Yeni Nesil Ofislerde Yükselen Trendler

mimarizm.com / 12 Mayıs 2017
Slash Architects kurucuları Mimar İpek Baycan ve Mimar Şule Ertürk Gaucher, geçmişten bugüne değişen ofis alışkanlıklarından yola çıkarak yeni nesil ofislerdeki tasarım trendlerini aktardı.

Hybrid Office, 2016

Slash Architects kurucuları, çalışan verimliliği ve ekip ruhunun oluşturulmasını, mekanların doğru planlanmasıyla ilişkilendiriyor. Mekan organizasyonlarında konsantrasyonu arttırıcı aydınlık seviyelerinin doğru düzenlenmesinin ve mahremiyeti doğru sağlamanın ofis verimliliği üzerinde etkili olduğunu vurgulayan mimarlar, açık ofis mantığını yeniden sorgulayarak farklı çalışma biçimlerine göre tasarlanan çalışma alanları yaratmaya özen gösteriyor.

Mimar Şule Ertürk Gaucher ve Mimar İpek Baycan

Ekolojik Yaklaşım

Slash Architects kurucuları, ekolojik yaklaşımla planlanan çalışma alanlarının, ofis yaşantısına, yapı sahibine ve iş yeri sahibine ayrı ayrı avantajlar sağladığını vurguluyor. Ekolojik kriterlere uygun olarak tasarlanan ofislerde, enerji tüketiminin az olması, uzun vadede yatırımcıya ve işyeri sahibine daha az masraflı mekanlar sunuyor diyen  Slash Architects mimarları doğal ve sürdürülebilir malzeme kullanımı ve yeşil ile iç içe yaşamın projelerinde öne çıkardıkları en önemli tasarım parametreleri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Çalışanların kendilerini huzurlu ve konforlu hissedeceği, rahat iletişim kurabilecekleri, doğal malzeme ve dokuların sıcaklığı ile harmanlanmış mekanların çalışan psikolojisine de önemli katkılar sağlıyor.”

Hexoffice, 2014

Ekolojik ve sürdürülebilir tasarım yaklaşımının dünya genelinde en çok ofis yapılarında karşımıza çıktığına değinen mimarlar, enerji tüketiminin minimize edilmesinden çalışanların nefes alabileceği açık mekanlara kadar pek çok ekolojik yaklaşımın ofis yapılarının olmazsa olmazı olduğunu vurguluyor: “Çift cephe tasarımlarında arada sadece cephenin bakımı için bırakılan boşluklardan ziyade, çıkılabilir kat bahçeleri yaratarak her katta kolay ulaşılabilir dış mekanlar yaratılabiliyor. Çalışanların ‘dış mekan’ ve ‘açık hava’ ile kurdukları ilişki yaşantılarını zenginleştiriyor.”

İpek Baycan ve Şule Ertürk Gaucher’e göre ofislerde doğal ışığı içeriye maksimum derecede almak ve maksimum verim alınacak cephelere uygun bir işlev dağılımı yapmaya özen göstermek, planlama anlamında bir mimarın yapması gereken en ekolojik müdahalelerden biri: “Güneş kırıcıları en verimli olacak noktalarda, doğru konumlandırmak yapının kontrollü ısınma ve soğumasına katkıda bulunuyor. Enerji tüketiminin en yoğun olduğu yapı tipolojilerinden biri olan ofislerde akıllı bina uygulamalarının ve otomasyon sistemlerinin kullanımı da oldukça önemli.”

The Business Year, 2016

Ofiste Y Kuşağı Etkisi

Günümüzde teknoloji ve medya araçlarının ofis mekanlarının dönüşümünde etkili olduğunu vurgulayan Slash Architects ortakları, mekanların eskiye oranla daha interaktif olması ve ofis çalışanlarının konforunun daha çok önemsenmesi gerektiğini vurguluyor. 

Patron-çalışan ilişkisinin günden güne daha informal ama daha verimli olduğu bir çağda yaşadığımıza değinen ortaklar, eskiden ofis tasarımlarında çalışanların ihtiyaç ve mutluluklarının fazlaca önemsenmediğini ifade ediyor: “Yakın geçmişte ofis yapıları denince akla plazalar, gökdelenler geliyordu. Ortalama 2 m2’lik çalışma alanı sunan açık ofis sistemleri, yüksek katlı yapılar, temiz havadan faydalanamamak gibi olumsuzlukları beraberinde getiriyordu. Açık ofislerde ise akustik problemler ve arka arkaya dizili oturma biçimleri göze çarpıyordu. Kurumsallık adına daha steril ve parlak malzemelerden oluşan korkutucu, etkileşimden uzak mekanlar ve ‘yönetici odası’, ‘genel müdür odası’ gibi ayrımlar göze çarpıyordu.”

Perspective Office, 2015

Yeni nesil ofis tasarımlarında ise çalışan psikolojisi ve sağlığı ön planda. Slash Architects’e göre çalışan psikolojisi için verimli çalışma süreciyle birlikle odaklanma, sosyalleşme, öğrenme ve işbirliği kurma önemli parametreler. İş yerindeki performansı optimize etmek; mekanlarda iş için gereken odaklanmayı sağlamanın yanı sıra kolektif kimlik ve verimli iş etkileşimlerinin gerçekleştiği sosyalleşme mekanlarını sunması ile mümkün olabiliyor. Soğuk kurumsal yapıların aksine tüm çalışanların bir ekip ruhu içinde var olması önemseniyor. Bu ruhun mekana kontrollü açık ofisler, iletişim platformları ve ortak alanlar ile yansıması çok önemli. Bu durum, ofisin işleyişi her ne olursa olsun daha yaratıcı ve aktif rol alan ofis kullanıcılarını arttırıyor ve ofis yaşantısını dinamikleştiriyor diyen Mimar İpek Baycan, Y kuşağının bu değişimdeki rolünü ise şöyle özetliyor:  “Ofis kültürünün geçmişten günümüze değişen bütün ihtiyaçları ile farklı bir noktaya geldiğini görüyoruz. Bu noktada dinamik ve yaratıcı Y kuşağının rolü büyük. Daha katılımcı, ne istediğini bilen, “ofis hiyerarşisi”nin yerine kolektif ve ifade özgürlüğünü ön planda tutan Y kuşağı, ofislerde kendi yerlerini kendileri oluşturmaya meyilli. Bu potansiyellerin ortaya çıkabilmesi için ofis mekanlarının sunduğu imkanlar da bu bağlamda değişiyor.’’

Hybrid Office, 2016

Daha Dinamik ve Esnek Mekanlarla Mutlu Çalışanlar

“Özellikle gün geçtikçe artan home-ofis çalışanları için network ağlarının güçlü olduğu sistemlerin kurulması, ortak paydada buluşulan ortamların entegrasyonu ile daha dinamik yapılara hizmet eden yapıların oluşturulması gelecekte ofis tasarımını etkileyecek unsurlardan bazıları”, diyen Mimar Şule Ertürk Gaucher, bütün bu parametrelerin mobil çalışabilme imkanını yarattığını ve iş organizasyonlarının da daha hızlı ve verimli ilerlemesine katkıda bulunduğunu ifade ediyor.

Ofis yaşantılarında co-working alanlarının önem kazanmasıyla birlikte; ortak çalışma alanları, tekil çalışan kişilere yönelik disiplinler arası çalışma ortamları, kiralanabilir toplantı odaları ve dinlenme/sosyalleşme alanları gibi oluşumlar ortaya çıkıyor. Slash Architects kurucuları ofis tasarımlarında eski, soğuk kurumsal yapıdan uzaklaşılması ve çalışanların sosyalleşebileceği, kısa süreli de olsa rahatlayıp dinlenebileceği, eğlenebileceği alanları projelere entegre edilmesi gerektiğini düşünüyor  ve “Böylece çalışanların kendilerini daha mutlu ve özgür hissetmelerini sağlamak ve  yaratıcılığı arttırmak mümkün”  diyor. 

Merkezine Bireyi Alan Çalışma Alanları

Geleceğin ofislerinde, depolama ve teknolojik aletlerin gelişmişliği sayesinde mekansal gereksinimlerin çok daha az yer kaplayacağını vurgulayan Mimar İpek Baycan, bu durumun, verilerin data olarak depolanmasının bir getirisi olacağını vurguluyor ve ekliyor: “Daha etkili teknolojik altyapıya sahip olması gereken ofislerin bu tip mekanlara yatırım yapması gerekiyor. Mobil çalışanların ve dünyanın dört bir yanından katılımcı çalışmaların ön planda olacağı kurgularda Hangout ve Skype toplantı noktaları, canlı bağlantı ve konferans odaları yaratılacak.”

Slash Architects kurucularına göre, çalışma saatlerini keyifli geçirmek, iş hayatının stresini azaltmak, sağlıklı, huzurlu çalışma ortamları yaratabilmek gelecek ofislerinin olmazsa olmazı. Y kuşağının çalışma ortamlarına kendilerinden bir şeyler katabileceği açık ortamlar sağlamak, şirkete bağlılık ve verimlilik açısından şart. Mimarlar bu durumu ise geleceğin ofis tasarımını temelden değiştiren bir konu olarak yorumluyor: “Y kuşağı için kendi özgürlük alanlarını yaratılabilecekleri, içini tamamen diledikleri gibi değiştirebilecekleri ofisler tasarlamak önemli. Özetle geleceğin ofisleri, merkezi birey olan bir yapı üzerinde şekillenecek...”


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :