Iglo Architects tarafından İzmir Aliağa’da tasarlanan Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası, çalışanların konforu ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde tasarlanan iç fonksiyonları ve bulunduğu çevreyle bağ kuran mimarisiyle Cityscape Awards 2016’da, “Geleceğin Ticari Yapıları” kategorisinde, yarışmanın uluslararası jürisi tarafından “Övgüye Değer” (Highly Commended) bulundu.
Zafer Karoğlu ve Esen Akyar ortaklığındaki Iglo Architects tarafından, Kanada’da faaliyet gösteren seramik markası Anatolia Tile & Stone için tasarlanan Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası, “Geleceğin Ticari Yapıları” kategori finalisti olarak yarıştığı Cityscape Awards 2016’da uluslararası jüri tarafından “Övgüye Değer” (Highly Commended) bulundu.
Gayrimenkul ve mimarlık sektörünün seçkin firmalarını Dubai’de bir araya getiren Cityscape Fuarı kapsamındaki Cityscape Awards 2016 finallerinde yarışan Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası’nı uluslararası jüriye yaptığı bir sunumla tanıtan Iglo Architects kurucu ortağı Esen Akyar, “Highly Commended” sertifikasını Conrad Hotel Dubai’de 6 Eylül gecesi düzenlenen ödül töreniyle aldı.
Proje hakkında:
İzmir Aliağa’da 101.000 m2 arsa içinde 62.500 m2 kapalı alanda inşa edilen Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası’nın Türkiye’nin, markanın üretim yaptırdığı ülkelerin ortak ulaşım noktası olması ve bu ürünlerin toplanarak ABD’nin güneyine deniz ulaşımıyla nakliye edilmesi planlanarak belirlenen konumu, nakliye masraflarından tasarruf edilmesi de amaçlanarak tercih edilmiş. Projenin operasyonel kısmının Kanada’daki referanslardan yola çıkılarak çözümlendiği Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası’nın iç fonksiyonları çalışanların konforu ve verimlilik ilkesi çerçevesinde tasarlanmış. Ege Bölgesi’nin iklim koşullarının getirdiği sıcak hava ve güneşin etkisinin yapının içinde hissedilmesine olanak tanıyan tasarımda hem operasyonel kısmın hem de peyzaj bölümünün bol ışık alması sağlanarak doğal ışığın yapıyla bütünleşmesi amaçlanmış.
Bir su aktivitesi içine yerleştirilen yapıda doğal bir görünüm yakalanarak İzmir’in sıcak ikliminde serinletici bir atmosfer oluşturulması sağlanmış. Belli katlarda çıkmaları olan hareketli mimari yapısıyla dinamik ve modern bir görünümün yakalandığı binanın cephe tasarımında mesh kaplı çelik karkas kullanılmış. Gölgeleme ihtiyacını sağlamak ve mevcut hareketli formu bir düzen altına almak için tercih edilen mesh kaplama ile yapının yatayda ve düşeyde güneşin hareketlerinden korunması hedeflenmiş. Yapının girişini oluşturan avluda, ofis bölümünün konsol oluşturduğu bölgede ve su aktivitesinin üzerinde görsel perspektifler ve mekansal duyular oluşturan mesh kaplama ile yapının akıp gitmesinin yanı sıra belli fonlar ve görsel etkiler oluşması da sağlanmış.
Yüksek tavanlı showroom’un cam cephesinin üst yarısı bakır mesh ile kaplanarak mekana insan ölçeği getirilmesi amaçlanmış. Zemin katı çevreleyen suyun hareketi ve yer yer kullanılan sanatsal objeler ile keyifli pasajların oluştuğu bir atmosfer elde edilmiş. Hem statik gereklilikleri karşılayan hem de çalışma alanlarında ortamdan çok uzaklaşmadan nefes almayı sağlayan sigara balkonları ve terasların oluşturulduğu yapının operasyonel kısmında İzmir bölgesinde sıklıkla kullanılan prefabrik ısı yalıtımlı beton paneller kullanılmış.
Mavi yakalı personelin kullanacağı ofis, yemekhane ve teknik hacimlerin olduğu bir yapının organize edildiği operasyonel bölümde ön cephede kullanılan mesh çerçeveye ek olarak tasarlanan örtücü mimari öge ile personel araçlarının güneş ışınlarından korunması amaçlanmış. Yapıda hem gelen malzemenin boşaltılması, hem de sevk edilecek malzemenin yüklenmesi operasyonunu organize edebilmek için iki uzun cepheye yerleşim yapılarak geniş bir araç yolu da elde edilmiş.