Kamusal Alan ve Yapı Arasındaki Sezgisel Duvarlar
Filiz YAVUZ
/ 29 Temmuz 2009
Los Angelesli tasarımcılar Rob Ley ve Joshua G. Stein, teknolojik materyallerin sanattaki rolünü incelerken bir yandan da kamusal alanın iç mimari ile olan ilişkisini sorguluyor. New York City'de "Storefront for Art and Architecture"daki "Reef" isimli enstalasyon, özel alan ve kamusal alanı, bu alanları birbirinden ayıran sezgisel duvarlar ile yeniden tanımıyor.
Reef, galerinin birinci katını, mimari ve sanatsal bir deneyim yaratacak şekilde cadde ile bağlayarak, bu bağlantıyı sokağın yaşamından soyutluyor. Yol, galerinin içine doğru uzanıyor… Dışarıya bağlı bir iç mimaride ısrar eden tasarımcılar, enstalasyonları sayesinde kamusal alanın biçimlenmesinde rol sahibi oluyorlar.
SMA nedir?
Enstalasyon, bu çalışmada kullanılan SMA (Shape Memory Alloy ) teknolojisi sayesinde canlıymış gibi davranarak ısıya göre şekil değiştiriyor. Bu değişimin, enstalasyonun çevre ile uyumu açısından önemli olduğu vurgulanıyor.
Enstalasyonu kontrol eden program ısı değişikliği algıladığında, enstalasyon bir bitki gibi ya da bir organizma gibi hareket edebiliyor: Tıpkı günebakan çiçekleri gibi yüzünü güneşe çevirerek güneşi takip edebiliyor, kayalıkları çevreleyen anemon çiçekleri gibi malzemeleri kendi içine doğru kapanıyor. Mimari çevreyi geliştirmek ve çevresel algıyı şekillendirmek için bu teknolojinin altı çiziliyor.
Haber, domusweb'ten derlenmiştir.
Fotoğraflar için lütfen ilerleyiniz.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın