Roca Galeri Kasım Ayında Han Tümertekin’i Ağırladı

mimarizm.com / 14 Aralık 2020
Roca Galeri'nin Kasım ayında Han Tümertekin ile gerçekleştirdiği "Mimarinin Doğallığı" başlıklı söyleşide Angelos projesi konuşuldu.

Yaratıcı beyinlerden yazılar içeren, en önemli küresel mimari ve tasarım etkinliklerine bağlantılar bulunan Roca Galeri Web sitesi, her ay yıldız bir isme kapılarını açıyor. Kasım ayında Mimar Han Tümertekin’in röportajına ev sahipliği yapan platformun bu ayki konusu ise “Gıda sistemini yeniden inşa etmek

125’ten fazla profesyonel ve akademisyen iş birliğinde kuruldu

170’den fazla pazarda, 82 üretim tesisi ile banyo alanları için üretim gerçekleştiren Roca’nın kültürel girişimi olan Roca Gallery, dünyanın en prestijli noktalarında yer alıyor. Barselona, Madrid, Lizbon, Londra, Şanghay ve Pekin’de yüzlerce sektör profesyonelini ağırlayan galeri, halka açık olarak Roca’nın en son yeniliklerini sergiliyor. Rocagallery.com ise projenin amacını genişleterek mevcut eğilimler, gelecekteki değişkenler ile ilgili makale ve söyleşilere yer veriyor. 125'ten fazla uluslararası profesyonel ve akademisyenin iş birliği ile oluşan rocagallery.com; mimari, tasarım ve inovasyonda en iyi uygulamalarda öğretmeyi, fikir oluşturmayı ve bilgiyi paylaşmayı amaçlıyor.

Web sitesi, Kasım ayında Han Tümertekin ile mimarın kendi projesi olan Angelos projesi üzerine söyleşi gerçekleştirdi. Bademli ilçesinde yer alan organik zeytinyağı fabrikasının tasarım süreçleri ile ilgili konuşan Han Tümertekin; Ege denizinin kıyısında, doğanın kalbinde bir fabrika inşa edip tasarlarken izlediği yoldan, gıda üretimini gerçekleştiren yapıların inşasındaki dinamiklerden bahsetti.

"Hem bir fabrika kurduk hem de doğal bir mimari yaklaşım belirledik"

Mimarinin Doğallığı söyleşisinde çok natürel bir alanda fabrika kurmanın zor ama ilham verici bir süreç olduğunu dile getiren Han Tümertekin; “Müşterilerim benden hiçbir mekanik müdahale olmadan zeytinyağı üretebilecekleri bir alan istedi. Bu durumda fabrikanın arazideki yeri çok daha önemli bir hal aldı. Tasarımın konsepti ve stratejisi; endüstriyel bir binayı peyzaja empoze etmek yerine nasıl araziye yerleştirebileceğimiz sorusuna dayanıyordu. Yani, ‘Mevcut bitki örtüsüne ve zeytin ağaçlarına dokunmadan ya da zarar vermeden binayı nasıl inşa edeceğiz’ soruları üzerine gittik. Biz de iklim kontrolünü sağlaması, doğal üretim sistemlerine olanak tanıması gibi faktörleri de içine alan bir alan oluşturduk. Müşterimizin üretimde tercih ettiği geleneksel yöntemi inşaat alanında çağdaş yöntemlerle buluşturarak bir kesişme noktası yarattık” dedi.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :