Norveç'in yenilikçi projeleri üzerinden kentsel bağlamda yaşanan zorlukların yanı sıra İstanbul'un profesyonel ortamıyla gelişmesi umut edilen aktif bir diyaloğa vurgu yapmak hedefiyle, Norveç Danışman Mimarlar Derneği ve YEM işbirliğinde düzenlenen 'Norveç Mimarisinde Kentsel Dönüşüme Duyarlı Yaklaşımlar' konferansı başladı.
Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirilen ve açılış konuşması Türkiye Norveç Büyükelçisi Şanıvar Olgun tarafından yapılan konferansın ilk bölümünde mimar ve kentsel strateji danışmanı Peter Butenschøn kentleşen Norveç'in mimari önceliklerine vurgu yaparken; Oslo Şehir Planlama Direktörü Ellen de Vibe de Oslo'nun büyüme stratejileri hakkında ipuçları verdi.
Peter Butenschøn
Hızla kentleşen dünya için Norveç nasıl bir mimarlık önerebilir?
Sunumuna, "hızla kentleşen dünya için Norveç nasıl bir mimarlık önerebilir?" sorusuyla başlayan Peter Butenschøn, fiyordları ve eski kiliseleriyle ünlü bir ülke olarak tanımladığı Norvaç'in şehirleşme serüvenine dair bir özet sundu. Doğanın çok ön planda olduğu Norveç'in kentleşmenin çok yavaş bir ülke olduğunu, belirgin bir planlama hikayesinden bahsedilemeyeceğine değinen Butenschøn; bu anlamda diğer Avrupa ülkelerinden farklılaştığını, onlardaki gibi Ortaçağ şehirlerinin olmadığını anlattı. Ancak buna rağmen hızlı bir kentleşme yaşadıklarını ve artık nüfusun önemli bir bölümünün kentlerde yaşadığını vurgulayan Butenschøn; eski liman şehirlerinin yeniden inşa edildiğini, sanayinin şehirlerin dışına taşındığını ve bu süreçte de mimarların önemli sorumluluklar yüklendiğini kaydetti.
Yaşanan dönüşümün, kentsel kalite, demokratik ve şeffaf bir planlama süreci, iş modeli ve sürdürülebilirlik olmak üzere dört ana parametresi olduğunu vurgulayan Butenschøn; ikonik yapılar elde etmektense şehir sakinlerinin ihtiyaçlarını daha yüksek kalitede karşılanmasının hedeflendiğini söyledi.
Ellen de Vibe
Oslo örneği; yeşil ve mavinin birlikteliği
Peter Butenschøn'dan sonra söz alan Ellen de Vibe de, ana strüktürünü yeşil ve mavinin birlikteliğinin oluşturduğu Oslo dönüşümünü kamusal alan stratejileri, ulaşım ve enerji uygulamaları, kültür aksı oluşumu ve bunun bazı örnekleri üzerinden aktardı. Bir liman şehri olan Oslo için şehri kuşatan yeşil kuşağın ve nehir ağının öneminin altını çizen Ellen de Vibe; 2008 tarihli belediye gelişim planına göre büyümenin toplu taşımanın gelişmesine olanak tanıyan lokasyonlara odaklanacağını belirterek, mevcut yeşil alanlar korunurken yenilerinin de eklenmesinin hedeflendiğini söyledi. Alna nehrinin şehrin dönüşümünde bir motor işlevi üstlendiğini ifade eden Ellen de Vibe, buradaki kamu yapılarının taşındığını, sanayi fonksiyonunun da başka yerlere transfer edildiğini anlattı. Ellen de Vibe, fiziksel değişimin tek başına yeterli olmadığını, Oslo Belediyesi'nin projelerin geniş kitlelelerce benimsenmesi ve bir sinerji yaratılması için özellikle şehrin fakir bölgelerinin sakinlerine yönelik bölgesel gelişim projeleri üzerinde çalıştığını da sözlerine ekledi. Sosyal bir buluşma alanı olarak değerlendirdiği kent meydanlarının, kamusal alanların tasarımının dönüşümdeki öneminin altını çizen Ellen de Vibe; güneşin çok kıymetli olduğu Norveç'te çatı vb alanların da erişimi, kullanımı gibi konular üzerinde çalıştıklarını söyledi. Oslo'nun toplu ulaşım stratejilerinden de bahseden Ellen de Vibe, elektrikli otomobiller konusunda Avrupa'da öncü olmak istediklerini ifade etti. Kentin birbirinden ayrışan doğu ve batısının arasındaki makasa da değinen Ellen de Vibe, kültür sanat projeleriyle bu kutuplaşmanın azaltılmasının hedeflendiğini sözlerine ekledi.