Mimari tasarımı Valerio Olgiati’ye ait, gölgelerin ardında hafifçe geriye çekilmiş "İncicilik Alanı Müzesi ve Giriş Yapısı", kendine yeni bir evren yaratırken İnci Yolu’na ve ötesindeki kente bir portal oluyor.
Fotoğraflar: ©Archive Olgiati
Antik zaman yerleşim yerlerinden olan Bahreyn'de bir süredir, tarihi adayı canlandırmak için, Bahreyn Kültür ve Eski Eserler Dairesi rehberliğinde yapılan mimari çalışmalar; kentin tarihi noktalarındaki yeniliklerle birlikte kentin yaşamına dair yeni programlar, yere özgü zanaat ve gelenek arasındaki diyaloğu özenli bir denge ve titizlikle kurmayı amaçlıyor.
Tamamlanan bu özgün projelerden, İsviçreli mimar Valerio Olgiati’nin Bahreyn’in Muharrak bölgesinde tarihi dönemdeki İnci Yolu (The Pearling Path) kalıntılarının başlangıcında, karşılama alanı ve müze olarak tasarladığı “İncicilik Alanı Müze ve Giriş Yapısı” oldukça ön plana çıkıyor.
2012’de UNESCO’nun kültürel mirası listesine girmiş İncicilik Yolu, gerileyen bir ekonomik aktivite olan geleneksel inci üretimine dair izleri kapsıyor. Mimarın tanımına göre tüm yapı, bu kültürel miras alanına giriş ve kente bir geçiş deneyimi yaratma görevi üstlenmiş. Muharraklılar için ise bir kamusal park ölçeğinde ‘şehir odası’. Mülk sınırı boyunca yerleştirilmiş betonarme elemanlar yoğun şehir dokusuna yeni bir sınır tanımlıyor.
Kolonlar dizisi, geniş ve yüksek bir boşluk yaratıyor ve rüzgar kuleleri ile yerden 10 metre yükseklikteki ince yatay plakayı taşıyor. Havalandırma bacası görevindeki kuleler ise genelin aksine iç mekanlara değil yapıdaki açık alana servis veriyor. Çatı plakası, beşik çatılı evler formunda açılmış boşluklarıyla sıcak iklimli Muharrak bölgesi halkına yaşamsal bir gölgelik imkanı veriyor ve kente yeni bir ölçek sağlıyor.
Olgiati, geçmişe doğrudan referanslardan kaçınan "non-referential" (göndergesiz) bir mimari ortaya koymakla ilgili olsa da, tarihi alanı örten betonarme kanopi sayısız çağrışıma müsait; bölgeye ait yarı işlenmiş beton strüktürler, İsviçre’ye özgü ambar yapıları, modernist São Paulo okulunun ham betonu, minareler ve kulelerden oluşan şehrin manzaraları...
Gölgelerin ardında hafifçe geriye çekilmiş yapı kendine yeni bir evren yaratırken İnci Yolu’na ve ötesindeki kente bir portal oluyor. Hepsinin ötesinde tüm yapıyı; gölgeler oluşturan beton kütlelerinin ısıl eylemsizlik karakteri sayesinde, iç alanlarda serinliği ve havanın dolaşımını sağlayan devasa bir termodinamik makine gibi okumak da mümkün.
Giriş Katı Planı
Kesit
Haber arcdaily'den derlenmiştir.