıza gelen ilk gelen üretim biçimlerinin yanında kolektif bir dedektiflik macerasında bundan çok daha fazlası olabildiğini, bir grup meraklı dedektifle bir araya geldiğimizde anladık. Şu anda odalarında gezinmekte olduğunuz kendi günlük hayatınızdan enstantaneler bulacağınız bu büyük evi oluşturan ipuçları arasında duvarında bulduğunuz bu notta başarıyla yürütülen süreci özetlemeye çalıştım.
Dijital eşiklerle birbirine bağlı mekanlardan oluşan bu büyük ev, kendimizi ve çevremizi yepyeni bir bağlamda yeniden keşfetmeye başladığımız günleri anlatan yazarak, çizerek oluşturulmuş gerçek günlük hayat hikayelerden oluşuyor. Her anlatı biricik olsa da, bu eve konuk olan herkes kendinden bir parça bulacaktır. Bu maceraya dahil olan herkesin, kim/ne olduğumuza dair en naif sırları barındıran ‘günlük hayat’ ve içinde akıp gittiği ‘ev’ ile yeni/yeniden bir bağ kurduğu aşikar.
Sürecin başından beri yüz yüze görüşme fırsatı bulamadığımız büro yöneticileri ve dijital sergileme sürecinde canla başla çalışan gönüllü dedektifler ile halen devam eden dostluğumuz ve işbirliğimiz ise yaratıcılığın çevrimiçi mekanda da topluluk yaratabilme gücünün en büyük kanıtı.
Günlük hayatımızın hazineleri keşfetmemize vesile olan ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler…