TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, Mimar Sinan’ın 428. ölüm yıl dönümüne denk gelen 9 Nisan 2016 tarihli basın bildirisinde, başta karar vericiler olmak üzere herkesi mimarlığa, kültür mirasına, insan yaşamına ve çevreye saygıya davet etti.
foto: Selimiye Camisi'nin kubbesi
Bildirinin tam metni şöyle:
"Yüzyıla yaklaşan yaşamı boyunca tasarlayıp gerçekleştirdiği, her biri dünya mimarlığına esin kaynağı olan eşsiz yapıtlarıyla ülkemizin ve toplumumuzun kültür elçisi olan büyük usta Mimar Sinan’ı ölümünün 428. yılında saygıyla anıyoruz.
Mimar Sinan, Anadolu’nun yanı sıra, Balkanlar’dan Yakın Doğu’ya çok geniş bir coğrafyanın yapı sanatını ve mimarlık kültürünü harmanlayarak eriştiği sentezle çağının özgün ve görkemli mimarlığını yaratmıştır. O’nun bir kentte seçtiği yer ve tasarımıyla, ‘yer’le bütünleşen mimarlık yapıtının oluşturduğu “kültürel peyzaj değeri”, günümüzde insanın çevreyle iletişiminin göstergesi olan değerli bir yaklaşımdır. Yapılarında ölçülendirme, oran ve orantı kurma, strüktürel olgunluk ve yalınlık, mekânsal bütünlük ve kütle plastiği ile elde edilmiş estetik düzey, günümüz mimarlarına yüzyıllar öncesinden mesajlar iletmektedir.
Bugün Mimar Sinan’ın iki yapıtı, Süleymaniye ve Selimiye Külliyeleri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Sinan’ın yapıtları, “insanın yaratıcı dehasının başyapıtları” ve “insanlık tarihinde dikkat çekici bir aşamanın seçkin örnekleri” olarak bu listeye girmişlerdir. Dolayısıyla, Sinan’ın mimarlığının çağdaş dünya tarafından da “üstün evrensel değer” olarak tanındığını, Osmanlı dünyası sınırları içinde yerel bir hayranlığın ve saygının ötesinde evrensel bir USTA, bir DEHA olarak kabul edildiğini söyleyebiliriz.
Sinan’ın bıraktığı bu miras, bizler için bir yandan kent bütünlüğü içinde korunması gereken görkemli anıt yapılar, diğer bir yandan da her baktığımızda mimar olarak kente ve topluma karşı sorumluluklarımızı hatırlatan tarihsel belgelerdir.
Büyük usta Sinan’ın eşsiz mirası olan yapılara sahip ülkemizde ve kentlerimizde; mimarlık, yapı sanatı ve kültürü ile şehircilik ve planlama adına ortaya konan büyük kentsel müdahaleleri ve rant odaklı gelişmeleri kaygıyla izliyoruz. Mülkiyet hakkı, barınma hakkı gibi Anayasal hakları hiçe sayarak insanları yerlerinden eden kentsel dönüşüm ve acele kamulaştırma kararları, kentsel yıkım ve tahribat nedeniyle oluşturulan toplumsal sorunlar, mimarlık kültürümüz ve birikimlerimiz açısından kabul edilemez uygulamalardır. Kültür varlığımız olan yapılara yönelen hoyratça tutum, toplumumuzun geçmişiyle bağını kopartmakta, kültürel kimliklerimizi yok etmektedir. Ayrıca, çağın bilimsel düzeyine, yapı teknolojisine, estetik algısına, yaratıcı potansiyeline uygun olmayan, geçmişe de haksızlık eden ve taklitçiliği dayatan mimarlık anlayışı da reddedilmesi gereken merkezi politikalardır.
Usta Sinan’ı, kültürümüze ve uygarlık tarihine yapmış olduğu katkıları nedeniyle saygıyla anarken, başta karar vericiler olmak üzere herkesi mimarlığa, kültür mirasına, insan yaşamına ve çevreye saygıya davet ediyoruz. Yönetimlerin yüzyıllar içinden yoğrularak, harmanlanarak gelişmiş olan kent kültürünün ve değerlerinin farkında olmasını diliyoruz. Bu bilinçle yöneticileri toplumun yaşam kalitesini yükseltmede başat güç olan nitelikli mimarlık için politikalar geliştirmeye ve bunları desteklemeye davet ediyoruz."