Patch22: Hava Koşullarına Meydan Okuyan Ahşap Konstrüksiyon

mimarizm.com / 10 Şubat 2025
Amsterdam'da yer alan ve Frantzen et al Architecten tarafından tasarlanan yedi katlı, sıfır enerjili karma kullanımlı binanın çarpıcı cephesinde lamine ahşaptan imal edilen kafes kirişler öne çıkıyor.

©Luuk Kramer

Amsterdam Belediyesi 2009 yılında, kentsel dönüşüm öngörülen kentin kuzeyindeki Buiksloterham sanayi bölgesinde yer alan liman sahası için sürdürülebilirliğe öncelik veren bir mimari yarışma düzenledi. Frantzen et al Architecten ofisinin kentsel konutlar için öngördüğü 30 metre yüksekliğinde ve toplam 5.500 metrekare büyüklüğündeki sıfır enerjili bina tasarımı, toplamda 10 üzerinden 8,9 sürdürebilirlik puanı alarak birinci geldi. 

Güneş panelleri, gri su geri dönüşüm sistemi ve odun yan ürünleriyle çalışan pelet sobalı ısıtma çözümü, projenin en çok puan getiren özellikleri oldu. Ancak mimarlık ofisine göre tasarımın asıl yenilikçi yönünü, kullanımda esneklik sağlayan boşluklu çelik sac-beton kompozit döşemeler ve çapraz lamine ahşapla (CLT) tasarlanan ağır ahşap çerçeve oluşturuyor.  

Patch22’in yatay yönelimli cephesini birbirinin üzerine kaydırmalı olarak yerleştirilen döşeme plakları ve görünür ahşap makaslar belirliyor. Farklı algılanmasına rağmen yapının ana strüktürü dikdörtgendir. Ahşap sütün ve kirişlerden oluşan iskelet dik açılarla birleşiyor. Katlar arasındaki girintili çıkıntılı köşeler binanın 45 cm genişliğinde, 80 cm yüksekliğinde ve yaklaşık 9 metre uzunluğundaki devası kirişlerin şaşırtmalı olarak yatay yönde kaydırmalı ve dikey yönde de bir miktar uzatılarak yerleştirilmesiyle elde edildi. Binanın arka cephesinde de tam tersi bir kaydırma ve dizilimin tasarlanmasıyla, paralelkenar bir kat planı ortaya çıktı. 

©Luuk Kramer

Kesit: https://patch22.nl/sustainability/

Cephedeki ahşap makasların gerisine çekilen konut balkonları, Amsterdam'ın endüstriyel Buiksloterham bölgesindeki sahil alanına bakmaktadır. Farklı derinlikteki balkonlar, gürültü ve rüzgâra karşı koruma sağlamak amacıyla camla kaplandı. Balkonlar yapısal olarak, çelik plakalar ve cıvatalarla döşeme kirişlerine sabitlenen, kızılağaç kafes kirişlerden oluşan bir dış iskelet ile sağlamlaştırıldı. 

©Olivier Middendorp

Dıştaki ahşap makasları Hollanda’daki yüksek nem oranına karşı koruyabilmek en büyük zorluklardan birini oluşturdu. Mikroorganizmalar için ideal ortam oluşturan bu iklimsel özellik, yapıya su sızması durumunda anında çürümeye neden oluyor. Bunun önüne geçmek için, üst kirişe bağlandıkları noktalarda, ahşap makasların uçlarını tamamen kaplayacak çelik kapaklar kullanıldı. Alt kirişe bağlandıkları noktalarda ise sabitleyici çelik plakalar gömülmek yerine alt kirişin yüzeyine monte edildi.

©Luuk Kramer

Ayrıca katlar kaydırmalı olarak düzenlendiğinden, köşelerde oluşan minyatür çatı teraslarındaki suyun da tahliye edilmesi gerekiyordu. Bu sorunun çözülmesi için binadan uzaklaşan eğimli ve arkası havalandırmalı alüminyum çıtalar eklendi. Katlar sadece bir uçta taşma gösterdiğinden, bu çelik çıtaların cephe boyunca devam etmesine gerek yoktu. Ancak estetik nedenlerle -katların üst üste gösterdiği kaydırmalı dizilimin yatayda vurgulanması için- çıtaların tüm cephe boyunca uzatılmasına karar verildi. 

Nem aynı zamanda binan renginde de belirleyici unsur oldu. Binanın daha sağır olan doğu ve batı cepheleri için mimarlık ofisi rengi atmış ve yanmaya karşı işlenmiş olan Douglas köknarını seçti. Önceden grileşmiş bir ahşabın seçilmemesi durumunda, cephenin eşit grileşmeyeceği ve dolaysıyla siyah çizgiler oluşabileceği belirtilmiş. 

İç mekândan fotoğraflar: architectureonweb

Binanın inşaatı Aralık 2014’ten Mart 2016’ya kadar sürdü. Ardından iç mekânda isteğe özel ofis ve konut alanları düzenlendi. Mimarlık ofisi de buraya taşındı ve kulede yer alan 31 konutu tasarladı. Patch22’in uyarlanabilirliği ve çok yönlülüğü Mimar Tom Franzten kendisi tarafından, eşi Danimarka’daki bir işi kabul etmesiyle nedeniyle, deneyimlendi. Dairenin büyük kısmını sattılar ve kendilerine ayırdıkları küçük kısmını bölme duvarlar ekleme, tesisatın yerini değiştirme gibi müdahalelerle yeniden düzenlediler. 

Sadece 14 aylık inşaat süresiyle üst düzey sürdürülebilirliğin elde edilmesinin yanı sıra ahşap malzemenin kendisiyle de basit olduğu kadar işlevsel bir yangından korunma çözümü elde edildi. Sahil şeridindeki konumu nedeniyle büyük rüzgâr yüklerine maruz kaldığı için 30 metre yüksekliğindeki ahşap yapının zemin katı ve çekirdeği betonarme olarak inşa edildi. Tüm diğer yapı bileşenleri için lamine ahşap ve kontrplak, dış havayla teması olan elemanlar için de kızılağaç kullanıldı. Taşıyıcı duvarlar, sütunlar ve kirişler görünür bırakıldı. Ahşap konstrüksiyon o denli büyük boyutlandırıldı ki, yangında sırasında yüzeyinde oluşacak olan karbon katmanın iki saat boyunca koruyucu katman olarak görev görmesi sağlandı. Uzmanlara göre bu basit olduğu kadar dâhiyane bir çözüm. 

Bina endüstriyel bir bölgede yer aldığından, mimarlar ahşap bir yapıyla gürültü sorununu da çözmüş oldular. 4 metre yüksekliğindeki tavanlarla konutların hem ofise dönüştürülebilmesi hem de üst düzey alıcıları cezbetmesi amaçlandı.

Haber Architect ve Konstruktiver Holzbau'dan çevrilerek derlenmiştir. 


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :