Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan "İstanbul Perspektifleri" söyleşi serisinin beşincisine öğretim üyesi ve yazar Asuman Suner konuk oldu. Suner, Hong Kong ve İstanbul arasındaki benzerlik ve farklılıklara dikkat çekti.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan "İstanbul Perspektifleri" başlıklı söyleşi serisi devam ediyor. Söyleşi serisinin beşincisi Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman moderatörlüğünde, öğretim üyesi ve yazar Asuman Suner’in kitabına da isim veren “Hong Kong - İstanbul: Şehri Şahsileştirmek” temasıyla gerçekleşti.
Fuat Keyman, İstanbul’u anlamak için farklı bakış açılarıyla zenginleştiğimizi ve bu anlamda İPM’nin Asuman Suner ile; kentin kültürel dokusunun dönüşümü, mimarlık, görsel sanatlar, sanat piyasası, festival kültürü, sahne sanatları boyutlarını içeren İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisi’ne ev sahipliği yapmaktan çok memnun olduğunu ifade ederek açılış konuşmasını yaptı.
"Bir Şehri Görebilmek İçin Başka Bir Şehre İhtiyaç Var"
Hong Kong’lu olmanın küresel anlamı taşıyan bir diaspora kültürü olduğunu ifade eden Suner, “İnsan bir şehre yaşamak üzere gittiyse, o şehrin gündelik hayat pratiğini öğrenmek zorunda” dedi. Suner, şu görüşleri dile getirdi:
“Şehre dikkatle, merakla, ısrarla bakmak demek bu. Ve insan yabancı bir şehre dikkatle bakarken, karşısında bir diğer şehrin silueti belirir daima. Kişinin kendi şehridir bu. Bazen içinde doğduğu, büyüdüğü, bazen bir süre yaşadığı, güçlü duygular beslediği, bir imge olarak zihninde yer etmiş, bir çeşit aidiyet hissiyle bağlı olduğu şehir. İnsan “kendi” şehrini sanki ilk kez şimdi gerçekten anlamaya başlıyormuş hissine kapılır. Aşina ve yakın olan, mesafe alındığında ve farklı olanın merceğinden bakınca yeni bir anlam kazanır.”
Hong Kong’un İstanbul çağrışımları içeren bir kent olduğuna değinen Suner, “Hong Kong ile İstanbul’un geçtiğimiz 30 yıldaki küresel süreçlere eklemlenme çabalarını kitapta yan yana koymaya ve İstanbul’a son 30 yılda benzer küreselleşme süreçlerinden geçmiş Asya’nın diğer ucundaki bir liman kentinin, Hong Kong’un merceğinden bakmaya çalıştım. Hong Kong’da keyif hiç yok, çok çalışkan ve kurgu bir kültür. Transit bir şehir olmanın getirdiği bir mekaniklik var. İki kent arasındaki benzerlikler kadar farklılıkların da İstanbul’u değerlendirirken yeni bir perspektif sunabileceğini ümit ediyorum” değerlendirmesini yaptı.