Boytorun Architects, dinginliği ve dinamizmi işlevsellik çerçevesinde bir araya getirdiği Recordati Ofisi'ni, sosyal etkileşime açık, kolektif çalışma ruhuna uygun, ferah ve sıradışı bir çalışma mekanına dönüştürdü.
fotoğraflar: Gürkan Akay
Yudum Boytorun ve Semih Boytorun’un kurucusu olduğu Boytorun Architects, İtalya merkezli ilaç firması Recordati’nin Türkiye’deki genel müdürlük ofisinde kullandığı şeffaf bölücüler ve açık renk duvarlar ile ferah bir mekan kurgularken, ofis düzeni dışında açık çalışma alanları tasarlayarak monotonluktan uzak, özgür bir iş ortamı sunuyor.
Boytorun Architects, Maslak Building Office binasında iki kata yayılan ve 1500 m2’lik alana sahip Recordati Ofisi’inde genel kurgunun merkezinde çekirdek, WC, IT gibi birimleri, cephede ise ofis alanlarını konumlandırmış. Yönetici ve toplantı odalarında şeffaf bölücülerin kullanılmasının yanı sıra ofis düzenindeki çalışma alanlarıyla birlikte açık çalışma alanlarına da yer verilmesi, Recordati Ofisi'ne ferahlık kazandırmış. Modern ve esnek bir tasarıma sahip projenin belli alanlarında firmanın kurumsal rengi kullanılarak etkileyici spotlar oluşturulmuş.
Binanın saydam cephesini pekiştiren açık renk duvar boyaları ile çalışanların güneş ışığından tam verimle yararlandığı Recordati Ofisi’nde, şeffaf bölücüler, üzerlerindeki molekül dizilimini anımsatan folyo kaplamalar sayesinde monotonluğu kırmayı başarmış.
Kum taşı renkli mobilyalarla mekanı boğmadan, tüm öğelerle uyumlu bir görünüm oluşturulması amaçlanmış. Toplantı odalarında yer alan kayar katlanır paneller fonksiyonel kullanım ve estetik bir görünüm sunarken, siyah rengin ve ahşap malzemenin yoğun kullanımıyla yönetici odaları çalışma alanlarından ayrıştırılmış.
Firmanın kurumsal rengi olan kırmızıyı girişteki karşılama alanı, dolap aralarındaki sedirler, doğrama üzerindeki folyolar gibi farklı noktalarda ön plana çıkararak ofise hareket kazandıran Boytorun Architects, kristali andıran resepsiyon bankosunu etkileyici bir karşılama noktası haline getirmiş.
Tavanda ve dolaplarda kullanılan ahşap latalar ile mekanda sıcak bir atmosfer yaratılmış. Farklı malzemeler ve ahşap latalar arasına yerleştirilen armatürler ile monotonluk kırılırken, merdiven kovası üzerine konumlandırılan özel tasarım armatürle sirkülasyon alanlarından fark edilen çarpıcı bir nokta oluşturulmuş.
Zeminde malzemelerin dizilim şekilleriyle şık bir görünüm ve akışkanlık yaratmayı hedefleyen Boytorun Architects, ofis ve ortak alanları ise zemin/tavan döşemeleri ile mekansal olarak tanımlı hale getirmiş.
Çalışanlanların rahatlaması için oluşturulan dinlenme alanları ofis içerisine dağıtılarak daha dinamik ve etkileşime açık sosyal alanlar kurgulanmış. Keçe kaplı sedirler, koridor boyunca dizilen dolaplar arasındaki monotonluğu kırarken, keyifli dinlenme alanları da oluşturmuş.
Boytorun Architects ile yaptığımız Çat Kapı söyleşisine buradan ulaşabilirsiniz.