Prof. Doğan Kuban’ın, İstanbul’u, bir İstanbullu’nun gözüyle eleştirel gözlemlere ağırlık veren bir üslupla irdelediği kitabı “İstanbul 1600 Yıllık Bir Müzedir” YEM Yayın’dan çıktı.
Türkiye’nin yetiştirdiği, dünyaca ünlü mimarlık tarihçisi, “Hocaların Hocası” olarak da tanımlanan Prof. Doğan Kuban’ın “İstanbul 1600 Yıllık Bir Müzedir” başlıklı kitabı YEM Yayın’dan çıktı.
Kitap, Doğan Kuban’ın, geçmiş yıllarda “Kent ve Mimarlık Üzerine İstanbul Yazıları” adıyla yine YEM Yayın tarafından farklı formatlarda yayımlanan eserinin yeni kuşakların da bu eşsiz içeriğe ulaşabilmesi amacıyla, yeni baskı, kağıt teknikleri ve boyut seçilip kapak tasarımı yenilenerek yayımlandı.
Prof. Doğan Kuban, 1953’ten bu yana İstanbul kentinin tarihçisi ve yazarı olan bir İstanbullu’nun gözüyle, İstanbul’u, betimlemeden çok eleştirel gözlemlere ağırlık veren bir üslupla irdeliyor. Mimarın, plancının ve bilinçli aydınların içinde yaşadıkları bu kenti sevmeleri kadar sorgulamalarının da önemine dikkat çekiyor.
Doğan Kuban, İstanbul’un Romalı-Bizanslı kimliğinden bugüne uzanan süreçte yaşadığı gelişim ve değişimi yapılar, meydanlar, mimarlar, hükümranlık kuran kültürler ve onların yaklaşımları üzerinden çok geniş bir perspektifte ele alıyor; adeta kadim kentin tam anlamıyla bir biyografisini sunuyor. Kentin kültürel kimliğinden planlamasına, arkeolojisinden ulaşımına, Batılılaşma çabalarından yasadışılığa karşı verdiği savaşa kadar çok ayrıntılı bir değerlendirme yapıyor.
Bir yandan geçmişin gurur veren fakat giderek varlığı yeni kent kaosu içinde kaybolan mirasını, öte yandan geleceğin düşündürücü karanlığını dile getirdiği kitap aracılığıyla, okuyucuları tarihe sevgi beslemeye ve geleceği eleştirel bir yaklaşımla ele almaya davet eden Kuban, İstanbul’u “tam olarak anlamak” isteyenlere şöyle sesleniyor:
“Topografyanın ve tarihin mirası olmasa, İstanbul’da güzeli bulmanın artık çok zor olduğunu itiraf etmeliyim. Ancak İstanbul’un hâlâ yok edemediğimiz doğal mekânları var. Deniz ve tepelerle oluşan, kıyılarla insanın gözünü uzaklara sürükleyen mekânlar. Üsküdar’la Beşiktaş ve Eminönü arasında gidip gelirken, Bebek’ten Kandilli’ye geçerken, Kadıköy’den Köprü’ye gelirken, Sarayburnu’ndan Boğaz’a bakarken, köprülerden geçerken, kıyı yollarında dolaşırken, Boğaz’dan Karadeniz’e açılır ya da Karadeniz’den Boğaz’a girerken, Marmara’dan ya da Salacak’tan İstanbul’a bakarken, hangi kültür tabakasından gelirseniz gelin bakmaya doyamayacağınız güzellikler var. Hele bunları baharın dumanla kirlenmemiş bir sabahında, güneş sizi ısıtmaya başladığı zaman, İstanbul’un bir kıyısında, bir kahvesinde, hafif sisler içinde, Sisley’den bir tablo gibi algıladığınız zaman insanların yaptığı bütün kötülükleri unutabilirsiniz. Hafif bir kader ezikliğiyle belki affedebilirsiniz bile. Düşünceyi katmadığınız saf algı anlarında İstanbul’dan daha güzel bir kent olmadığını, dünyayı burada yaşadığınız için şanslı olduğunuzu bile düşünmeye başlayabilirsiniz...”
*
Prof. Doğan Kuban Hakkında
1926 yılında Paris’te doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 1949 yılında mezun oldu. Aynı üniversitenin Mimarlık Tarihi kürsüsüne asistan oldu. Tezini Türk Barok Mimarisi üzerine yapan Kuban, 1954-55’te İtalya’da Rönesans Mimarisi üzerinde çalışarak “Osmanlı Mimarisi’nde İç Mekan Teşekkülü ve Rönesans’la Bir Mukayese” adlı çalışmasıyla doçent oldu.
1962-63’te Fulbright bursuyla ABD’de Michigan Üniversitesi İslam Sanatı bölümünde misafir öğretim üyesi olarak bulundu. 1963-64 yıllarında Harvard Fellow’u olarak Washington’da, Dumbarton Oaks Bizans Araştırmaları Merkezi’nde Anadolu Bizans Mimarisi üzerinde çalıştı. 1965’te Anadolu Türk Mimarisinin Kaynak ve Sorunları adlı kitabıyla profesör oldu. Kuban, 1967’den sonra Michigan ve Minnesota üniversitelerinde İslam Sanatı ve Mimarisi, 1980-81’de MIT’de misafir Ağa Han profesörü olarak İslam Mimarisi Tarihi dersleri verdi.
1965-75 yılları arasında Harvard Üniversitesi’nin sponsorluğunu üstlendiği, İstanbul’daki Kalenderhane Camisi kazısı ve restorasyonunda Prof. L. Striker ile birlikte direktör olarak çalıştı. Kalenderhane, Tahtakale Hamamı, Kazakistan’da Yesevi Türbesi, Türkmenistan’da Merv kentinde Sultan Sancar Türbesi restorasyonlarının danışmanlığını yaptı. İstanbul, İzmir, Gaziantep, İznik, Kastamonu, Sivas ve Erzurum kentlerinin tarihi çevre koruma rapor ve projelerini hazırladı.
1975’te Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Enstitüsü’nü kurdu ve başkanlığını yürüttü. İTÜ’de Mimarlık Tarihi ve Restorasyon kürsüleri başkanlığı (1958-93) ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı (1974-77) yaptı. 1978-83 yılları arasında Ağa Han Mimarlık Ödülü yürütme komitesinde çalıştı. 1968-83 yılları arasında Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu üyesi (1981-83’te başkan yardımcısı) oldu. 1993’te emekli olan Kuban, Kültür Bakanlığı, Mimarlar Odası ve TÜBİTAK Hizmet Ödülleri aldı.
1994 yılında American Institute of Architects’e yabancı şeref üyesi seçildi.
Sinan’ın Sanatı ve Selimiye (1997) adlı kitabıyla Aydın Doğan Ödülü alan Kuban’ın YEM Yayın’a Memet Fuat Yayıncılık Ödülü kazandıran Osmanlı Mimarisi (2007) adlı kitabının İngilizcesi, 2010 yılında ACC Publishing Group tarafından Ottoman Architecture adıyla yayımlandı. Kuban’ın YEM Yayın tarafından yayımlanan kitapları, Osmanlı Mimarisi, Mimarlık Kavramları, Cennetin Kapıları / Gates of Paradise, Kaybolan Kent Hayalleri Osmanlı Sarayları, Vanished Urban Places Ottoman’s Palaces, Osmanlı’nın İstanbul’u, Ottoman’s Istanbul adlarını taşıyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’ya danışmanlık yapmış olan Kuban, TÜBA şeref üyesidir.