Kentsel dönüşüm kavramanın Türkiye'de oturmamış olduğunu ifade eden Yüksek Mimar Mehpare Evrenol, "Kentsel dönüşüm değil bina yenileme yapılıyor. Estetik yoksunu, insan psikolojisini yok sayan ve kentsel planlama yapılmadığı için kentlerimizi verimsizleştiren projeler, dönüşüm adı altında kentlilere dayatılıyor" dedi.
"Bu sürüp giden sürece kentsel dönüşüm denemez"
Evrenol Architects'in kurucusu yüksek mimar Mehpare Evrenol, insanın psikolojisini önemsemeyen, farklılıkları yok sayarak herkesi bir hizaya sokan, kent yaşamından kopuk inşa edilen kapalı sitelerin birey ve kentlerimiz üzerinde olumsuz etkiler yarattığının altını çizdi. İnsan öğesinin bu projelerde yok sayıldığını söyleyen Evrenol, insanlara mekanize bir hayat sunulduğunu ifade ederek kentin çeperleri kadar merkezlerinde de benzer problemlerin yaşandığını belirtti:
"Kentsel dönüşüm adı altında yapılanları bina yenileme olarak adlandırıyorum. Binaların yenilenmesine elbette çok ihtiyacımız var. Yeni sistemle bu binalar güçlü depremlere dayanıklı şekilde dizayn ediliyor. Yüzde 80’i gecekondu olarak yapılmış bir İstanbul şehrinden depreme dayanıklı konutların olduğu bir şehre doğru yol alıyoruz. Bu kadar büyük yatırımların yapıldığı bu şehirde, kentsel dönüşümün hakkını vererek ilerleyebilseydik, şehirciliğin gerektirdiği tüm kriterleri yerine getirerek master planlama yapabilseydik büyük bir kazanım olacaktı. Bu şans vardı, bunu kaçırdık. Çünkü bu sürüp giden sürece kentsel dönüşüm denemez.”
"Her çağın kendi karakterini oluşturması gerek"
İnsanların kapalı sitelerde ‘korunarak’ çocuk büyütmeyi tercih etmelerini anladığını belirten Evrenol, sosyal katmanların karmaşasının insanları bir nevi kendilerini ve yaşamlarını korumaya ittiğini vurguladı. Tüm bu problemlere yanıt olarak kentsel dönüşümün bir avantaja dönüştürülebilecekken bu fırsatın kaçırıldığını gündeme getiren Evrenol, her çağın kendi karakterini oluşturması gerektiğini belirtti. Modern yaşamın merkezleriyle, meydanlarıyla, alışveriş mekanlarıyla, sineması, tiyatrosu, esnaf lokantası, bakkalı, manavı, merhabası ile hayat bulduğunu vurgulayan Evrenol, yeni yapılan projelerin bahsi geçen sosyal yaşantıdan sadece bazı parçalarını barındırabildiğini ve bu durumun sağlıklı bir kent yaşamı kurmak için yetersiz kaldığını ifade etti. Evrenol, " 'Kapalı' niteliği taşıyor olmalarına rağmen sosyal donatıları doğru tariflenmiş, kent merkezlerinin etrafında kümeleşebilen, birbiriyle etkileşim içinde olan ve bu dinamik kent örüntüsünden beslenebilen projeler yaratabilseydik doğru bir yol almış olacaktık" vurgusunda bulundu.