Nişantaşı’ndaki müdavimlik kültürünün devam etmesi fikriyle tasarlanan Noa Burger, Kat73 Project’in minimal, çağdaş ve klasik tarzları birleştirmesiyle ikinci şubesinin kapılarını açtı.
Fotoğraflar: Orçun Mutlu
Mekan ontolojisini baz alarak projelendirilen Noa Burger Teşvikiye, özellikle bölgenin mekânsal varlığına uyacak şekilde özelleşmiş, kendi içinde kültür oturtmuş bir topluluğa hitap edecek şekilde tasarlandı. Noa Burger yalnızca hamburgerci olarak değil, ayrıca insanların keyifli vakit geçirebilecekleri ortak sosyal alan yaratma hedefiyle projelendirildi.
Küçük ve dar bir yapıya sahip olan mekanı nasıl geniş ve ferah gösterebiliriz sorusuyla projeye başlayan mimar H. Berk Tuncer’in hedefi, belli sosyal medya kalıplarına uygun fotoğraf çekmek için tasarlanmış mekanlardan öte, mekanın kendi kimliğini oluşturduğu, her noktasının beğenileceği, doğal malzemelerin kullanıldığı ve minimal tarzdan yola çıkarak zamansız bir tasarım yapmaktı.
Genel olarak beton ve ahşabın birlikteliğiyle tasarlanan mekan, fazla şatafat kullanılmadan, şık ve spor algıya sahip olacak şekilde, doğal ve dokulu bir yapıyla tasarlandı.
Mimar H. Berk Tuncer tasarım, proje ve uygulama detaylarını anlatıyor: “Kapıdan girdiğimizde karşımızda bizi sol tarafta beyaz ve ahşabın birlikte çalıştığı bir merdiven sistemi karşılıyor. Kullanım alanı çok dar olan merdiven sisteminin altını değerlendirerek yeşillendirdik. Merdiveni bir vitrin olarak tasarladık. Vitrini de yeşillerle beraber orada markanın kimliğini ortaya koyduk. Girdiğimizde sağ tarafta daha şık ve rahat oturmalı bir sistem çözüp orada yine ahşap malzemeleri ve sedirli oturma mantığını kullanarak mekanın girişinde sabit oturma elemanı kullanarak daha rahat bir alan bırakmak istedik. Karşıya geçtiğimizde ise mutfak başlıyor. Tam mekana giriyorsunuz ve karşı tarafta mutfağı fark ediyorsunuz. Biz mutfağın önünü tamamen grileştirerek, beton malzeme kullanarak masasından oturma elemanına tek renk, beton dokusunu hissettirerek orayı kaybettirdik ve arka tarafta mutfağı izlettik. Kapıdan girdiğimiz anda oradaki oturma birimlerini çok fazla hissettirmeden mekanı daha geniş algılatmak istedik. Mutfağın karşısında yine uzun bar oturma düzeni kurgulayarak yerden kazanmaya çalıştık. Üst katta galeri boşluğunu izleyen bir bar düzeni kurguladık ve arka tarafta yine sedirli oturma sistemini ve beton dokumuzu devam ettirdik ve tuvaletleri arka tarafa gizledik. Dış mekanımızda da belediyenin ve kanunların izin verdiği ölçüde ahşap malzemeyi kullanarak oturma alanı yarattık.”
Minimal tarzda kurgulanan, bunun yanında görseller ve Noa Burger için özel tasarlanan mobilyalarla birlikte hafif klasik bir hava da katılan mekanda Rönesans çizimleri de dikkat çekiyor.
Kat73Project’in projelendirdiği “klasik tarzda objelerin minimal bir mekanla birlikte çağdaşlaşmış hali” olarak tasarlanan Noa Burger Teşvikiye; çağdaş, modern çizgilere sahip, bir yandan klasik dokunuşların yapıldığı bir çağdaş tasarım örneği olarak gösteriliyor.
Mimar H. Berk Tuncer, tasarladığı ve hayata geçirdiği projeler ile ilgili olarak motivasyonu, çıkış noktasını ve tarzını anlatıyor:
“Modern bir çizgide ilerliyoruz, fakat aynı zamanda yaptığım tüm iç mekanlarda ve mimari projelerde önceliğim kullandığım malzemeler. Bir binayla bir mekanı birbirinden farksız görüyorum. Hepsinde hissettirmek istediğim şey aynı. Bir, fazla süsleme ve şatafattan uzaklaşmak benim için çok önemli. İki, mimariyi ve iç mekan tasarımını bir trend olarak görmüyorum. Her zaman yaşayan ve yaşanması gereken bir nokta olarak görüyorum. O yüzden özellikle sahte malzeme kullanmaktan uzak duruyorum. Beton malzeme kullanmak, sıva kullanmak, ahşap kullanmak bunların hepsinin bir dokusu var. Dokunduğun zaman size bir şey hissettirebilecek. Zamansız ve dokuyu hissettirebilen tasarımlar yapmayı seviyorum.”