İstanbul Deprem Bilim Kurulu Üyeleri, uzmanlar, akademisyenler, sivil toplum ve yerel yönetim temsilcilerinin katılımıyla İPA Kampüs’te gerçekleştirilen İstanbul Deprem Çalışma Grubu Toplantısı’nın özet raporu yayımlandı.
25 Şubat 2023 tarihinde İPA Kampüs’te gerçekleşen İstanbul Deprem Çalışma Grubu Toplantısı Raporu, 7 farklı temada (Lojistik, Mühendislik, Şehircilik ve Mimari, Toplumsal, Sağlık, Ekonomik, Yönetsel ve Hukuki) hazırlanan önerilerin özetini içeriyor.
"Dünya genelinde son 20 yılda yaşanan depremler nedeniyle 451.528 kişi hayatını kaybetmiş ve 8 milyonun üzerinde insan evsiz kalmıştır. Toplamda 95 milyonun üzerinde insanın etkilendiği depremlerde 419 milyar ABD doları kayıp meydana gelmiştir. Krizler çağında farklı nedenlerden kaynaklanan afetler giderek çoğalırken, afet ve risk yönetiminin önemi de artmaktadır. Afet ve risk yönetimi temel olarak önleme ve risk azaltma, hazırlıklı olma, müdahale ve toparlanma aşamalarından oluşan bir süreç olarak ele alınmaktadır.
Yaşanan Kahramanmaraş Depremi, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına rağmen, depreme karşı hazırlıklı olmadığını bir kez daha göstermiştir. Olası Marmara Depremi sonrasında benzer sonuçların ortaya çıkmaması için acil olarak yapılması gereken çalışmaların belirlenmesi amacıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğünde, bilim ve meslek insanlarından oluşan “İstanbul Deprem Bilim Üst Kurulu” toplantısı 15 Şubat 2023 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
25 Şubat 2023 tarihinde ise geniş katılımlı “İstanbul Deprem Çalışma Grubu Toplantısı” İstanbul Planlama Ajansı’nda gerçekleştirilmiştir. Akademisyenler, alanında uzman meslek insanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, özel sektör temsilcileri ile büyükşehir ve ilçe belediyelerinden temsilciler toplantıya katılım göstermiştir. Öğleden önce açılış ve bilgilendirme konuşmaları, öğleden sonra ise çalışma çerçevesinde belirlenen yedi temada çalışma grubu toplantıları yapılmıştır. Bu temalar (i) lojistik boyut, (ii) mühendislik boyutu, (iii) şehircilik ve mimari boyut, (iv) toplumsal boyut, (v) sağlık boyutu, (vi) ekonomik boyut ve (vii) yönetsel ve hukuki boyut olarak belirlenmiştir.
Toplantıda öne çıkan konular detaylı olarak “Çalışma Grupları Raporları” başlığı altında sunulmuştur. Lojistik konusunda enerji ve iletişim altyapısının sürekliliğinin sağlanmasına ilişkin hususlarla, personel ve insan kapasitesi ve yönetimi, kıyı yapıları ve ulaşım yapıları, yardım ve müdahale lojistiği ve envanter çalışmalarına ilişkin eylem önerileri ön plana çıkmıştır.
Deprem mühendisliği, jeofizik ve jeoloji konularının tartışıldığı deprem bilimi masası, çevre mühendisliğinin ön plana çıktığı çevre masası ve inşaat ve güçlendirme konularının oluşturduğu iki masa olmak üzere toplamda dört masadan oluşan Mühendislik grubunda, öncelikle geçmişte ve mevcutta yürütülen risk senaryolarıyla hasar tespitlerinin bütünleşik riskleri ve farklı deprem senaryolarını gözetecek biçimde ele alınması, mikrobölgeleme ve yerbilimsel etütlerin geliştirilmesi ana tartışma konuları olmuştur. Çevre konusunda su tedarikinin sürekliliği, sanitasyon sisteminin sürdürülebilmesi ve salgın hastalıkların önlenmesi adına mobil tesisler tartışılmıştır. Bunlara ek olarak tehlikeli madde ve atıklar ile ilgili önlemler alınması, afet için bertaraf alanlarının belirlenmesi ve yıkıntı atıklarını işleyecek geri kazanım tesislerinin kurulumuna yönelik eylem önerileri sunulmuştur. İnşaat ve güçlendirme odaklarında bir araya gelen iki masada öne çıkan hususlar, öncelikli olarak güçlendirmeye yönelik mevzuatın geliştirilmesi, güçlendirmenin ekonomik fizibilitesinin ele alınması ve yönetmeliklerin güncellenmesi yönünde olmuştur.
Toplamda dört masada bir araya gelen Mimari ve Şehircilik grubunun tartışmalarında öne çıkan konular toplanma alanlarının mahalle, semt vb. farklı ölçeklerde ele alınması, bu doğrultuda özellikle hastaneler olmak üzere donatı alanlarının hasar görebilirliklerinin tespiti doğrultusunda bu alanların afet müdahalesinde değerlendirilmesi, enerji, gıda ve su tedarikine yönelik hazırlıkların bu ölçekler doğrultusunda değerlendirilmesine yönelik olmuştur. Kentsel dönüşüm ve imar planları süreçlerinde afet ve risk yönetimi planlamasının dâhil edilmesi, bununla birlikte kira ve boş konutların değerlendirilmesine ilişkin öneriler vurgulanmıştır.
Toplumsal boyutun ele alındığı iki masada İstanbul nüfusu riski artıran bir faktör olarak değerlendirilmiş ve bu doğrultuda nüfusun azaltılmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesine duyulan ihtiyaçtan bahsedilmiştir. Afet ve risk yönetimi sistemine farklı toplumsal grupları kapsayan sivil toplum kuruluşlarının dâhil edilmesi, mahalle ya da semt ölçeğinde gönüllü ekiplerin oluşturulması ve bu doğrultuda eğitim ve farkındalık çalışmalarının düzenlenmesi konuları öne çıkmıştır.
Sağlık çalışma grubunda sağlık sisteminin tüm öğelerinde risk tespitlerinin yapılması, farklı kaynaklara sahip sağlık risklerinin tespiti, mobil sağlık ekiplerinin oluşturulması gibi hususlar önerilmiş, gıda güvenliğine yönelik çalışmaların yapılması, afet öncesi ve sonrası kırılgan grupların belirlenerek öncelikli müdahalenin ele alınması önerilmiştir.
İki masadan oluşan Ekonomi çalışma grubu çalışma grubunda OSB’lerdeki (Organize Sanayi Bölgeleri) mevcut yapı stoku ve deprem sonrası yangın vb. risklerin araştırılması, buna yönelik envanter sunulması, deprem sigortaları ve bankalar tarafından sunulan kredilerin çeşitlendirilmesine yönelik eylem önerileri sunulmuştur. Afete müdahale aşamasında zincir marketlerdeki gıda, hijyen malzemeleri ve su gibi acil ihtiyaçların mevcut stoklardan karşılanması ve bu doğrultuda bu stokları barındıran üretim tesisleri ve satış yapılarının (marketler vb.) risk tespitlerinin yapılması belirtilmiştir.
Yönetsel ve Hukuki boyutun ele alındığı iki masada gerçekleşen tartışmalarda Mimari ve Şehircilik çalışma gruplarına benzer şekilde mahalle ve semt gibi farklı ölçekler ele alınmış, bu kapsamda yerel örgütlenmeler ve kent konseyleri ile iş birliğinin tesis edilmesi önerilmiştir. Olası Marmara Depremi’nin etkilemesi muhtemel tüm illerin belediye ve kurumlarının bu süreçte birlikte hareket etmesi, ilçe belediyeleri ve İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) arasında eşgüdüm ve iş birliğinin derinleştirilmesi ve Afet Koordinasyon Merkezi’nin güçlendirilmesi hususları öne çıkmıştır.
....."
Raporun tamamı için tıklayın