“Sınır Açık / Open Boundry” paneli Yapı Medya İletişim’in organizasyonu ile 42. Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul kapsamında 19 Haziran 2019’da gerçekleşti. Etkinlikte; gelecekteki mimarlık yapma/yıkma biçimlerinin sınırlar ile bağlantısı; ‘sınır’, ‘limit’, ‘çeper’, ‘açıklık’ gibi durumların kültürel çeşitlemeleri bağlamında konuşuldu.
Sınırlara bağlı kalmadan tüm bileşenleri ile dünyayı yaşanabilir ve demokratik bir habitata dönüştürmenin çağımızda her ölçekteki tasarımın temel hedefi olması gerekliliği, farklı disiplinler ve ilgi alanlarından panel konuşmacıları ile tartışmaya açıldı.
“Sınır Açık”, panelin moderasyonunu üstlenen MEF Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Zeynep Aydemir’in konuşmasıyla başladı. Aydemir, sözü öncelikle Londra Mimarlık Festivali deneyimleri üzerinden Londra’da gündelik yaşam ve yapılı çevre ilişkisi üzerine gözlemlerini aktarması üzere MeMAlondon mimarlarından Aysima Akın’a bıraktı.
MeMAlondon kurucusu Mert Eyiler, toplumların birbiriyle ilişkilenmesine olanak tanıyan düşünsel açık sınırlardan, etkileşim ve bilgi paylaşımı ile insanları ve canlıları bir araya getirebilen ortamlar yaratmanın sınır kavramını daha geçirgen ve boşluklu bir hale getirebileceğinden bahsetti. Bu konudaki düşüncelerini meslek pratiğinde tasarladığı projeler üzerinden örneklerle değerlendirdi.
Salon Architects kurucusu Alper Derinboğaz, ‘freespace’/özgürmekan üzerine düşüncelerini dile getirdi. Kaunas Bilim Adası, Antalya Green Hub Masterplan, Fitaş Pasajı gibi projelerinde benzer tutumları sergilemeye çalıştıklarını belirtti. İstanbul Kent Müzesi projesinde, bir araya gelme mekanlarını; insanların birbirini anlaması, değerli vakit geçirebilmesi ve insani değerlerini hatırlayabilmesi için mekanlar yaratmanın çeşitli ölçeklerde versiyonlarının denendiği bir proje olduğunu paylaştı..
IN-BETWEEN Tasarım Platformu ortakları Dilek Öztürk ve Bilgen Coşkun ise, ülkelerin markalaşma süreçlerini güncel marka deneyimleri üzerinden tartışarak Anadolu topraklarının tasarım çalışmaları için ilham verici potansiyellere sahip olduğunun üzerinde durdu. Özellikle Atlas Harran Projesi’nin tasarımın iyileştirici ve birleştirici gücünü tam anlamıyla hissedildiği en iyi örneklerden biri olduğundan bahsettiler. Şu anda en çok odaklanılması gereken noktanın, doğayı dikkate alarak yaşam kalitesini yükseltmek olduğunun altını çizdiler.
Yapı Arena sahnesinde gerçekleşen etkinlikte, panelistler katılımcılardan gelen soruları yanıtlayarak paneli sonlandırdılar.