"İnşa Edilemez" Porsche Müzesi Hizmete Açılıyor
E. Seda KAYIM
/ 29 Ocak 2009
Porsche geçen sene kuruluşunun 60'ıncı yılını kutlamaya hazırlanırken, bu etkinliğe uygun bir yer bulmakta güçlük çekiyordu. Stuttgart'ın arka mahallelerinden Zuffenhausen'da konumlanan Porsche on yıllarca yüksek sınıfın rağbet ettiği otomobilleri tasarladı. Ancak başarı hikayesini anlatabileceği uygun bir mekana sahip olmadı. Audi, Mercedes veya BMW'nin aksine Porsche'nin kendine ait bir şirket müzesi bulunmuyordu. Şimdilerde bu durum değişmek üzere. Şirket önümüzdeki günlerde yeni ve nefes kesici bir bina ile kamuya açılıyor.
Aslında bu binanın geçen senenin kutlamasına yetiştirilmesi amaçlanıyordu. Beş sene önce Porsche müzesini oluşturacak tasarımı seçmek üzere gerçekleştirilen yarışmada şirket yönetiminin, doğal olarak, en çarpıcı yapıyı –Viyana merkezli Delugan Meissl'ın önerisini- seçmesi ise, programı biraz karıştırdı. Öngörülen 50 milyon Euro'luk bütçe ikiye katlandı ve inşaat takvimi ötelendi. Ancak müzenin direktörü Achim Stejskal, sonuçtan memnun: "Profesyonel çevrelerde yapının inşa edilemez olduğu konuşuluyordu. Ama şimdi yapımı tamamlandı ve tek kelime ile çığır açıcı görünüyor."
140 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğindeki yapı hakkında gerçekten de göz dağı veren bir şeyler var. Çünkü 35 bin ton ağırlığa sahip bu iki aksta da açılı yerleştirilmiş bina, yalnızca üç ayak üzerinde yükseliyor. Hatta bu ‘kolon'lar da binayı taşımakla kalmıyor, yapının iç sirkülasyonun ana damarlarını, yürüyen merdivenlerini ve yatay asansörlerini içlerinde barındırıyorlar. Neredeyse kesintisiz görünen 5 bin 600 metrekarelik sergi alanı, müzedeki yüzlerce Porsche otomobil dışında Christopherus isimli bir gurme lokantası, toplantı odaları ve çatı terasını kapsıyor.
Yapının açılışında yaklaşık 80 araç sergiye konulacak. Şirketin kalıcı koleksiyonunda ise şimdilik sergi alanına çıkarılmamış 300 araç bulunuyor. Neredeyse tüm otomobillerin kullanılabilir olduğu serginin pek çok parçası, halen vintage yarışlara ve klasik otomobil etkinliklerine katılıyor. Bu yüzden de sergi sürekli değişen bir kurguya sahip olacak; yollara çıkan otomobillerin yerlerini yenileri alacak.
Müzenin diğer ilginçliği, motor fanatiklerinin yola çıkmaya hazırlanan araçların hazırlanma seremonisini izleyebilecek olmaları... Bodrum katında, gerçekleştirilecek bu gösteri dışında müze lobisi, bilgisayar arşivleri, kahve köşesi ve müze dükkanı konumlanacak. Serginin başladığı üst katlarda ise, ziyaretçinin bir seçim yapması gerekiyor. Dileyen şirketin kronolojik tarihini ve kurucusu Ferdinand Porsche'nin 1948'e dek süren kariyerini inceleyebiliyor. "Buraya otomobil görmeye geldik!" diyenler ise birkaç adım öteden ana salona girerek serginin parçalarına göz atmaya başlayabiliyor.
Berlin-Roma arabası olarak da bilinen Porsche 64'ün el yapımı bir replikası ile başlayan sergi, böylelikle 1939'da planlanmış ancak hiç gerçekleştirilememiş bir şehirlerarası yarışın tek ürününü tanıtıyor. Aynı zamanda Porsche 356 ile başlayarak Porsche spor arabalarının gelecekteki çizgisini belirleyecek tasarımı ortaya koyuyor.
Tamamen beyaz döşeme ve duvarlardan oluşan mekanlara, ihtiyacı olan tüm rengi otomobiller sağlıyor. Aynı zamanda araçların üzerinde durduğu gösterişli platformlar da yok. Yalnızca şirketin ‘hafif', ‘akıllı', ‘hızlı' ve ‘güçlü' şeklindeki marka değerlerine atıfta bulunan ve hatırlatan ‘tematik adalarla' karşılaşılıyor. Örneğin bir Porsche 956, ziyaretçinin başının üstünden kayarcasına tavana sabitlenmiş olarak duruyor. Böylelikle saatte 321.4 km hız yapabilen aracın teorik olarak düz duvara tırmanabileceği anlatılıyor.
Müzenin diğer bir dominant teması ise araba yarışı. Bugüne dek kazanılmış 28 binin üzerinde yarış birinciliğine vurgu yapmak üzere duvarlarda 150'yi aşkın kupa sergileniyor. Bir diğer tarafta 320 bin LED'den oluşan bir ışık enstalasyonu, Porsche yarışçılarından sözler ile yarışlardan görseller içeren değişken bir gösteri sunuyor.
Resmi olarak geçtiğimiz gün açılan ve senede 200 bin ziyaretçinin beklendiği müze, etkinlik mekanı olmak üzere şimdiden 250'nin üzerinde talep almış. Arazisinin eskiden otopark olduğu düşünüldüğünde, Porsche Müzesi'ninkinin kentsel alan dönüşümü olarak başarısı hiç de fena gözükmüyor.
Bu haber Der Spiegel'dan alıntılanmıştır.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın