İstanbul Artık Resmen 2010 Kültür Başkenti: Kutlamalar Geç Başladı, Tuhaf Bir Biçimde Sonlandı

Filiz YAVUZ / 18 Ocak 2010
İstanbul, "Kültür Başkenti" unvanını 16 Ocak Cumartesi akşamı "halk" ile 6 meydanda eş zamanlı olarak yapılan kutlamalarda, "protokol" ile ise Haliç Kültür Merkezi'nde resmileştirdi. Meydanlardaki kutlamalara soğuk, yağmur ve izdiham damgasını vururken, sadece davetli misafirlerin, davetiye ile birlikte ellerine ulaştırılan güvenlik kartları yanlarında bulundurmaları şartıyla, içeriye alındıkları gece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geç gelmesi nedeniyle gecikmeli olarak başladı. Protokolün daha sanatçılar selam vermeden salonu terk etmeye yönlendirilmesiyle birlikte de "tuhaf" biçimde sonlandı.



Günlerdir "unutulmaz" olacağı söylenen resmi kutlama için Ajans yetkileri 5 bin kişiye davetiye gönderildiğini söyleseler de Ajans'tan gayrı resmi olarak edinilen bilgilere göre gönderilen davetiye sayısı 6 bin 5 yüz idi. Ve Haliç Kongre Merkezi'nin kapasitesi ise sadece 3 bin otuz beş! Bu, on yıllarca unutulmayacak kutlamaların bir parçası olmak isteyen davetliler de etkinliğe itibar edince salonda adım atacak yer kalmamıştı.

Viski bardağında şarap

Kokteyl'de göze çarpan ilk şey bembeyaz örtülerin üzerlerindeki içecek lekeleri ve masa üzerlerinde devrilmiş biçimde duran boş cola şişeleri idi. Masalardaki görüntüler, 2010 Kültür Başkentliği resmi açılış kutlamasından ziyade düğün salonunu andırıyordu ve daha kokteylin sonlarında değil başındaydık. İstediğimiz pek çok içeceğin kalmadığını öğrendikten sonra şansımızı kırmızı şarapta denedik ve nihayet viski bardağından olsa da 2010'un şerefine içmeyi başardık.

Yiyeceklerin öyle pek de bol olmadığı kokteylin ardından salona yerleşmek hayli uzun sürdü. Fakat sonradan anlaşıldı ki programda yaşanan gecikme fuayedeki konukların değil, Başbakan'nın ve Cumhurbaşkanı'nın geç gelmesinden kaynaklanmıştı.

İkramın yetersizliği organizasyona dair ipuçları vermiş olsa da Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye ile İlişkiler Çalışma Grubu Başkanı Dr. Karl Heinz Klaer'in, açılış konuşmaları esnasında konuşma yapmak üzere davet edildiği kürsüde, bunun kendisi için sürpriz olduğunu söylemesi, bizim de artık yüksek sesle organizasyona dair kuşkularımızı dillendirmemizde neden oldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının bolca alkışlandığı geceye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hükümet temsilcileri, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Koordinasyon Kurulu Başkanı Hayati Yazıcı, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Muammer Güler ve çok sayıda yabancı konuk katıldı.


Devlet erkanı sahnede

Açılış konuşmalarının ardından Yekta Kara'nın "sadece 2010 açılış töreni" için hazırladığı "İstanbul Büyüsü" adlı 65 dakikalık, İstanbul'u anlatan şarkıların ve şiirlerin seslendirildiği, İstanbul sesleriyle ve görüntüleriyle desteklenen program klişelerin üzerine oturmasına rağmen, sanatçıların performansları nedeniyle salon tarafından beğeni topladı. İlahiden Kürtçe türküye, sema gösterisinden modern dans koreografilerine, Türk Marşı'ndan "Yarim İstanbul"a, Necip Fazıl'dan Yahya Kemal'e kadar geniş bir yelpazede İstanbul'un çok dinliliğini ve çok kültürlülüğünü yansıtmayı amaçlayan gösteri aksamadan tamamlandı.

Gösteriden sonra, devlet erkanı –nedeni açıklanmadan- sahneye davet edildi. İzleyicilerin arasında "plaket verilmek üzere herhalde", "yok, yok fotoğraf için" fısıltıları duyulurken bir süre sahnede bekleyen devlet erkanı, gecenin sunucularından herhangi bir yönlendirme gelmemesi üzerine çareyi sahneden inmekte buldu. Salonu gömüldüğü şaşkınlıktan ise dışarıda başlayacak olan havai fişek gösterisinin anonsu çıkardı.

Boş salona selam

Sunucuların İstanbul Büyüsü'nde görev alan sanatçıları selam için sahneye davet etmeden, salondakileri  havai fişek gösterisi için dışarıya yönlendirmesi sanatçıların, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay dışında protokolden kimsenin bulunmadığı "neredeyse boş" salonu selamlamasına neden oldu. Avrupa Kültür Başkenti payesinin resmileştirildiği bir organizasyonda belki de olması gereken son şeylerden biri olan ve maalesef sanatçıya verilen değeri en net biçimde gösteren bu olayın 2010'un geneline dair bir ipucu olmaması dileğiyle, başlamış olan havai fişek gösterisini izlemek üzere biz de dışarı çıktık.

Yağmura önlem olarak dağıtılan 2010 logolu şemsiyeler de kalmadığı için Fransız gösteri grubu F tarafından gerçekleştirilen on dakikalık havai fişek gösterisini izlerken hayli ıslansak da gösteri buna değerdi!

Ve Kültür Başkenti İstanbul…

Dönüş yolu ise tam bir felaketti. Yağmur suyunun üzerinde yüzen kırmızı halının kenarından yürüyerek Kongre Merkezi'nin bahçesini geçtik ve çıkışa geldik. Trafik kilitlenmişti, insanlar özel araçlarına ulaşamıyorlardı ve ticari taksi yoktu. Salonu terk etmeye çalışırken kulağımıza çalınan son cümleler "İnsan Taksim'e bir servis koyar, hadi onu yapamadın taksi çağırır. O da mı olmadı bari trafiği açar!" oldu.

Gerçekten de İstanbul AKB Yürütme Kurulu Başkanı Şekip Avdagiç'in de dediği gibi İstanbul, unutulmaz bir gece ile "Avrupa Kültür Başkenti" unvanına kavuştu. 



Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :