Bir yapının kullanım ömrü boyunca suyun etkilerine karşı dayanıklılığını koruyabilmesi için yapılacak su yalıtımı uygulamasının her aşamasının anlatıldığı “Mimari Yapılarda Su Yalıtımı” kitabının yeni baskısı BTM ve YEM Yayın işbirliğiyle yayımlandı.
Çiğdem Tekin, Cüneyt Diri ve Jozef Bonfil tarafından hazırlanan, bir yapının kullanım ömrü boyunca su ve suyun etkilerine karşı dayanıklılığını koruyabilmesi için yapılacak bir su yalıtımı uygulamasının her aşamasının anlatıldığı Mimari Yapılarda Su Yalıtımı kitabının güncellenmiş yeni baskısı, BTM Bitümlü Tecrit Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. ile YEM Yayın işbirliğiyle yayımlandı.
Kitapta, uygulama öncesi incelemeler, verilerin toplanması, sistem ve malzeme seçimi, ön hazırlıklar ve uygulamanın başlangıcından sona ermesine kadar olan süreç içerisinde, hangi sıraya göre nelerin yapılacağı, hangi prensiplere uyulacağı, hangi yöntemlerin izleneceği elden geldiğince açıklanmaya çalışılıyor.
“Dünya üzerinde fiziksel çevreye dayalı mimari tasarımların ortak özelliği, çevre etkilerine, doğal verilere dayalı olmasıdır. Bu yaklaşım; yapılara, bulundukları bölgenin yağmuruna ya da güneşine, sıcağına ya da soğuğuna karşı dayanıklı olabilme, kullanıcılarına ise konforlu yaşayabilme olanaklarını verebilmektedir.
Fiziksel çevreye dayalı tasarım aynı zamanda her bölge için ayrı bir mimari kimliği de ifade etmektedir. Ortaya çıkan sonuç her bölgeyi iklimine bağlı olarak ayırt edilebilme kolaylığı sağlarken, binalarda detaylar önemli görevler üstlenmektedir. Örneğin Karadeniz mimarisinde binaların uzun saçaklı olması yağmuru beden duvarlarından uzaklaştırırken, İç Anadolu kerpiç mimarisinde subasman seviyesine kadar taş kullanılması zemin sularının kapilarite ile yükselmesini önlemektedir.
Doğa ile barışık olmak, onunla yaşamayı kolaylaştırabilmek, rasyonel bir mimari yaklaşımı ifade eder. Geleneksel mimari ifadesiyle beraber anılan bu yaklaşım aslında sadece geleneksel değil tüm yapılarda olması gereken bir yaklaşımdır. Yani, fiziksel çevre koşullarını olduğu gibi ve bir çıkış noktası olarak kabul etme ve bu koşullara en uygun çevre şartlarını oluşturabilme geleneksel mimarinin özelliği olarak görülse bile aslında bu temel yaklaşım aynı zamanda günümüzdeki modern yapıların mimarisinde de geçerli olmalıdır.
Bugün çağdaş malzemeler ile yapı fiziği açısından binaları tehdit edebilecek birçok sorun ile baş edebilme kolaylığına sahip bulunmaktayız. Ancak, geçmişten farklı olarak bugün bina üretim anlayışı, doğanın koşullarından çok, kendi koşulları içinde farklı anlayışlar ile gelişmektedir. Bu da geçmişten bugüne yapma çevre tasarımında bilinen doğa ile yaşayabilme gerçeklerini unutmamıza neden olmuştur. Ancak, doğa hiç ummadığımız anlarda sel, deprem gibi doğal afetlerle kendini hatırlatmaktadır.
Gerçekte, her mimari kendi bölgesel şartları içinde şekil bulmalı, bu şartlardan doğan veriler esas alınarak biçimlendirilmelidir. Örneğin bu veriler, yağışlı bir bölgeyi, deniz kenarında bir yalıyı, yeraltı su seviyesi altında bir binayı üretebilme şartlarını ifade ediyorsa, yapıya sağlıklı ve uzun kullanım ömrü kazandırmak, kullanıcılarına konforlu koşullar sağlayabilmek açısından çevre verilerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çevre verileri içinde, ihmal edildiğinde, binaların dayanıklılığını, kullanıcıların konforunu tehdit eden en önemli konu SU’dur...”
İlk kez 2016 yılında yayınlanan kitap, bu yeni baskısı için son yıllarda gelişen yeni teknolojiler, yöntemler, malzemeler ve yönetmelikler göz önüne alınarak hazırlandığı için kendi alanındaki en güncel eser olma niteliği taşıyor.
*
Prof.Dr. ÇİĞDEM TEKİN Hakkında
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde lisans, Çukurova Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde yüksek lisans eğitimlerini, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde de doktorasını tamamlamıştır. 2007 yılından bu yana Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Mimarlık Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan Prof.Dr. Çiğdem Tekin’in mimari yapı malzemeleri, ekolojik yapı malzemeleri, yalıtımda yapı malzemeleri, tarımsal atıkların kompozit malzeme üretiminde değerlendirilmesi konularında akademik ve mesleki çalışmaları mevcuttur.
Dr. Öğr. Üyesi A. CÜNEYT DİRİ Hakkında
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Mimarlık Bölümü’nden 1992 yılında mezun olmuş, 1993 yılında aynı bölümün Yapı Fiziği ve Malzeme Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak göreve başlamıştır. MSGSÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yapı Fiziği ve Malzeme Programı’nda 1996 yılında yüksek lisans eğitimini, 2002 yılında da doktorasını tamamlayan Dr. Öğr. Üyesi Cüneyt Diri, halen MSGSÜ Mimarlık Bölümü Yapı Fiziği ve Malzeme Bilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir.
İnşaat Mühendisi JOZEF BONFİL Hakkında
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 1974 yılında mezun olan Jozef Bonfil, 1977 yılında Cam Elyaf San. A.Ş.’de Su Yalıtımı Şantiyeler Sorumlusu olarak meslek yaşamına başlamıştır. 1986 yılında BTM Bitümlü Tecrit Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.’de Su ve Isı Yalıtım Malzemeleri ile İlgili Yurtiçi Satış Müdürlüğü ve Teknik Müdürlük görevlerini birlikte yürüttü. 1990 yılında BTM A.Ş.’de Yurtdışı Satış ve Pazarlama Müdürlüğü görevini üstlenen Jozef Bonfil, 2004-2021 yıllarında BTM A.Ş.’de Teknik Danışman olarak görev yaptı. 2022 yılından beri Vesline Kimya A.Ş.’de Danışman olarak görev yapmaktadır.
1994-2021 yılları arasında uluslararası BWA (Bituminious Waterproofing Assc.), EBSO (Europa Bitumen Shingles Org.) ve EWA (European Waterproofing Assc.) derneklerinde Yönetim Ku-rulu Üyesi ve Teknik Komite Üyesi olarak BTM A.Ş.’yi ve BİTÜDER’i temsilen görev yapmış-tır. İZODER teknik komisyonlarında görevlerini sürdürmekte olan Jozef Bonfil, TSE’nin CEN içinde temsiline ilişkin kurmuş olduğu TC254 Su Yalıtım Örtüleri Komisyon Başkanlığı’nı ve TC128 Çatı Kaplama Malzemeleri ve TC88 Isı Yalıtım Malzemeleri Komisyon Başkan Yardımcılığı’nı yürütmektedir.