İçmimarlık alanının kendine özgü niteliklerini ortaya koymak ve bu tasarım dalı üzerine tartışma ve eleştiri kıvılcımı başlatabilmek hedefiyle Duygu Koca’nın editörlüğünde hazırlanan “İç Mimarlık Üzerine Düşünmek” adlı kitap YEM Yayın tarafından yayımlandı.
Başta iç mimarlar, iç mimarlık eğitimi verenler, öğrenciler olmak üzere tüm tasarımcıları ve tasarım üzerine düşünenleri hedefleyen kitabın editörü Duygu Koca önsözde şunları söylüyor:
"İçmimarlık; üzerinde düşünmeye, tartışmaya, sanatsal ve bilimsel üretimlere son derece açık ve değer bir disiplindir. Tam olarak sanat ve bilim arakesitinde duran etki alanı iki tarafa yayılan ve tam bu temas noktalarında sınırları olabildiğince bulanıklaşan bir alandır. Ancak hedefi çok nettir; canlıların yaşam kalitesini artırmak. Daha detaylı tanımlamamız gerekirse, mekân odağında, estetik tasarım ve işlevsel çözümleri birleştirerek, mekânı etkileyen tüm canlıların yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen dinamik bir disiplindir. Dolayısıyla alanın tariflenmesi, gelişen ve dönüşen sürecin anlamlandırılabilmesi açısından önemli bir adımdır.
Bu kitabın temeli, içmimarlık mesleğinin kendine has özelliklerini ortaya çıkarmak ve mesleğin olmazsa olmazlarını tartışmak üzerine kuruludur. Başka bir deyişle, farklı disiplinler içerisinde mevzubahis olsa da var olma kökünün içmimarlık olduğu ya da içmimarlık alanı için önemli kırılma noktaları yaratabilecek konuları ele almaktır. Elbette çok farklı çalışma alanlarını içerisine alan köklü bir disiplinin tüm ontolojik tariflerini bir kitap üzerinden yapmak mümkün değildir. Ancak bu kitabın var olma amacı, bir mesleği disiplin yapabilen konulara ilişkin derin tartışmaların önünü açabilmek adına ilk kıvılcımı başlatabilmek umuduyla şekillenmiştir...”
Kitabı oluşturan bölümler ve ele aldıkları konular özetle şöyle:
Emre Demirel’in kaleme aldığı “Malzemenin Anlık ve Tinsel Gerçekliği” başlıklı ilk bölümde mesleğin düşünsel oluşumuyla fiziksel varoluşu arasındaki karşılıklı süreçte malzemenin deneyimi ve duyusal etkileri, dolayısıyla mekânın algılanış halleri konu edilmiştir. Çalışma, malzemenin ve mekânın bir arada kurgulanması üzerinden iç mekânda yenilikçi olasılıkların keşfedilebilme potansiyelini tartışmaktadır...
Malzeme üzerinden günümüz mekân üretimi eleştirisini içeren ilk bölümü, mesleğin eleştiriyle kurduğu yakınlık üzerinden işleyen, Sibel Aktekin’in “Bir Disiplini Anlamak: Zamanın Tanığı Olarak İçmimarlık Eleştirisi” başlıklı ikinci bölümü izlemektedir. Temelde disiplin içerisindeki eleştiri kültürünün varlığı üzerine odaklanan çalışma eleştiriyi, iç mekân tasarımının geçmişten günümüze olan evrimini anlamak, kültürel ve toplumsal etkileri değerlendirmek ve içmimarlık kuramlarının gelişimini kavramak için önemli bir araç olarak öne çıkarmaktadır...
Merve Özlek Kal, “Mekânın Çift Yönlü Diyaloğu: Tasarımcı ve Kullanıcı İletişimi” başlıklı üçüncü bölümde mekânın insanla olan etkileşimini hem tasarım hem de kullanım/deneyimleme süreci üzerinden iki yönlü şekilde okuyor. Çalışma, mekân oluşumunu bireyin mekânı ve mekâna dair unsurları algılaması, çevresindekilerle etkileşime girmesi, mekânı ve kendini anlamlandırması ve bedenin çevresiyle teması üzerine dayanmaktadır...
![](/themes/uploads/images/ICMIMARLIK78_jpg%20copy.jpg)
Ebrar Kuruçay Gök, “İç Mekân Tasarımı ve Sanat: Yaratıcı Uygulamalarda Sezgisellik ve İçsellik” isimli dördüncü bölümde ilk olarak içmimarlığın tasarım ve sanat alanı içerisinde sezgisellik ve içsellik üzerinden okumasını öne çıkarıyor. Bu çalışmada eğitim ve uygulama alanı içerisinde, adlandırması içmimarlık olan alana, tasarım üst penceresinden bakarak iç mekân tasarımı ve sanat arasındaki benzerlik ve kopuşların temelde sezgiselliğin ve içselliğin anlamlandırılması olduğu savı incelenmiştir...
Servet Keleş’in kaleme aldığı beşinci bölümün başlığı ise “'İç' Mimarlık”. Önceki iki bölümde de sıklıkla okuduğumuz içsellik kavramının tanımı, içmimarlık alanının disipliner tanımını oluşturabilmek için başat kavram olarak görülmüş, iç mekânı oluşturan, yaşatan, geliştiren ve genişleten bir iç dinamik olarak tanımlanmıştır...
İpek Şengül, “İnsan Ölçeği Aracılığı ile Mekânın Yer Olma Süreci” başlıklı altıncı bölümde, içmimarlık alanına özgü öznel ölçütlerden birinin ölçek olduğu önermesiyle yola çıkarak mekânın yer olma sürecini yine ölçek üzerinden okumaktadır. Disipline özgü ölçeğin ne olduğu, sınırları, mekânı var etme ve sürdürme potansiyelleri tartışılmış; ölçek üzerinden fiziksel ve somut olandan anlamsal ve soyut olana doğru mekânın evrilişi ele alınmıştır...
![](/themes/uploads/images/ICMIMARLIK162_jpg%20copy.jpg)
Yer kavramıyla vurgulanan kullanıcı deneyimi ve ölçek bir sonraki bölümde Deniz Kanlı tarafından, “Duyusal Evrim: Sanal Mekânların Duyusal Dönüşümü” başlıklı yazıyla daha da vurgulanmıştır. Bundan önceki bölümlerde de öne çıkan vurgu, mekânın farklı aktörler ile kurduğu ilişki; duyular, varoluş ve varoluşun çok duyulu boyutuydu. Bu yazı özelinde bahsedilen deneyim ise kullanıcının mekân ile kurduğu duyusal deneyim üzerinedir...
“İçmimarlığın Fay Hattı Olarak Tasarım Disiplininde Tanımlanamayan Kavram: Yaratıcılık” başlıklı bölümde Eren Yünür; tasarım, sanat, mimarlık gibi disiplinlerde önemli bir mesele olan “yaratıcılık” kavramının dijital dönüşümle değişen anlamını sorgulamak ve bu anlamlandırma sürecinin içmimarlık disipliniyle olan ilişkisini keşfetmek üzerine kurgulanmıştır...
Gülnihal Uğur, “İçmimarlığın Kırılma Noktası: Tüketim” başlıklı son çalışmada kitlesel ve bireysel tüketimin artmasıyla sadece nesnelerin tüketilmediği soyut ve somut tüm değerlerin de birer tüketim nesnesi haline geldiği dönemleri inceleyerek içmimarlığın bu değer değişiminden nasıl etkilendiğini ortaya koymayı amaçlamıştır...
Duygu Koca’nın editörlüğünde hazırlanan “İç Mimarlık Üzerine Düşünmek" adlı kitap, YEM Kitabevi'nden satın alınabilir.