Mimaride Esneklik ve Ötesi; ama Nasıl?
yapi.com.tr / Mesut Tufan
/ 09 Mayıs 2013
Esnekliğin ötesi
Juerg Girsberger'den sonra sahneye çıkan ve sunumuna Rem Koolhaas'ın geçen ay Milan Mobilya Fuarı'nda görücüye çıkardığı 'Tools for Life' koleksiyonundan duyduğu heyecanı dillendirerek başlayan Jeannette Kuo, bu heyecanın nedeninin sadece 'güzellik' olmadığını, ama aynı zamanda mimarın ya da tasarımcının neredeyse yarım yüzyıla yayılan kendini konumlandırma biçimindeki 180 derecelik kayma, paradigma değişikliği olduğunu söyledi. Artık tasarımcının bir beğeni otoritesi olmaktan çıktığını, olanakları gerçek kılan kişiye dönüştüğünü vurgulayan Kuo, bununla birlikte 'kullanıcı' algısının da farklılaştığını; modernist öğretinin 'ideal insanı'nın tartışıldığını, artık herbirinin ihtiyaçları farklı olan bağımsız bireylerin söz konusu olduğunu belirtti.
Toplu konut uygulamalarıyla birlikte, standartizasyonun hızlı kentleşme sürecinde ulaşılabilir mekanlar elde etmenin bir yöntemi olarak kullanıldığı dönemde modernist ajandanın sosyal ve ekonomik baskısıyla şekillenen tipolojilerden biri olarak tanımladığı ofis yapılarının tasarımında hala pazar dinamiklerinin belirleyici olduğunu söyleyen Kuo, mimarın hala strüktürün ve kabuğun tasarımından öteye söz hakkı olmadığını ve bunun da ayakkabı kutusu mekanlarla sonuçlandığını anlattı. Kuo, bu çerçevede esnekliğin, yapıyı algılamada kökten bir değişiklik ve mekanın farklı biçimlerde kullanılabilmesi olarak düşünülebileceğini belirtti. Madmen ve House of Cards dizilerine göndermede bulunarak, ofis yapılarını hala çoğunlukla 1950'lerin modelleriyle algıladığımızı, mimarinin çok fazla değişmediğini, sadece mobilyaların farklılaştığını kaydeden Kuo, artan mobilitenin ve değişen 'iş yaşamı'nın artık yeni bir ofis konseptini gerekli kıldığını söyledi.
Mimarların, zamanın ruhuna uygun, daha iyi çalışma mekanlarının tasarlanmasında tekrar sorumluluğu ellerine alabilmeleri için her bir çalışanın bağımsız olarak ele alınması ve mekan kalitesinin öne çıkması gerekliliğine işaret eden Kuo, esnekliğin jenerik mekanlar üretmek anlamına gelmediğine dikkat çekti. Mekan karakteri ve atmosferin ve seçenek sunmanın, çalışanların motivasyonu için önemini vurgulayan Kuo, bunun da komfor ve tatmini beraberinde getireceğini belirtti. Kuo, Lozan Politeknik Üniversitesi'nden öğrencilerle birlikte gerçekleştirdikleri ve tipik ofis yaklaşımını yeniden ele aldıkları araştırmaya da değindi ve ortaya çıkan projelerden örnekler sunarak, uygulanabilir ve gerçekçi bir alternatif sunabilmenin yolunun tipolojinin belli kurallarını ve sınırlamalarını farketmekten geçtiğini sözlerine ekledi. Ofis tasarımını ve yeni bir mimari paradigma arayışını oyuna benzeten Kuo, "Bu, jenerik ve spesifik olan arasında, ekonomik sistemle mekansal muafiyetlerin yarattığı artı değer arasında, taban ölçeğini maksimize etme çabasıyla ilham verici bir çevre yaratma sorumluluğu arasında bir alışveriş" dedi.
Ünal Karamuk'un sunumunu okumak için ilerleyiniz >>>>>>>
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın