Norveçliler Dönüşümde Kente Geri Kazandırılacaklara Odaklanıyor

mimarizm.com / 08 Kasım 2013

Norveç'in önde gelen beş tasarım pratiğinin kente ve mimarlığa karşı duruşlarını sergiledikleri "Norveç Mimarlığına Bakış" bölümünde, kentlilere daha nitelikli yaşam alanları kazandıran dönüşüm projeleri dikkat çekti.


 


Norveç Danışman Mimarlar Derneği ve Yapı-Endüstri Merkezi işbirliğiyle düzenlenen "Norveç Mimarisinde Kentsel Dönüşüme Duyarlı Yaklaşımlar" konferansı, Norveç'in önde gelen beş tasarım pratiğinin kente ve mimarlığa karşı duruşlarını sergiledikleri "Norveç Mimarlığına Bakış" bölümü ile devam etti. A-lab, Snøhetta, Lund Hagem, Helen & Hard ve Nordic ofislerini temsilen söz alan konuşmacıların sunumlarında, kentlilere daha nitelikli yaşam alanları kazandıran dönüşüm projeleri dikkat çekti.

"Mimarlığın geleceği sorumluluk üstlenmede"

Liman bölgesi Bjørvika, banliyö yerleşimi Furuset ve sanayi bölgesi Vollebekk örnekleri üzerinden A-lab'in kentsel dönüşüme getirdiği çözümleri paylaşan Geir Haaversen, 40 kişilik genç bir tasarım ekibine sahip olan ofisin, proje sürecinde öncelikle kente neyi geri kazandırabileceğine odaklandığını belirtti. 

Kentliler için yeni buluşma alanları yaratmak ve binaların kentle etkileşime geçmesini sağlamak üzerine kafa yorduklarını ifade eden Haaversen, "Mimarlar olarak büyük resme bakmalı; geliştiriciler ve yerel yönetimler ile birlikte hareket etmeliyiz. Biz mimarlık ofisinin kapalı kutusundan çıkıp, diğer disiplinlerle neler yapabileceğimize bakıyoruz. Amacımız, sürdürülebilir, yaşam kalitesi yüksek mekânlar yaratmak. Planlama için yeni modeller geliştirip mimarlığın rolünü yeniden tanımladık. Böylece katıldığımız 10 kentsel tasarım yarışmasının 9'unu kazandık. Çünkü diğerlerine göre farklı öneriler sunduk" dedi.

Gerçekleştirdikleri projelerde özel, yarı özel, kamusal olmak üzere tüm alanları ayrı ayrı düşündüklerine dikkat çeken Geir Haaversen, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Önce strateji belirleyip ondan sonra mimarlık yapmalısınız. Mimarlığın geleceği, kentin gelişiminin bir parçası olup, sorumluluk üstlenmede."


Oslo'yu yeniden canlandıran opera

"Şehirde Bir Opera" başlıklı sunumunda Snøhetta'nın dikkat çeken projelerinden Oslo Opera House'un ardındaki tasarım felsefesini aktaran Camilla Moneta, yapının; deniz-gökyüzü, kent-kamusal peyzaj, bina-kentsel alan arasında arabuluculuk görevine dikkat çekti.

Geir Haaversen'in sunumunda olduğu gibi, "kentilere bir armağan / kamuya geri kazandırılan bir mekân" olgusunun dönüşüm projelerindeki önemine işaret eden Moneta, opera binası gibi karmaşık bir programı basit bir plan ile birleştirdiklerini söyledi. 

Oslo Opera Binası projesini "eşik", "fabrika" ve halı" kavramları ile ilişkilendiren Camilla Moneta, davetkar peyzajı ve anıtsallığı yeniden tanımlayan çağdaş tasarımı ile binanın, Norveç'in eşitlik ve demokrasi anlayışının bir yansıması olduğunu ifade etti.

Toplumun geneli tarafından sahiplenilen yeni opera binasının, kentlilerin hiç uğramadığı bir bölgeyi yeniden canlandırdığını belirten Moneta, "Snøhetta olarak mimarlığın, insanları sanata daha da yakınlaştırdığına inanıyoruz. Anıtsal bir yapı tasarlamanın ise, topluma bir armağan olduğunu düşünüyoruz" dedi. 


Haberin devamı için ilerleyiniz >>>>>


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :