© Gürbüz Doğan Ekşioğlu
Depremde yok olan şehirlerimizin yeniden ayağa kaldırılması problemine kafa yoran bir gönüllüler grubu olan Ortak Akıl-Antakya'nın Kurucu ve Yürütücüleri şu isimlerden oluşuyor: Emre Arolat (Mimar, EAA-Emre Arolat Architects Kurucu Ortağı), Murat Tabanlıoğlu (Mimar, TA-Tabanlıoğlu Architects Kurucu Ortağı), Prof. Dr. Ece Ceylan Baba (Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı) ve Levent Erden (Next Akademi Başkanı).
Hukukçu, deprem bilimci, mimar, şehir plancı, akademisyen ve öğrenciler gibi birçok çalışma alanından isim barındıran çalışma grubunda; Aslı Özbay (Mimar, Restoratör, Argos Yapı, TH & İDİL Mimarlık Şehircilik), Prof. Dr. Celal Abdi Güzer (Mimar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü, CAG Mimarlık Atölyesi Kurucusu), Dr. Deniz Aslan (Mimar, Peyzaj Mimarı, DS Mimarlık), Dr. Öğr. Üyesi Gülsün Tanyeli (Mimar, Mimarlık Tarihi, Restorasyon, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Üyesi), Hasan Çalışlar ( Mimar, Erginoğlu&Çalışlar Mimarlık), Prof. Dr. İlhan Tekeli (İnşaat Mühendisi, Şehir Plancısı, Sosyal Bilimci, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü), Mahir Polat (Arkeolog, Sanat ve Mimarlık Tarihçisi, İBB Genel Sekreter Yardımcısı), Murat Germen (Mimar, Fotoğraf Sanatçısı, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Eğitmeni), Prof. Dr. Naci Görür (Jeolog, Deprem Bilimci, Bilim Akademisi Kurucusu ve Üyesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü), Nevzat Sayın (Mimar, NSMH-Nevzat Sayın Mimarlık Hizmetleri Kurucusu), Prof. Dr. Uğur Tanyeli ( Mimar, Mimarlık Tarihçisi ve Kuramcısı, İstinye Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı) ve Zeynep Arolat (Mimar, Studio ZAROLAT) da bulunuyor.
Ortak Akıl - Antakya Niyet Beyanı:
"6 Şubat 2023 tarihli depremlerin neden olduğu yıkımın ilk şoku etkisini yavaş yavaş yitirirken afet bölgelerinde şehirlerimizin nasıl yeniden ayağa kaldırılacağı sorusunun gölgesi hepimizin üzerine düşmüş görünüyor. Bu "hepimiz"in içinde sadece uzmanlar değil, başta yakınlarını, sevdiklerini ve şehirlerini kaybetmiş ve geleceğe endişe ile bakan bölge insanları olmak üzere bütün yurttaşların bu halkanın içine girdiği söylenebilir.
Peki ama nasıl olacak? Şehirlerimizin yeniden "ayağa kaldırılması" derken kastedilenin sadece bir imar sorunu olmadığını, hepimizin birlikte ürettiği bir sonuç olduğunu düşünürsek çözümün de kolay olmadığını anlarız. Zor ve karmaşık sorunların kolay ve mucizevi çözümleri olmadığını, eğer bir çözüm olacaksa bunun ancak hepimizin elini taşın altına koyduğu bir platformda karşılıklı temas ile mümkün olabileceğini biliyoruz.