2020 yılında pandemiye rağmen dijital kanallar sayesinde izleyicilerle buluşmayı sürdüren Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 2021’de de programını kesintisiz biçimde izleyicilere ulaştırmak üzere çalışıyor.
Pera Müzesi binası
Suna ve İnan Kıraç Vakfı bünyesinde yer alan Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, pandemiye rağmen, 2020’de sergiler programını daha da genişleterek izleyici sayısını artırdı. Her iki kurumda, yıl boyunca toplam altı sergi yer alırken, bu sergilerin bir bölümü eşzamanlı olarak web sitesine aktarıldı ve üç boyutlu sanal gezilere açıldı. Sergiler programına ayrıca Google Arts and Culture platformu üzerinde ve her iki kurumun web sitesinde toplam dört çevrimiçi sergi daha eklendi.
2020 sergilerinden Bir Rüyanın İnşası: Arnavutluk Sanatında Toplumcu Gerçeklik
Pera Öğrenme programları ise çevrimiçi atölyelere ağırlık vererek, bu dönemde kapasitesini %25 oranında artırma ve farklı şehirlere erişme fırsatı buldu. İstanbul’un yanı sıra, Türkiye’nin farklı illerinden yaklaşık 8.000 çocuk ve öğretmen, pandemi döneminde Pera Öğrenme programlarından faydalandı.
Pera Film'in çevrimiçi programı "Evde Tek Başına" kapsamında gösterilen "Oh Willy" filminden bir kare
Yeni dönemde hibrit çözümler
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, bu süreçte izleyicilerle kesintisiz iletişim kurabilmeyi, hızlı ve esnek planlamaya, en önemlisi de pandemi dönemine girerken güçlü bir dijital altyapıya sahip olmalarına bağlıyor ve şöyle diyor: “Son 10 yıldır çeşitli sergilerimizde kullandığımız hologram, mapping, oyunlaştırma ve sanal gerçeklik uygulamaları, 2012’de Google Arts and Culture’ın davetiyle başladığımız dijital sergilere yönelik iş birliği, içinde bulunduğumuz bu zor dönemde, bizi güçlü ve avantajlı kıldı. Dijital dünyanın dinamiklerini anlamaya ve kendimizi bu alanda geliştirmeye devam ediyoruz, edeceğiz.”
Özalp Birol, kültür ve sanat kurumlarının dijital gelişimlerine ivme kazandırırken iş yapma ve işletme modellerinin de önemli bir dönüşüme uğrayacağını belirtiyor: “Teknolojiye dayalı çevrimiçi çözümlerin önemli bir bölümü kalıcı olacak ve fiziki çözümlerle birlikte kullanılacak. Elbette, bu değişiklikler gerçekleşirken ‘insan’ın sistemden dışlanmaması, yeni modeller içinde yeni görevler üstlenerek var olması çok önemli…” İnsanın iyi olma hali ile kültür-sanat arasında güçlü bir bağ olduğuna, kültür ve sanatın yaşanan bu travmayı iyileştireceğine inanan Özalp Birol, “Bu zor süreci insan gücümüzü, teknolojiyi, bütçemizi doğru kullanarak, bu alanda çalışan kurumlar arasında dayanışma ve iş birliğiyle yeni projeler oluşturarak, daha paylaşımcı bir yaklaşımla, fiziki erişim ve dijital çözümlerden oluşan karma (hibrit) programlarla, süreçten olabildiğince az yara alarak tamamlamaya çalışacağız” diyor.
Müzenin YouTube kanalından yayınlanan #EvdePeraMüzesi videolarından biri
Etel Adnan 2021’de Türkiye’de
Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü 2021’de de programını kesintisiz biçimde izleyicilere ulaştırmak üzere çalışıyor. Bu yıl Pera Müzesi’nde gerçekleşecek etkinliklerin başında, kapsamlı bir Etel Adnan sergisi geliyor. Dünyanın önde gelen şair, yazar, ressam ve aktivistlerinden, Suriye kökenli Amerikalı Etel Adnan’ın yapıtlarından oluşan sergiye, sözlü etkinlik programları, film gösterimleri, öğrenme programları eşlik edecek. Kitsch temasına odaklanan Zevk Meselesi başlıklı sergi de yılın dikkat çekici sergileri arasında yer alıyor.
Pera Müzesi’nin sanat eğitimi veren kurumlara ve genç sanatçılara verdiği destek kapsamında, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin yapıtlarından oluşan sergi yaz aylarında izleyiciyle buluşacak. Güz döneminde ise İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Müzesi iş birliğiyle hazırlanan İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 sergisi açılacak. Bu sergi, Osmanlı başkentinin, bir bilim dalı olarak gelişmeye başlayan Bizans araştırmalarının şekillenmesindeki merkezi rolünü irdeleyecek.
*
Pera Müzesi Hakkında
Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağlı olarak nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla 2005’te kurulan bir özel müzedir. Orijinali 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından tasarlanan Bristol Oteli binasının, 2005'te cephesi korunarak çağdaş ve donanımlı bir müze olarak renove edilmesiyle inşa edilen yeni binasında faaliyet göstermektedir. Koleksiyonları, aralarında Jean Dubuffet, Joan Miró, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Alberto Giacometti gibi dünyanın usta sanatçılarının yapıtlarının bulunduğu süreli sergileri ve kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinlikleriyle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermeye devam ediyor.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Hakkında
Roma, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarına damgasını vuran imparatorluklar başkenti İstanbul, hem onun binyıllar içinde biçimlenen "büyük kent" kimliğinin, hem de çevresindeki farklı kültür coğrafyalarının keşfi için atılacak adımların en uygun hareket noktası. Bu nedenle İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, merkezden çevreye doğru genişleyen uygarlık izlerini takip ederek Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kapsayan bir süreçte kentin tarihini, kültürel yapısını ve insan profilini araştırmayı, bu amaçla projeler geliştirip desteklemeyi, ulusal ve uluslararası toplantılar, etkinlikler düzenleyerek elde ettiği sonuçları ilgili kurumlarla paylaşmayı ve yayın yoluyla kamuoyuna ulaştırmayı hedefliyor. Enstitü bu ana hedeflerini, kendi bünyesinde oluşturduğu Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet Araştırmaları bölümlerinin çalışma programları doğrultusunda gerçekleştiriyor.